21 Mart 1959 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 28

21 Mart 1959 tarihli Akis Dergisi Sayfa 28
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

MUSİKİ Hikmet Şımşek Suna Kanla konsere hazırlanırken Şef muavinliği tı körlenmiş bir şehir olan İzmir için bir orkestranın ve bir musiki derneği- nin ne kadar faydalı olacağım düşün- müştür. Cesaretini kıranlar yok de- ğildi. Kendisine İzmirin bir tüccar şehri olduğunu, incir ve pamuğun ya- sında Mendelssohn ve Schubert'in pa- ra etmiyeceğini, sanat faalıyetlerının tutunamıyacagını söylemişler Her- şeye rağmen kolu kanadı kırılmayan Barlas işe giriştikten kısa zaman sonra İzmir halkının uyanık ve iyi niyetli olduğu, müsbet ve dürüst gör- düğü her teşebbüse yardım ettıgı ne— ticesine varmıştır. İzmirde daha ö de, seyrek, istikrazsız teşkilâtsız ol mak üzere, orkestra çalışmaları ya- pılmıştı. Barlas bu çalışmalara bir istikamet verdi; mevcut elemanları bir biçime, bir düzene soktu. İzmire vardığından bir yıl sonra mevcut or- kestrayı yaşatmak, desteklemek ga- yesiyle, bir Filârmoni Derneğinin ku- rulmasını sağladı. Kanserler öncele- ri, 200 kişi alan Eğitim Merkezi sa- lonunda veriliyordu. İzmir halkının senfonik musikiye gösterdiği rağbet üzerine, konser yeri olarak 630 kişi alan oşk Sineması salonu seçildi. Yeni durumuyla bugune kadar yirmi- den fazla konser vermiş olan orkestra 1958-59 mevsimine geçen Kasım ayı- nın ilk haftasında. Filarmoni Derneği abonman serisinden altı konser ver- mek üzere başlamıştır. Bu mevsimin solistleri -çalacakları eserlerle birlik- te, önceden tesbit ve ilân edilmiştir: Serıde Barlas, Ferdi Statzer, Mithat Fenmen —pıyanıstler— Lily Statzer —keman—, lay ve Martin Bochmann -viyolonselciler-. Orkestra repertuarı maceraperest bir davranı- şı aksettirmektedir: şimdilik klâsik ve ilk romantik çağlan temsil eden, Haydn, Mozart Weber, Beethoven, 28 yolunda... Schubert gibi bestecilerin eserlerin- den meydana gelmiştir. n eser kesiminde orkestranın tecrübesi ve -şehir bandosu üyeleri dışında- musikişinasların hepsinin a- matör oluşları büyük rol oynamakta- dır. 42 kişilik İzmir orkestrasında avukatlar, bankacılar, tüccarlar, Es- hot şube müdürleri, bir tornacı, bir asker, bir tıb talebesi vardır. Hepsı kendilerini candan, içten bir musiki sevgisiyle bu çalışmaya vermişlerdir. Geçen yıla kadar üyelerin her biri -şef Barlas dahil- ayda sadece 60 lira almaktaydılar Bu yıl bu para 120 liraya yükseltilmiştir Bundan başka her prova ve konser için, bir viyolon- selci ve bir kontrabascı Aydından, bir obuacı da Manisadan gelmektedir. Üye adedinin artması şimdilik, başka bir iş için İzmire gelmiş çalgıcılara bağlıdır. Gerçi İstanbul Konservatuarı ol- sun, Cumhurbaşkanlığı — Orkestrası olsun İzmir orkestrasına nota bakı- mından yardım etmektedirler. Fakat İzmirin bu genç ve idealist musiki topluluğunun eksiklikleri notayla kalmamaktadır; Hükümetin ve Be- lediyenin yardımları beklenmekte- dir. Memleketin sanat hayatının bü- tün mesuliyetini yüklenmiş olan Mil- li Eğitim. Bakanlığı Güzel Sanatlar Umum Müdürlüğü, Türkiyenin sanat hayatının bütün kesimlerine karşı ol- duğu gibi. İzmir Orkestrasına karşı olan vazifesini de yerine getirmemek- tedir. Güzel Sanatlar Umum Müdür- lüğünün, bu orkestranın gerçekten bir profesyonel orkestra, Müzik O- kulunun da gerçekten bir konserva- tuar haline gelmesini sağlıyacak a- lâkası, Türkiyenin üçüncü büyük şeh- rinin sanat çevrelerinde bugün için henüz ümit ve hayal safhasındadır. Öte yandan -bir zamanlar İstanbulda olduğu gibi- İzmir Belediyesinin bu orkestrayı tamamen ele alması da is- tenmektedir. Şimdilik bu arkestraya alâka ve yardım gösteren, İzmirdeki man — Konsolosu J. ehrfels'dir. Konsolos, Almanyada ünlü şefler ya- nında tecrübesini artırması için, Or- han Barlasa bir burs sağlamıştır ve orkestraya nota ve bir kaç çalgı- -bir fagot ve bir obua- hediye etmiş- tir. Fakat orkestranın çalgı ihtiyacı Alman Konsolosunun şahsi gayretle- rıyle karşılanacak gibi değildir. Bu- gün kullanılan eski, bozuk, kalitesiz çalgıların yerine yenılerının alınması iyi niyetli sanatseverlerin mütevazi gayretleriyle — değil, daha — kuvvetli ellerin yardımıyla mümkün olabilir Kimbilir, belki gene Milli Eğitim Ba- kanlıgından önce Rockefeller Vakfı bu ihtiyacın karşılanması gerektiğini hissedecek, yardım elini uzatacaktır. Hallaç ile tenekeci I zmırın mütevazı orkestrası şöyle rsun basketin şanlı şerefli Cum- hurbaşkanlıgı Orkestrası bile henüz kırık dökük çalgılarla, tenekeciye lehimletilmiş tronbonlar, — çatlakları macunla kapatılmaya çalışılmış obu- alar, bir hallaçtan tedarik edilmiş kontrabas telleriyle musiki yapma zorundadır. Çalgı meselesinin halle- dileceği hususundaki ümidler de ar- tık orkestranın şefinde olsun, üyele- rinde — olsun mamen kırılmaştır Rockefeller yardımı sayesinde yakın- da yepyeni çalgılarıyla konserlerini verecek olan İstanbul Orkestrasına karşılık, Türkiyenin resmi orkestra- sı hurdalarla çalmıya devam edecek- tir. Ne orkestra üyelerinin sızlanma- ları, ne basındaki şikâyetler, ne de orkestranın konserlerinde çalgı bo- zukluğu yüzünden çıkan çirkin ses- ler bu tarihi topluluğun mesuliyetini yüklenenleri tedirgin edememiş, on- lara birşeyler yapma lüzumunu his- settirememiştir. ötü çalgılarına rağmen son bir yıl içinde Cumhurbaşkanlığı Orkest- rasının icra kalitesinde olsun, reper- tuarının değişmesi ve Zzenginleşmesi suretiyle bu topluluğun yurdumuzun kültür hayatında işgal ettiği mevkide olsun, belirli bir yükselme olduysa bu yalnız ve yalnız, geçen yıl bu za- manlar Cumhurbaşkanlığı Orkestra- sının şefliğine tâyin olunan Robert Lawrence sayesinde gerçekleşebil- miştir. Layvrence'ın orkestraya aşıladıgı musiki zevki ve çalışma hevesi m sim bitip de Amerikalı şef yurduna döndüğünde sönüp gidecek midir? Bu tamamen. Lawrence'ın yerine tâ- yin edilecek şefin şahsıyetıne bağlı olacaktır. Praetorius'un ölümünü ta- kip eden on yıl içinde orkestrayı baş- sız -daha doğrusu asla "şef” denemi- yecek, Haymo Taeuber gibi kişilerin idaresinde- bırakan Güzel Sanatlar mum Müdürlüğü. Lawrence tecrü- besinin verdiği müspet dersten fay- dalanmıyacak olduğu takdirde Cum- hurbaşkanlığı . Orkestrası iki yıl i- çinde kazandıklarını, hiç şüphe edil- mesin ki, gene kaybedecektir. Bu ara, AKİS, 21 MART 1959

Bu sayıdan diğer sayfalar: