bozmakia kalmıyor, çocuğun letür- bali için bazı tehlikeler arzediyordu. işte Merkez, çocuğun bu aksayan taraflarını ele alıyor ve çocuğu yeni- den terbiye etmek yoluna gidiyordu. Değişen şartlar Süphesiz bu zannedildiği kadar kolay bir iş değildi. Ama anne- leri ürkütecek bir mesele de değildi. Nahit Tendar bütün dünyada pek çok artan çocuk meselelerini herşey- den evvel süratle değişen hayat şart- larına bağlıyordu. Meselâ bizim ce- miyetimizde, bahçeli köşk sistemin- den apartıman hayatı sistemine ge- çişimiz bile çocuk terbiyesi — üzerin- e, muazzam tesirler yaratmıştı. Ye- ni şartlara yeni bir terbiye sistemi ve yeni bir görüşle intibak şarttı. Bunu eski geleneklerle — halletmek cidden imkânsızdı. Annenin bu mev- zuda daima bilgili hareket etmesi ve müşküllerini anlıyan — kimselere da- nışarak halletmeye çalışması lâzım- dı. Bunu biraz fedakârlık ve gay- retle her anne başarabılmekteydı Çünkü annedeki bıtıp tükenmek bil- mez sevgi aynağı bu işlerde en büyük yardımcıydı Bütün bu gay- retlere rağmen ciddi bir intibaksız- lık gösteren, problem olmaya başlı- yan çocuk ise, muhakkak mütehas- sısların muşahedesınden geçirilme- liydi. Tedavi yolu eniden terbiye edilecek çocuk Şişlideki merkezde evvelâ bir ço- cuk doktorunun ve bir psikiyatrın muayenesinden geçirilmektedir. Bun- dan sonra çocuğu bir psikolog ve bir sosyal yardımcı ele almakta ve böylece şikâyetlere bir teşhis konul- aktadır. Merkez, çocuk hakkında kati bir kanaate vardıktan sonra aile ile devamlı temaslar temin edil- mektedir. Çünkü aile ile müşterek çalışma yapılmadıkça başarı kün değildir. Çocuklar aşağı oyun terapisi ile tedavi edilirken an- neler veya veliler de üst katta sos- yal yardımcılarla Ççocuğun — hususi- yetleri hakkında konuşmaktadırlar. Bazı çocuklar grup — faaliyetleri sa- yesinde, çok kısa zamanda inti sızlıklarını kaybedip en normal le dönmektedirler. Me3elâ sırf etrafa bakarak manilerinden vaz geçen ço- cuklar vardır. Dört yaşlarını bitir- dikleri halde mütemadiyen altlarım kirleten ikizler merkezdeki arkadaş- larına bakarak iki üç ay içinde bu âdetlerinden Vazgeçmışlerdır ne böylece altı senedir emziğini ter— ketmiyen bir çocuğu, ondan ayırmak gayet kolay olmuştur. Yeniden ter- biye gerektiren vakalarda ise, ço- cukla hususi surette meşgul olun- maktadır Oyun terapisi ocuğun hakiki problemi daima oyunda meydana çıkar. Kendisini oyuna kaptıran bir çocuk ruhunun derınlıklerındekı meseleleri, — üzün- ve azabını açığa vurur. O anda çocuğa yaklaşmak, onu anla— mak ve onu iyileştirmek müm dür. Çocuk böylece içini boşaltır ve rahatlar. Büyükler meramlarını 1i- AKİS, 21 MART 1959 Mustafa Kemalin Çizdiği Yol I slamıyete en büyük hizmeti ya- insan kimdir dıye surulsa ilk akla yelen isim, şüphesiz Mus- tafa Kemal olacaktır. Çunku Mus- tafa Kemal, dini yobazların ve is- tismarcıların elinden kurtarmakla, herşeyden evvel, onun hakiki veç- hesini ortaya koymuş ve islâmiye- tin akidelerine, ahlak felsefesine ve realist goruşlerıne uyan bir ca- mianın, yanlış tefsirlerinden ve hazı şekil taassuplarından kurtul- duktan sonra, kısa zamanda mede- ni vasfına lâyık bir ileri cemiyet manzarası arzedebileceğini bütün dünyaya ispat etmiştir. Beş vakit namazı, Tramazanda orucu, şart koşan, buna mukabil yalanı, ifti- rayı her türlü menfaat manevrala- rını mubah sayan bir din anlayı- şı, elbette, cemiyeti yükseltemez- di. Böyle bir din anlayışının hakim olduğu bir cemiyet dünyada, lâyık olduğu itibarı kazanamazdı. İste Mustafa Kemal hasta cemiyetimi- zi tedavi etmek iyin, herşeyden ev- vel bu yaraya dokunmak lüzumu- nu duy ilk iş olarak, — dinle dünya ışlerını birbirinden ayırmış ti. Bunun irin de dinimizi ve var- lığımızı batıl itikatlara bağlıya- rak geçinen bir sınıfı yok etmişti. Onun devrinde yaşamış olan pek dindar kimseler tanırım. Beş vakit namazlarını kılar, fakat dinle dün- ya işlerini asla birbirine karıştır- mazlar. Çünkü bunlar, devrimle- rimizden evvelki devri yaşamış ve bunun faciasını çok yakından ta- nımışlardır. Atatürk devrimlerini hazırlarken hakiki din adamları- nın fikirlerinden dalma istifade etmiştir. Fesi çıkarıp şapkayı gi- yerken, harf inkılabını yaparken, şuursuz bir tesettürün asla na- mus ifade edemiyeeeğini halk top- luluklarına anlatırken yanında hep din adamları vardı. Atatürkün ta- rihimize altın harflarle — yazdığı muazzam eserinde bugün tek bir sayfa boş kalmıştır. Bu sayfa genç Türk Cumhuriyetinin demok- rasi başarısını kaydetmek — üzere beklemektedir. Mustafa Kemalin bunun için bize, gereken her türlü malzemeyi bırakıp gittiğini unut- mamamız gerekir. 1950 seçimle- sanla, küçükler ise jestler ve mimik- lerle anlatırlar. Merkez oyun terapi- sine bilhassa ehemmiyet — vermekte- dir. Bunun için alt kattaki oyun oda- sı çocuklar için hakiki bir cennettir. Orada çeşitli oyuncaklar, — kuklalar, ınşaat malzemesı evler, askerler, a- rabala G çeşitli zekâ testleri, pIOJektıf testler mevcuttur. Annenin rolü ocuklara yaklaşmak cidden ko- lay olmaktadır. Ama merkezdeki Jale CANDAN rinde biz bu boş sayfayı, bir an için doldurduğumuzu Ssanmıştık. Hâdiseler pek acele hüküm verdi- ğimizi göstermiş olmakla beraber, bir adım ileri, bir adım geri işi ergeç başaracagımızdan şüphe- miz yoktur. Yalnız Mustafa Ke- malin bize çizdiği yoldan ayrılma- mamız şarttır. Bu yol dinle dev- let işlerini kafi surette birbirin- den ayırmıştır; din her ne pahası— na olursa olsun asla siyasete â- let edilmiyecektir. Son günlerde esefle görüyoruz ki bu prensipler hiç sayılmakta ve dinin hakiki mânasını kaybedecek şekilde is- tismarı yoluna gidilmektedir. Ada- nada iktidara mensup bir millet- vekili tarafından bir muhalif hak- kında sarfedilen "dinsiz" kelimesi- n başka bir şekilde tefsirine im- ka var mıdır? Sonra başka bir nokta daha: Konuşmayı yapan müslüman, acaba dinimizin bu şekilde kufurlere cevaz verme- diğini ilm Eğer bunlar munferıt hadıseler olsa, belki du- rulmaya — değmeyebilirdi. — Fakat son ayın olaylarını gözden geçire- cek olursak tehlikeli zihniyetin nasıl geliştiğini görmememiz ka- bil değildir. Olur olmaz yerde tek- bir getirmek, kurban — kesmenin mânasına aykırı gösterilerde bu- lunmak, nihayet İstanbulda bir parti ocağını imam duaları ile aç- mak gibi.. Şurasını unutmamak icap eder ki ibadet ancak şahısla- rı ruh huzuruna götürür, siyasi partilerin ise, selâmeti başka yol- larda aramaları, icap eder. Haki- ki müslüman odur ki, ibadetini her nevi gösterişten kaçınarak ya- par. Çünkü Allahla kul arasına gi- ren herhangi bir başka düşünce namazı da, duayı da bozar. Biraz sempati kazanmak pahasına parti ocaklarını imamla, hocayla açma- ya başlıyacak olursak, fırsatçıla- rın, sahte din adamlarının doğma- sına sebebiyet vermiş oluruz ki bugün Türkiyede bunu arzu ede- bilecek siyaset adamıma mevcut olduğuna inanmıya imkân Çünkü bu, cemiyetimizin için ne derece zararlı İse, için de o derece zararlıdır. ınkışafı dinimiz mütehassis elemanları en çok üzen şey, anneleri ele — geçirememektir. Anne hâdiseyi takip etmedikçe ço- cuğu kurtarmak hakikaten güçtür. Çünkü akşam olunca, çocuk evine dönecektir. Bilhassa orada anlayış görmesi, bilgili bir ihtimamla karşı- laşması lâzımdır. Her anne çocuğu- nu sever, ama sevmesini de bilmek lâzımdır ve meselelere çok zaman 9ebep olan büyüklerdir. 31