21 Mart 1959 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 22

21 Mart 1959 tarihli Akis Dergisi Sayfa 22
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

DÜNYADA OLUP BİTENLER nistlikle suçlandırdı. Bağdatta kuru- lan rejim, başlangıçtaki gayelerınden uzaklaşmıştı. Nuri Sait a ve Kral Faysal rejimi devrildiği zaman taki ayaklanma Arap mıllıyetçılıgının bir zaferi olarak alkışlan Nâsır da elinden geldiği kadar yenı rejimin kökleşmesine yardım etmişti. Fakat, ilk zamanlar Birleşik Arap Devletıy— le Irak arasında her ân beklenen ya- kınlaşma bir türlü vuku bulmamıştı. Bilâkis, Bağdattaki hükümet, Albay Arif gibi Nâsırcı unsurları yavaş ya- vaş tasfiye etmiş, Birleşik Arap Dev- letine yaklaşacak yerde Ruslarla sıkı münasebetler kurmuştu. Nâsıra göre, kendisi General Kasımla buluşmak için dört defa teşebbüse geçmiş, dör- dünde de teırlenmış Sola dön Bagdattakî hükümette sol unsur- ların ağır basışı son zamanlarda kimsenin gözünden kaçmamıştı. Nuri Said zamanında memleket dışına kaç- mağa zorlanan veya hapishanelere doldurulan unsurlar, yeni rejimle bir- likte gayet kesif bir kampanyaya gi- rişmişler, memleketteki muhtelif ce- maatler arasında mevcut çekişmeler- den de faydalanarak hükümetin muh- telif kademelerine nüfuz etmişlerdi. Musulda çıkan isyan bu sola doğru kayış karşısında hazırlıksız ve ken diliğinden ortaya çıkan bir ayaklan— ma mahiyetindeydi Hakikaten artık kapanmış olan Musul hâdiseleri yakından incelendiği man, herhangi bir plânın ve hazır- lıgın yoklugu hemen göze çarpmak- tadır. Albay Abdülvahap Şevvaf Mu- sulda cereyan eden bâzı hâdiselerin tesiriyle sılaha sarılmış, fakat önce- en memleketin başka bölgelerindeki kumandanlarla anlaşmadığı için, giriş tiği ayaklanma mevzii kalmıştı. Ka- mil Kazancı adında bir Ermeni ko- münistin Musul sokaklarında tertip- ledıgı barış yürüyüşü sırasında -ki resmi açıklamalara göte 250 bin kişi katılmıştı— Garnızon Kumandanı Ab- lvahap Şevvaf'ın aldığı tedbırler dolayısıyla çıkan karışıklıklar "Ku- zey Irak isyanı" denen hareketin baş- lamasına sebep olmuştu. Bu hafta başında, hükümet kuv- vetlerinin müdahalesinden sonra Mu- sul sokaklarında hâlâ kan akmaktay- dı. Şimdi sıra, meydanı boş bulan ko- munıstlerdeydı Şehri ele geçiren hü- met kuvvetlerinin açıkça himaye ettıgı komünist gruplar, isyan günle- rinde kendilerine yapılanların acısını fazlasıyla — çıkarmaktadırlar. Komü- nistlere Tradyoda soz verilmektedir. Bağdat Radyosu da "Kültür Cemi- yetlerı ve Sendikalar irtibat komite- si", idamlar, Ordu ve hükümette tas- fiyeler yapılmasını Ve kütlelerin si- lâhlandırılmasını istemiştir. Bunlar komünistlerin talepleridir. Bu sayede halkı silâhlandırmak ve Times'in tabırıyle 'ambriyon hâlinde Sovyet- ler" kurmak arzusundadırlar Tıpkı 1917 1htılalınde olduğu g Garnizon kumandanının öldürdü- ğü Kâmil kazancının cesedi de Bağ- 22 Cemal Abdülnâsır Kapsül!.. data kadar büyük merasimle taşın- mıştı. Geçen hafta sonunda Bağdatta tertiplenen cenaze alayının Birleşik rap Cumhuriyetindeki nümayişler- den hiç farkı yoktu. Tabutun arkası- na sıralanan 150 bin kişilik kalabalık "Kahrolsun Nâsır!, Kahrolsun Arap Emperyalistleri!" diye bağırmıştı. Ayrıca Nasırın kartondan yapılmış büyük bir resmi de sembollik bir şe- kılde Bagdat sokaklarında idam edil- mişti Açılan gedik I rakla Birleşik Arap Cumhuriyeti arasındaki gerginlik sadece mey- dan nutuklarına ve sokak gösterileri- ne münhâsır kalmadı. Hudut boyla- rında da sık sık hâdiseler çıkmağa başladı. Musul isyanım takip eden günlerde, Irak Hava — Kuvvetlerine mensup jet uçakları Suriye toprak- larına altı kilometre kadar tecavüz etmişler ve bir köyü bombalamışlardı. Birleşik Arap Cumhuriyeti uçakları misilleme hareketine geçmemişlerdi. Nâsır, kendi propagandası için bu hâ- dıseden de ustalıkla faydalanmasını becermiş, "Arapların Araplara ateş açmasını doğru bulmadıgı için" mu- kabele emri vermediğini bildirmişti. Fakat, Suriye Irak sınırı yakınla- rında Birleşik Arap Cumhuriyeti kuv- vetlerinin manevralara başlaması için mir — verilmesi, — geciktirilmemişti. Bağdatta, Şamda ve Kahirede söyle- nen nutuklarla büsbütün körüklenen bu gerginlik, Orta Doğunun daha da karanlık günlere doğru gitmekte ol- duğunu göstermektedir. Fakat asıl mühim olan, Bağdat rejiminin artık açıkça sola kaymış olmasıdır. Batının Orta Doğuda kur- mağa çalıştığı savunma hattı bakı- mından bunun neler ifade ettiği ise, fazla izaha lüzum göstermiyecek ka- dar açıktır. Hele bir de İran, Rus hâ- kimiyetine düşerse, Rusya karayolun— dan Orta Doğuya girmiş olacaktır. İran Şahın derdi I rakın artık su götürmez bir şekil- de sola kayışı karşısında, İranın durumu büyük ehemmiyet kazanmak. tadır. Dünyanın bu köşesinde kurul- muş olan setin -İraktan açılan gedik tesiriyle- büsbütün çökmemesi için dahili durumu bakımından kuvvetli ve güvenilir bir İranın mevcudiyeti elzemdir. Aksi takdirde, kuzeyden ge- len nüfuz gayretleri karşısında Batı bir daha ele geçirilmesi imkânsız ka- yıplara ugruyacaktır ltıraf etmek lâzımdır ki, İran henüz bu "kuvvetli ve guvenılır muttefık intibaını vere- bilmekten çok uzaktır. Karaşi toplan- tıları sırasında Şahın giriştiği diplo- masi cambazlıkları henüz unutulmuş değildir. Son — imzalanan karşılıklı müdafaa anlaşmaları bu tatsız hatı- raları unuttursa bile, asıl mühim me- sele, yani İranın dahilt bünyesi hâlâ endişe verici mahiyetini muhafaza te- mektedir. Şah, İranı komünizmden korumak için en kestirme yolun memleketteki toprak ağalarının nüfuzunu kırmak, hükümet çevrelerindeki suistimalleri önlemek, basının tenkidlerine müsa- maha gostermek ve halk idaresini yerleştirmek — olduğunu — düşünecek yerde, tahtını muhafazaya yarayacak işlerle uğraşmaktadır. Bunların ba- şında, dahilden gelebilecek tehlikele- re karşı da Amerikan teminatı bul- mak tasası vardı. Son anlaşma, bu noktanın az çok hâlledilmiş olduğunu göstermektedir. Şimdi sıra, Şahın -yi- ne sevgili tahtıyla alâkalı, ikinci ta- sasına gelmiştir. Çorba da pişti... M uhammed Rıza Şah Pehlevi, ken- disine tosun gibi bir veliaht hedi- ye edecek kadını henüz bulamamış- tır. İtalyan prenseslerinden Gabriella hakkında plânlar da genç kızın "ben babam yerindeki adamla evlenmem!" diye dayatması karşısında suya düş- müştür Fakat, son gelen haberler, bu işi gayet sıkı tutan ve büyü bir azimle takip eden Şah hazretlerinin nihayet emeline yaklaşmak üzere olduğunu göstermektedir. Pariste çıkan "Ici- Paris" adlı haftalık gazete tarafından bildirilen ve bu gibi mevzularda oto- rite sahibi İtalyan gazeteleri tarafın* n da tekrarlanan bir habere göre, Muhammed Rıza Şah Pehlevi -yaş kırk. İsveçli prenses Birgitta ile ev- lenmek arzusundadır. İsveç Kralının ikinci çocuğu olan genç ve güzel Prenses jimnastik öğretmenliği yap- maktadır. Avrupada dolaşan şayiala- Tra göre, prensesin resimlerine vuru- lan ve methini duyan Şah, derdini AKİS, 21 MART 1959

Bu sayıdan diğer sayfalar: