28 Şubat 1959 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 26

28 Şubat 1959 tarihli Akis Dergisi Sayfa 26
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

K A D İstanbul Bir yıl dönümü enç adam dınleyıcılerıne baktı, sonra konuşmay:, başladı. Sesi âdeta geçmişten, tarıhın tozlu yap- rakları arasından geliyordu' "— 38 yıl önce, 17 Şubat 1926 gunu saat 2'de Turkıye Büyük Millet Meclisi Medeni Kanunu kabul etti" dedi. Odada büyük bir sessizlik olmuş- erkes, bilhassa kadın dınleyıcıler hatıbın ağzına bakıyorlardı Meden' Kanunun kendileri için ne dem duğunu çok iyi bılıyorlardı Parmakkapıda Ocaklarının Tel sokağındaki şirin lokalinde cere- yan ediyordu. Hatip İstanbul Üniver- sitesi Hukuk Fakültesi doçentlerin- den Dr. Aytekin Ataydı ve Medenı Kanunun kabulünün yıldönüm nasebetiyle bir konuşma yapıyordu. "Hukuk sistemimizin geriliği bize uzun yıllar çok pahalıya mal olmuş- tur" diye sözlerine devam etti. Hat- ta bir devirde kapitülasyonlarla mü- cadele ettiğimiz sırada ilgili yaban- cılar kapitülasyonların neden kaldı- rılamıyacağını izah ederken: Sizin bir hukuk sisteminiz yok diyorlardı. Adalet işlerini bir takım batıl iti- katlarla, dini inanışlarla ve köhne kaidelerle halletmeye çalışıyorsunuz. Bu itirazlara, ne yazık ki ikna edici bir cevap vermek, o günkü şartlar içinde ımkansızdı Eski teşkilât ha- kikaten dine dayanan bazı kaıdeler— den ibaretti. İşte bu sistem Türkü muasır medeniyet — seviyesinden se- ri kalmasına sebep oluyordu. Ancak Cumhuriyet kurulduktan — sonradır ki bir medeni kanun ihtiyacı. Tür- İ N kün hakiki bünyesine uygun bir ka- nun ihtiyacı kendisini kuvvetle his- settirmeye başlamıştı. Bu iş için ku- rulan komısyon muvaffak- olamamış böyle medeni kanunun batı devletlerınden birinden alınması yo- luna gidilmişti.O zaman birçok ka- nunlar tetkik edilmişti. Bütün dev- rimlerimiz gibi, medeni kanun üze- rinde de uzun uzun durulmuş, duşu— nülmüştü. Alm kanunu çok ilm Fransız kanunu çok eskiydı Isvıçre kanunu ise hem yen hem açık ve pratikti. i elastikiyeti bünyemize uygun bulmuş ve onu seç- Kanunun getirdikleri ytekin At edeni un bıze getırdıgı başlıca yenilikleri arken hep devrim çocukları' olan dınleyıcıler hatıbı biraz hayretle, bi- raz da inanamıyarak — dinliyorlardı. Insan ne kadar tarih okursa oku- e de eski devri kolaylıkla gozlerınde canlandıramıyord Me- Kanun! küm verirken, kendi kanaatini, ge- niş çapta kullanıyor ve 'bazı vak'a- larda kanunun boşluğunu dolduracak hükümler yaratabılıyordu Gene Me- deni Kanuna göre hürriyet esasını kabul etmiş bulunuyorduk. Kanun, ferdi, hürriyete demokratik ruhu ica- bı olarak azami yer Verıyordu Me- deni haklardan herkesin müsavi ola- rak istifade etmesi prensibi bunun en bariz deliliydi. Böylece efendilik kolelık zıhnıyetı tamamiyle yok olu- ordu. Medeni Kanunun kadınlara tanıdıgı haklara gelince, bu cemi- e, yetimiz için haki kı bir reform olmuş- tu. Bugün, Medeni Kanuna göre, ka- Maurice Chevalier dört dilber arasında Azılı bir . teaddüdü 26 zevcat taraftarı dın esas itibariyle, erkekle eşit hak- lara sahiptir. Medeni Kanundan evvel Türkler evlât edınme hakkına da sahip de- - Bu müessese de Medenı Ka- leşmiştir. Bunun en tabii bir hak ol- duğuna ye mühim bir ihtiyacı karşı- ladığına şüphe yoktur. Tek evlilik M edeni Kanunun — sosyal hayatı- mıza getirdiği en büyük değişik- lik muhakkak ki tek evlilik sistemiy- di. Bugün Türk erkeği tek kadınla evlenebilir ve onu ancak hâkim ka- rarı ile boşayabilir. Bu madde mem- leketimizde uzun tartışmalara sebep olmuştur. Hatta bugün bile tek ev- yok olmuş değildir. Ama tatbikat bu- nun tamamiyle aksini ispat etmiş du- rumdadır. Bu bakımdan meselâ bir milletvekilinin taaddüdü zevcat hak- kında yaptığı bir teklif ancak tebes- sümle karşılanmıştır. Bugün herhan- gi bir kimse, emrinde çalıştırdığı in- sanı dahi ıstedıgı anda işinden kova- mazken, bir erkeğin — karısına "boş ol" deyıvermesıyle evlılıgın biteceği- ni düşünebilmek ne mantığa, ne de Medeni vasfını taşı- ir cemiyet ise herşeyden evvel aile müessesesini korur. Kanundaki eksikler edeni Kanunda bazı ehemmiyetsiz tercüme hataları vardır ki bun- ar yanlışlıklara yol açabilmektedir. Medeni Kanunda kullanılan dil de mükemmel, açık ve sade değildir ve zamanın ıhtıyaçlarım karşılamaktan uzak hükümlerin yanında, bazı nok- sanlıklar da mevcutt Işte bu ufak tefek aksaklıkların duzeltılmesı ek- sikliklerin tamamlanması meselesi hukukçularımızı uzun zamandır dü- şündüren bir mevzudur. Bu sebeple de Medeni Kanunun esasına dokun- madan bazı rötuşlar yapılması dü- liliğin bünyemize uygun olmadığım ileri ir zihni tamamiyle ülmüş, bunun için senelerden be- ri çalışan bir komisyon kurulmuştur. Korkulu bir rüya Y. Aytekin Atay konuşmasını bi- tirmişti. Bundan sonra Devrim Ocakları merkezinin şirin lokalinde uzun bir tartışma başladı. Bir dev- Anadoludaki çok evlılıgın bir 1k sadi zaruretin neti- cesi olup olm adıgını anlamak istiyor- A ekin Atay bunun daha ziya- de ahlâki olduğunu ve değişmesinin de kültüre ve eğitime bağlı bulundu- ğunu söyledi. Hanımların yürekleri- ne sular serpilmişti ki Behçet Kemal Çağlar ortaya yem bir fikir attı: "— Aynı iktisadi zaruret şehirli erkeğe de bir hayli cazip gelebilir! Düşünün, hanımın biri evde çalışır, diğeri dışarda Pahahhk meselesi ko- layca halledilir! Hanımlar ciddi surette endişe duy-, maya başlamışlardı Biri: ikrinizi sakın her yerde açıklamayın diye rica etti. Ciddi ba- hisleri şakalar takip etti. Tel soka- ğgındaki lokalden geç vakit çıkanlar AKİS, 28 ŞUBAT 1959

Bu sayıdan diğer sayfalar: