İstibdattan 1910 Yemen seferi için asker toplanması devri sü- ratle sona ermişti. Artık askeri hareketlere f'ıılen geçmek zamanı gelmiş ve her taraftan Zeydiler a- leyhine dağlık mıntıkaya karşı ileri yürüyüş başla- mıştı. | "Ahmet İzzet Paşa Tahamede sadakat ve kera- metleriyle nüfuz kazanmış belli şeyhler ve sayitler- le görüştükten sonra, Menaha dağlarının eteğinde büyük kuvveti topladı Diğer tir kolu Tais üzerine gön- dererek taarruz emri verdi. Geniş ve sarp Menaha böl- gesi işgal olunarak, mahsur asker kurtarıldı ve ileri harekât devam. etti. Sanaya kadar müteakip bölgeler- de, çetin muharebeler oluyordu. Yemenin — kendisine mahsus savaş âdetlerim iyi tanıyan ordu kumandanı mukavemetleri kırarak ilerliyordu. Dört beş muhtelif erde Yemenlilerin kati bir şekılde muharebe kabul ettıklerını hatırlıyorum. Seki n gün içinde Sanaya vardık. Muhasara açıldı, hareket Sanadan idare olun- maya başladı. Bundan sonra, bütün Yemenin isyandan temizlenmesi aylar surmuştur İmamın doğrudan doğ- ruya idaresindeki bölge ise senelerin muharebeleriyle kendiliğinden belli olmuştu. Bizim uğraştığımız İmam Yahyanın 40 seneden beri Osmanlı Devleti ile harb ha- linde bulundugundan bahsedilirdi. İmam Yahyanın mın- tıkasına kadar her bölgenin temizlenmesi uzun sürdü. Muhtelif kollar Tais, Hacce, Hacur hudutlarına kadar devlet idaresini tesis ettiler ve neticesini beklediler. eri harekât esnasında ordu bir köşesinden fe- na bir hastalığa tutuldu. Koleraya benzetiyorduk. Ye- mende eski tecrübe görmüş Abdülselâm Paşa — başka birşey söylüyor, gece gündüz her tarafa — koşuyordu. Bir gün sıkıştırdım. Kolera zannettiğimizi — söylüyor, ona göre tedbir alınıp alınmadığını öğrenmek istiyor- dum. Yalnızdık ve ben karargâhta, benden kıdemlile- rin herbiri bir tarafa gittiği için, kıdemli kurmay va- zıyetındeydım Abdülselâm Paşa mukavemet ettikten sonra "evet, koleradır" dedi. Şımdı yapılabilecek şeyle- ri yaptığını anlattı. Bir an önce Sanaya kadar yolu aç- maktan başka çare olmadığını görüştük. Ordu kuman- danı vasiyeti biliyor ve bu suretle idare ediyordu. Fe- laket büyük bir ölçü almadan Sanaya varmak bizim için katmerli başarı olmuştu "İstiklââ — Harbinde de Büyük Ta- arruzdan önce, karşımızdaki düşman ordusunda salgın vardı. Biz ilerleme- ğe başlamadan evvel, o günkü pek mahdut vasıtalarımız içinde bile, bü- tün orduyu koleraya karşı aşılamak imkânını bulmuş ve İzmire kadar hiç bir bulaşmadan müteessir olmıyarak şüpheli bölgeleri geçmiştik. "Ordu kumandam, Sanaya bütün 1syan mıntakasının, mümkün olduk- ça imam bolgesının ileri gelen kabi- le şeyhlerini, bir kısım maiyetleriyle çağırıyordu. Bunlar dört köşeden kendi şarkıları ve trompetleriyle ge- lirler, kumandanla görüşürler ve a- çılan hususi bir bürodan hediyelerini ve paralarını alırlardı. Bizim bilmedi- ğimiz bu Kabileyle temas, tanışma, anlaşma usülü erkânıharbiye dışın- da bir mahalli işler bürosundan yapı- lırdı. Yeni gelen sefer kuvveti subay- ları bu hale hayretle bakarlar. Ye- menin asıl, yerli haline gelmiş, eski subayları ve memurları ise hiddetle- rinden köpürürlerdi. Bunların hiç bir değeri olmadığından ve devletin bun- lara hiç yüz vermeyerek, kayıtsız şartsız itaate alması lüzumunan bah- sederlerdi. 14 Demokrasiye YEMENDE "Ahmet İzzet Paşanın Sanaya varır varmaz, İmam Yahya ile temas yolları aramış ve bulmuş oldugunu sanıyorum. Bundan sonra Asir hareketi ve Yemende siyasi anlaşma teşebbüsleri başlamıştı. "Yemen seterlerinin tabiatı şuydu: İsyan çıkar, idare ve asker merkezleri muhasaraya uğrar, dışar- dan taze kuvvetler gelir; kurtarma — ameliyesinden sonra da sadakat gösteren ve İmama katılıp, isyan e- den kabilelerle, kuvvetli zamanda münasebetler yeni bir şekle ko nulur ve sulh fiilen kurulmağa çalışılırdı üyük askeri hareket gerek icra esnasında, gerek son- ladan memlekette, ölçüsüne göre, bol para sarfını te— min etmiş olurdu. Orduya erzak tedariki, geniş nak- lıye ihtiyacını temin, nihayet çok sayıda artan askeri ş ve masraflar memlekette bir iktisadi genişleme yaratırdı Bundan başka isyandan sonra yeni taraftar- lar sağlamak gibi idari teşebbüsler de ok para sarfına mucip olurdu. n bu askeri ve siyasi ha- reketler, anavatanın evlât cam ve hazine masrafı ola- rak bir çok fedakârlığına malolurdu. Zamanın kanaa- tince bütün bu fedakârlıkların sebebi ve lüzumu vardı. Yemen Hicazın anahtarıydı. Hilâfetin temeli olan Hi- caz eğer Yemen elde bulunmazsa tehlikeye maruz ka- lırdı. Halbuki 50 senelik baş döndürücü fırtınalar için- e sabit olmuştur ki Yemen, Hicazın emniyetine bir suretle tesir edemiyecek kadar uzak, ayrı bir bölge- dir. Halkının mezhebi ve tabiatı 1t1bar1yla da Hicazın emniyetini endişeye düşürecek bir istidadı yoktur. YEMENDE SİYASİ MESELELER Biz Yemene gittiğimiz zaman yerinde ve devleti- S mizin merkezinde hüküm süren siyasi temel ka- naatlerle uğraşmak mecburiyetindeydik. "Askeri hareketlerin Yemen bölgesinde ermesi nihayet mümkün olmuştu. Gene bizim sükünete uman- danlığa bağlı olan Asir hareketı daha uzun sürmüş- tür. Asir sancağının merkezi doğru müfreze orasını işgal etmiş, sevkolunan Şerıf Hüseyinin oğlu bir İMAM YAHYANIN OĞLU İMAM AHMET MAİYETİ ARASINDA AKİS, 21 MART 1959