YURTTA OLUP BİTENLER Dışişleri ile İçişleri bütçeleri de nis- beten sönük bir alâka içinde geçip çıkacaktır. Kıbrıs Meçhuller kutusu u haftanın başında, Lefkoşedekı Valilik binasında — çalış; murlar bir hayli yoruldular. lngılte— eden gelen ve Kıbrıs uzlaşmasının metnini ihtiva eden broşürler o gün saat üçten itibaren halka dağıtılma- ğa başlanmıştı Londrada imzalanan resmi metnin bedava — dağıtıldığım duyan halk binaya hücum etmiş, her- kes üçer beşer tane almak istemişti. Sir Hugh Foot'un memurları talep- leri karşılamakta güçlük çektiler; çünkü Londradan uçakla gelen nüsha ların sayısı mahduttu. Zaten broşür- lerden -veya resmi tabiriyle, beyaz kitaptan- edinenler de hiç memnun kalmadılar: Metin İngilizceydi. Valilik binasındaki tevziat için kuyruğa girenlerin — çoğunu Türkler teşkil ediyordu; zira Rumlar radyo- larının başında, Atinadaki spikerin sesini dinlemekle meşguldüler. Uzlaş- manın metni, Yunan parlâmentosun- da v Yunan radyolarında tam saat üçten itibaren yayınlanmağa başlan- . Halbuki, Kıbrıstaki ve Türki- yedeki Türkler, bu tarihi und de talihin -daha doğrusu, muazzam bir beceriksizliğin, darbesini yediler. Ankara, İstanbul ve İzmir rad- yoları o gün öğleden sonra, andlaş- ma metnim saat üçten itibaren ya- yınlayacaklarım bildirmişlerdi. Saat üçe gelince radyoların başına topla- nan vatandaşlar âdeta bir soğuk duş altına girmiş gibi oldular. radyonun da spikerleri söylemekteydiler. defa da, yine Özür cümlele- rinden sonra, inlerin "'normal a- jans bultenlerınde yayınlanacağı bil- dirildi. Vatandaşlar "bu işin içinde Buyuk Millet Meclisinde İlân edile- cegını uman ve hattâ — müzakereler için hazırlanan mılletvekıllerı de ay- nı tereddüte kapıldılar. Ağır aksak albuki işin içinde iş yoktu ve mesele basit bir beceriksizlik hi- kayesiydi. Dışişleri Bakanlığı, and- laşmanın ve eklerinin nihai şekilde ımzalandıkları gunden beri beş kitap sayfası tutan metınlerı bır türlü Türkçeye — çevirememişti dört günlük mudd insaflı kımsele- rin hesabına görevdi, yoksa andla!: manın âz çok kati seklini aklıgı Zürich zıyaretınden beri hemen he- men onbeş gün geçmişti. Mamafih, Ankarada kalan ikinci, üçüncü dere- cedeki memurlar da tercüme işini çok yavaş ve ihtiyatlı bir tempoyla yürütmekte tamamen haksız sayıla- mazlardı. layan veya bu işlerde otorıtesıne iti- mat edilecek hiç kimse kalmamıştı. uk müşaviri Doçent lâ Londradaydılar, bilhassa İngilizce tercüme meselelerindeki — titizliğiyle tanınan Muharrem Nuri Birgi de on- larla beraberdi: nihayet Kıbrıs isiyle en yakından meşgul olanlar arasında ön safta gelen İlhan Savut da uçak kazasına kurbân gitmişti. etni Türkçeye çeviren ve kul- landıkları her mühim tâbir için -dil bilgisinin noksanlığına rağmen- Dış- işleri Bakan Vekili Namık Gediğin tasvibini almağa dikkat eden memur- lar, tamamen yanlıştan azade bir me- tin çıkarmağa da pek muvaffak ola- madılar. Ankara radyosu tarafından saat 19.00 ajansında İstanbul radyo- sunda da tâ gece yarısına dogr ya- ınlanan metnin baz addel erini ve dlaşmanın en addelerınden olan bir doku- zuncu madde vardı ki, Yüksek Ana- yasa mahkemesinin yetkılerının ne oklugunu nlamak "nakz" kelimi ne bir mâna vermek ısteyenlerı emn— de sonunda ingilizce metni okumağa mecbur bırakıyordu Anlaşma hükümlerine göre Kıb- rıs Cumhuriyeti en ge Şubat 1960 tarıhıne kadar teşekkül etmiş olacaktır. Bir yıl içinde — Anayasa hazırlanacak, r Cumhurbaş- kanını, Tü kler Cumhurbaşkanı yar- dımcısını seçecekler, İngilizler hü- kümranlık hakkını yeni Cumhuriye- YAZISIZ Bakanlıkta bu işlerden an-. te devredeceklerdır Bunun için üç komisyonun derhal kurulması karar- laştırılmıştır. Vali Foot'un başkan- lığındaki geçici bir komisyon devir teslim işleriyle uğraşacaktır. Diğer bir komisyon —Londra anlaşmasını tatbike koyacak nıhaı anlaşmayı ha- zırlayacak. Kıbrıs Commonwealth ve İngiliz para sahası içinde kalıp kalmıyacagını tâyin edece ktır ü komisyonun vazifesi nayasasını kaleme almaktı misyona Türk ve Yunan hükümetle- rTinin bır temsılcısı katılmaktadır. ©tü "bir anlaşmadan sonra, hak- larının az çok korunabilmesi için A- dadaki Türklerin en ümidini iyi bir anayasanın hazırlanması teş- kil etmektedir. Bu bak Ana- yasa Komisyonunda yer alacak olan Türk temsilcisinin hakikaten işinin ehli, olması gerekmektedir. Dostluk- lara ve iç politika mülâhazalarına dayanarak bir zâtı — mükâfatlandır- mak için onu temsilci — seçmekten vazgeçip, meselâ bir Kubalı gibi bu işlerden Aanlıyan birinin Anayasa Komısyonuna gönderilmesi lazımdır Dulles'ın dedikleri Pazartesı gecesınden itibaren Tür- ve Kıbrısta, bu işlere biraz akli erenler anlaşma maddeleri üze- rinde münakaşaya koyuldular. Mü- nakaşalar kızıstıkça anlaşmanın za- yıf noktaları bariz bir şekilde orta- ya ç n derecede mahdut me- selelere taalluk eden veto hakkının ürk cemaatinin menfaatlerini ko- rumaya yetmiyeceği anlaşıldı. Yu- nanlıların iktisadi baskısını önlemek silâh budur- hiç bir tedbirin alınma— ması akla durgunluk verecek b mal olarak g zuktu Muhac me- ola seleleri unutul uştu Bırakın butun bunları, Makarios ve tedhişçi Gri- vas'ın —başkumandan olacağı söylen- mektedir, yeni Cumhuriyette bir va- zife almasına mâni olmaya bile ça- lışılmamıştı! Hiç şüphe yok, anlaş- ma bir ucubedir. Cumhuriyetin ilâ- nından sonra, Cumhurbaşkanı Maka- rios'un ve devlet damlıgından şer- e kadar nasibi olmadığının yuzler ce delılını vermiş bulunan muavini Fa- zıl Küçükün idaresindeki Adada, 120 bin Türk, kendilerini Vali Foot dev- rinden daha az emniyette hissedecek- lerdir. O halde şimdikinden kötü bir şeyi elde etmek için neden bu kadar acele edilmiştir? Meçhu Fran- sanın meşhur haftalık derg sı L'Ex- press'e in k 1 lirse işin içinde Dulles'ın parmağı Mr. vardır Bu dergiye göre. Birleşmiş Mılletler müzakerelerinden hemen sonra Pa- tiste Chaillot sarayında yapılan NA— TO toplantısında se, Amerikanın iktisadi müeyyideler tatbik etmek zorunda 'kalacağını ha- tırlatmıştır. İşte o hatırtatıştan beri işler hızlanmış, tâvizler — büyümüş- Üü « AKİS, 28 ŞUBAT 1959