riyor. D. F. nin mağlübiyetini her gün bir kere daha tespit edıyordu Ama müzakerlerin üçüncü de itibaren, sanki bu lehte puanlar fcııJlagelmış gibi. C, H. P. İilerin de, aldıkları neticeyi berbat etmeğe ve- sile aradıktan görüldü. Maeselâ bir Hikmet Bayurun bayat iddialarına kızmanın manası var mı idi? Ama H. n demokrasiyi dış baskı ile kurdugunu söylemiş. Varsın söy- lesin, buna ancak gulunurdu Nite- kim C.H. P. nin âsabi mılletvekılı Hasan Erdoğanın "Yalan söylüyor- sun, satılmış:adam" diye yerinden fırlaması arkasından — yumrukların UCUBE ci adımını onlarla beraber atıp "müşterek garnizon'un kapışından içeri girecektir. Birinci MacMillan plânı Kıbrıslı Türklere Türk vatan- daşlığı tanıyor, Adada Türk huku— metinin bir temsilcisinin bulunm: sını kabul ediyordu. Müstakil Kıb rıs Cumhuriyeti bu çok elverişli şartların kaçırılmasındaki isabet- sızlıgı açıkç rtaya koymaktadır. Meclısın terekküp tarzın- da ve hukumetın kuruluşunda esas alınan nisbetleri normal karşılamak icabeder. Bunlar nihayet adadaki ufus durumunu aksettirmektedir, ve nisbetlerde daha ileriye gıtmek hakikatleri fazla zorlamak olacak- tır. Ancak, bu duruma karşı iki büyük teminat akla gelmektedir: Cumhurbaşkanı yardımcısının mut- lak vetosu ve Anayasa Mahkemesinin murakabesi. Halbu- ki, mutlak veto, hariciye müdafaa ve emniyet işlerine hasredilmiştir. Bunların dışında kalan sahalar i-- çin abul edilen veto ancak bir "geciktirici veto" mahiyetini taşı- maktadır. Rum cemaatin hâkim bu- lunduğu Temsilciler Meclisi kara- rında ısrar ederse. Başkan Yardım- cısı da bunun ilânına muvafakat etmek zorundadır. Adaya gelecek Veya adadan ay- rılacak muhacirler hakkında huv kümler bulunmayışı hemen dikkati çekmektedir. Tesbilt edilen nisbet- lerin — İstatistik kayıtlarına bağlı olmıyacağı belirtilmiştir ama, bu- nun kâfi geleceğini ilerde kımse ıd— dia edemez. eri, emniyet müdafaa sahalarının dışında bıra - lan gediklerden faydalanmak sure- tiyle hareket edecek Rumlar için, muhaceret kapılarından da birşey- ler yapmak mümkün olacaktır. A- dodaki Türk nüfusun -şimdiye ka- dar olduğu gibi azalmasına ve Rum nüfusun artmasına karşı tedbir a- lınmak lüzumu unutulmuştur. Andlaşma Türkiyenin Kıbrısa iktisadi yardım yapması hususun- da hiçbir hüküm ihtiva etmemek- tedir. Kıbrıs Türkleri iktisadi ka- derlerine terkedilmiş durumdadır- lar. Türk cemaati aleyhine "fark gözetici muameleler" bakımından AKİS, 28 ŞUBAT 1959 sallanması sıra kapaklarının uçması dikkatleri P, nin muvaffaki- vetlerınden ayrılıp başka tarafa çe- kilmesinden başka ise yaramadı. He- e dördüncü gün, Salt Bilgicin söz- eri üzerine başlıyan itişmeler, sal- anan yumruklar, atılan tekmeler. Ne kadar lüzumsuzdu, öyle ki, to- katçı Ahmet Fırat ile tekmeci Ya- şar Alhasa yerılen cezaları bir kı- sım C. H. P. r bile haklı buldu. Gerçi kavgaya renk veren manza- ralar arasında, Vacit Asenanın Büt- çe kıtabıyla yaptıgı mancınık tali- dağın aparkütleri, Ö- mer Başegmezın omuz Vuruşları da Yüksek Anayasa Mahkemesine ba- zı yetkiler tanınmıştır ama, bu işin de türlü gediklerini bulmakt Rum cemaati fazla güçlük cekmiyecek- tir. Meselâ Kıbrıs hükümeti iktisa- di siyasetini sanayileşme istikame- tine tevcih etse, ortada hukuki bir arklı muamele olmıyacaktır. Fa- kat fiilen, ziraatçi Türk nüfusu a- leyhine bir durum ortaya çıkmış bulunacak, buna karşı da Anayasa mahkemesi hiçbir şey yapamıya- caktır. Andlaşma geniş ölçüde, iyi ni- ve iki cemaat başkanları ara- sında işbirliği esasına dayanmakta- d rbaşkanının ve Türk Başkan yardımcısının "müş- tereken" — kararlaştıracakları susların sayısı ha kabarıktır. Şimdiye kadar birbirlerine dis bile- miş ve birbirleri aleyhine türlü söz- ler söylemiş kimselerin devamlı o- larak nasıl birlikte çalışacakları sorulmağa değer. Daha ilk adım mesela Kıbrıs bayragımn tesbıtı işinde Başkanla muavini haç ile hi- lâli, kırmızı ile maviyi uzlaştırmak- ta guçluk çekmiyecekler midir? Bu bakımdan andlaşmanın hararet- li taraftarlarından Dondon Times bile bu ucubenin ömrünün pek kar- sa olmasından korktuğunu sakla- mamaktadır Ucube çok yaşamaz- Adada huzursuzluk artarsa -ki ılhak ıstıyenlerın bunda menfaati vardır- yeni bir hal şekline ihtiyaç duyulacaktır. Bu yeni hal şekli hiç şüphe edilmesin, Adada hâki- Ç miyeti elinde tutan çogunlugun is- tediği hal şekli, yani Enosis ola- caktır. İşler buraya kadar gitme- se ve siyasi müesseseler bir muci- ze neticesi iyi işlese bile, 120 bin Türkü iktisaden ezmek ve onları İkinci sınıf vatandaş haline getir- mek, her yerde çoğunlukta bulu- nan ve Ada iktisadiyatının — kilit noktalarını elinde - n 400 bin Rumun hukuken elindedir. Müs- temleke idaresi hiç değilse iki ce- maata karsı tarafsız durmak mec- burıyetındeydı Başında Makarlos'- un bulunacağı yeni Cumhuriyette bu mecburiyet kalkmaktadır. YURTTA OLUP BİTENLER virdi ama, bunlar ötekiler kadar dik- kati çekmedı İktidara namzet parti için mahalle kavgalarına benzer itiş- melere karışmak, hiç i bir not değildi. Bu nevi gurultuler ve kavga— lar arasında ha nin dâvalarında ne kadar haklı. oldugu hakikati, kaynayıp gidiyordu. Buna asla müsaade edilmemeli, yılda an- cak bir kere ele geçen — murakabe fırsatından lâyikiyle çalışılmalıydı. faydalanmaya Katar hızlanıyor müzakerelerinin - dördüncü Bgecesınde çalışmaları 1 Marta kadar tamamlıyabilmek için zama- nın daraldığı görüldü ve müzakere müddeti uzatıldı. Çarşamba sabahı 4,30 a kadar çalışan Meclis, ayni gün saat 10 da yeniden toplanarak gece 24 e kadar aralıksız -yani na- zari olarak yemeden, içmeden- ça- Dr. Namık Gedik Şimdilik geçmiş olsun lışmağa karar verdi. Simdi Bakan- lıklar bütçelerinin biribirini — büyük bir süratle kovalıyarak çıkarılması- na -âdet eskidir- girişilecekti. Çarşamba sabahı Dışişleri Ba- kanlığı bütçesinin, görüşülmesi. Ba- kan halen Londrada bulunduğu —Fa— memişti?- n Vekili Namık Gedtk de "hasta" oldugu için' geri bırakıldı. Dışişleri için — serdedilen hastalık mazeretini, sıra — İçişlerine gelince gayri varit saymak mümkün Olmadığı için İçişleri Bakanlığı büt- çesinin görüşülmesi de geri kaldı. Halbuki bu her iki bütçe üzerinde hararetli münakaşaların beklenildiği muhakkakta. Bilhassa Kasım Gülek konuşması hazır ve istim uzerındey— Ü. a ne çare?. Şüphesiz Marato- nun sonunda atletler yorulacak ve 9