MUSİKİ Orkestralar Umumi menfaatlere hizmet orkestra şefi) sında Türkiye Filarmoni Dernegının İstiklâl Caddesine çı- kan sokaklardan birindeki lokalinde verilen kokteyl partide, derneğin ku- rucusu Cemal Reşit Rey, uyelere sevindirici bir haber verdi. Derneğin bağış kampanyası sona ermiş , bu yılın kampanyasından elde edileceği umulan gelirden daha fazlası sağlan- mıştı. Cemal Reşit Rey, kampanya boyunca derneğe yardım gösterenle- re —konsolosluklara bankalara, hat acentalarına, müesseselerine, nıhayet yeni üyelere- teşekkür ettikten sonra, dernek ku- tucularından Afif Tektaş, kampanya netıcesını rakamlarla bıldırdı cağı umulmuştu. Halbuki kampanya sonunda eldeki meblâğ, 40 bin lirayı aşıyordu. Bu para herhalde, hazırla- dıgı konserlerden hemen hemen hep- sini zararla kapatan derneğin taşıdı— ğı maddi yükü hafifletecekti. Bu y verilen orkestra konserlerinde ancak İdil Biret ve Ayla Erduran gibi so- listler sayesinde, Saray Sineması sa- lonu son iskemlesine kadar dolduğun- da dernek zarar etmemiş, üstelik "kâr" faile sağlamıştı: 60 lira civa- rında bir para!_Solis__tlere, orkestra ve sinema sahibine ödenen paralar, bir türlü gişe hasılatıyla uyuşamıyor- du. İstanbulun daha büyük bir kon- ser salonu olsaydı, dernek bu salon- dan kira ödemeden faydalanabilsey- di, belki defterlerinde kâr hanesine de rakam kaydetmiye başlar ve İs- tanbulun kültür hayatına olan hiz- metlerine daha bol maddi imkânların b verdiği gayr etle devam edebilirdi. e dernegın Istanbullulara sağladıkları küçümsenemezdi. kiyenin en büyük şehrinin en faal musikişinası Cemal Reşit Reyin 1946 yılında, Nadir Nadi, Ömer Refik Yaltkaya, Saadettin Arel Afif Tek- taş gibi musıkışınaslarla bırlıkte kur- duğu dernek o andan beri İstan- bulun Sanat hayatına büyük hizmet- lerde bulunmuştu ve nihayet birkaç verdiği — 109'uncu konserle, 1958 69 mevsimine resmen "Umumi Menfaatlere Hadim" bir dernek ola- rak girmişti. Kurulduğu,günden beri dernekle işbirliği etmiş olan -hattâ dernegın konserlerınde "Türkiye Fi- armoni rneği Orkestrası" — adıy- la sahneye çıkan- İstanbul — Şehir Orkestrası, çoğunlukla maddi se- beplerin yukselttıgı engellere rağ- şehrin hayatında orkestrasına olan ihtiya- cı canla başla karşılamıya çalı- şıyordu. İstanbula senfonik musikiyi getiren Cemal Reşit Rey hiç değilse teşebbüsünü devam ettirebilmiş, iste- diği gibi geliştiremediyse bile İstan- bulu, orkestranın yarı muna rağmen, profesyonel sayılabile- cek çalışlarla dinletilen senfonik mu- 26 L 4 Cemal Reşit Rey yeni çalgıları ıncelıyor Bir hoş sadâ!.. sikiden mahrum bırakmama başarısı- nı göstermişti. Yeni çalgılar rkestra üyeleri olsun, şef Cemal Reşit ve yardımcısı Demirhan Altuğ olsun mensubu oldukları top- luluğun sanat menfaatleri- zaviyesin- den, önümüzdeki günlere artık taze ümitlerle bakıyorlardı: orkestra Ni- san ayında, konserlerini yepyeni çal- gılarla vermiye başlıyacaktı. Rocke- feller Vakfının yaptığı 70 bin dolar- lık yardımla satın alınan yeni çalgı- lar gümrükten çıkmıştı. Bu çalgıla- rın İstanbul Konservatuvarı demirba- şına kaydedilmesi işi sona ermek zereydi. Bir aylık bir müddet içinde orkestra üyeleri yeni çalgılarına alı- şacaklar ve gelecek ayki konserlerin- de artık, dünyanın ileri gelen imalât- hanelerinin yaptığı bu çalgılarla sah- neye — çıkacaklardı. — Konservatuvar müdürü Eşref Antikacı geçen yıl, çalgıların seçilmesi işiyle meşgul ol- mak üzere New York'a gitmiş New York Filârmoni Orkestrasının üyele- riyle bir bir konuşmuş, onların tavsi- yelerini almış ve her çalgının, Ame- rikada olsun, Avrupada olsun, en iyi imalâtçılara ısmarlanmasını — sağla- mıştı. Bu ara bazı çalgılar unutul- muştu. Meselâ bir senfoni orkestra- sının, klâsik öncesi musikiyi çalmak için muhtaç bulunduğu klavsen akla gelmemişti. Bu yüzden Bach gibi, Vi- valdi gibi bestecilerin musikisi İs- tanbul orkestrasınca, üslüba yaklaşan icralarla dınletılemıyecektı Ama, ye- ni çalgılar sayesinde orkestranın hiç olmazsa şimdiki sınırlı repertuarı çok daha temiz seslerle halka sunulacak- Hem böylece, orkestra üyelerinin ıcracılık kabılıyetlerı hakkında gönül rahatlığıyla hüküm mek mümkün olacaktı. Öte yandan, Rockefeller Vakfının yaptığı yardımlarla gelen malların gümrük vergisinden muaf tutulması hususunda hükümetçe ve- rilen karar, orkestrayı, bugünkü du- rumda butçesının asla müsaade etmi- yeceği büyük masraflardan — kurtar- Bununla beraber, bu ferahlatıcı durumu karartan golgeler de eksik değildi. Orkestranın en iyi üyelerinin daha cazip teklifler alıp başka işler kabul etmeleri ihtimali varitti. Nite- kim kornocu Saim Kalafatoglu ve tembalci Necati — Yedica Ankara Devlet Opera Orkestrasından aldık- ları teklifleri kabul etmişler ve "Ne yapalım; paraya ihtiyacımız var" de- yip İstanbul orkestrasını terketmiş- lerdi. Amerikalı arpçı DeWayne Ful- ton, Herbert Von Karajan'dan aldığı bir teklifi kabul etmiş, Almanyaya gitmişti. Gerçi yerine gelecek mev- sim San Francisco Senfoni Orkestra- sının arpçısı Virginia — Klassen cekti ama, o zamana kadar çekılecegı şuphesızdı Nitekim Cemal ey, bu sıralarda programa arplı eserler dikkat ediyordu. Arpçı sıkıntılarına kar- orkestranın en Zzayıf iç bö- olan fagot bolumune bir fagotçusunun Rene Au- ge'nin girmesiyle mühim bir mesele halledilmişti. Kornolar bölümünün, biri Yugoslav, öbürü İtalyan iki üye- si ise, hele trtompet ve trombon gibi diğer pirinç çalgıları çalan kaliteli musikişinaslarla birleştiklerinde, or— kestranın nefes çalgıları — topluluğ nun bu bölümünden, yabancı orkest— ralarınkilerle kıyaslanabilecek lar çıkmasını sağlıyorlardı Orkestra üyeleri ayda, en azı 150 lira, en çoğu da 550 lira ücret alıyor? lardı. Gerçi yeni zamanlar sayesinde AKİS, 21 MART 1959 koymamaya