terin son halini gösteriyordu. Genç mılletvekıh aylarca çalışarak vesika- lardan müteşekkil kabarık bir kolek- siyona sahip olmuştu. Meselâ Adana- da 1957 seçimleri arifesinde temeli atılan Devlet hastahânesi inşaatı o günden bu yana bir karış olsun yük - selmemiştı; ama yabani otlar feyiz- li topraktan aldığı kuvvetle bütün inşaat sahasını kaplamıştı. Erzurum- da 1953 te başlanan turıstık otel, 500 bin lira sarf edilmesine rağmen kar- kas vaziyetteydi. 1954 te ihale edilen hastahane de farklı bir durumda de- ğildi. Malatya hastahanesi 6 yıldır birinci kattan yukarı çıkamıyordu. Atatürk Üniversitesi binasının hali malumdu. Erzurumda 1953 te bir şe- ker şirketi kurulmuş, şirketin idare meclısı başkanlıgına eski Van millet- ve Kemal Yörükoğlu getirilmişti. ldare meclısı üyeleri yıldır maaş almalarına rağmen fabrika hâlâ or- tada yoktu. Bütün bunlar israf de- ğildi de neydi? Bu da yetmiyormuş gibi tamamlanan eserlerin maliyeti, ilk tahminleri muazzam miktarlarda aşıyordu. Önceden vaad edildiği ta- rihte ve önceden hesabedilen para ile tamamlanmış bir baraj mevcut de- ğildi. Meselâ 140 milyon liraya çı- kacağı, sanılan Demlrköprü barajının maliyet tahmini — 1958 başında 199 mılyon liraya yukse mişti. Kemer ba- rajının ilk tahmini 127,1958 tahmini ise 182 milyon liraydı. Sarıyerın ma- liyeti 656 dan 856 milyon liraya çık- mıştı, İspartanın 1954 te 4 milyon liraya maledılecegı sanılan Kovada santrali, 20 milyon lira harcanması- na rağmen hala tamamlanamamıştı 21 milyonluk Kayseri şeker fabrika- sına 48 milyon lira harcanmıştı. Hiç bir hesap yanlışlığı, bu kadar muaz- zam hataları haklı gösteremezdi. En hafif tabiriyle ortada bir israf var- dı. Madalyonun otekı rafı Tülmem kalkınmanın madde adde muhasebesını yapan Sup- hf Baykâm, israfı da aşan örnekler çekinmedi. Meselâ şu meşhur traktor fabrikası vardı. Tür- kiyede bir traktör fabrikası kurmaya karar verilince her türlü akaryakıt- la çalışan ve iklim şartlarımıza uy- gun traktör imâl eden Alman Lans firmasıyla ve Mete Haris, Inter, Hambolt Doc. gibi firmalarla temasa geçılmıştı Günlerden bir gün Minnea- polis Türk Traktör Fabrikası Ano- nim Şirketi adı altında bir şirket ku- ruluvermişti. Tariş, Ziraat Bankası, irai Donatım Kurumu. Çukobi hk gibi teşekkullerın yanında, Ankara Motor 'Fabrikasının 6 milyon lira de- ğer biçilen tesislerini şirkete devre- den Makı na ve Kimya —Endüstrisi Kur Amerikan Min apohs şirketı traktor fabrikasının ort kla rıydı. 1955 yılı_ ilk altı aylık zararı 1 milyon 3S0 bin dolara varan Ame- rikan fîrması şirkete hiç bir para koymadan, patent hakkına karşılık sayılan 6 milyon dolarla ortak olu- yordu! Hikâyenin gerisi malumdu. AKİS, 28 ŞUBAT 1959 serden mi? Yârdan mı, 1956 yılından beri her sene 1 milyon 800 bin lira zarar eden Anonim Şir- ket inşallah bir gün yerli — traktör maya muvaffak olacaktı. Şırk tin başında bir de Kromit şirketinden miras kalan bir borç var- dı. Bu yüzden Beyoğlu Ziraat Ban- kasındaki 10038 numaralı hesaba her yıl 2 in lira faiz ırması ge- rekiyordu. Hikâyenin ash şuydu Dü- şük tenörlü kromların takasa veril- mesi kararlaştırılmca, Kromit şirke- ti Traktor fabrikasına müracaat ede- rek "Ben düşük tenörlü krom ihraç edecegım Bana 3 mılyo lira kredi veriniz; bu arayı size dolar olarak ödeyecegim demişti. Kromit şırke— ti teminat göstermediği için, Minnı polis'in idari ve teknik işlerden me- sul Amerikalı muduru anlaşmayı im- zaya yanaşmam nunda Minneapolis'in 1dare mechsınde bulu— nan bir vatandaşımız anlaşmayı im- liralık kredi yıl geçmesine rağmen Kromit şirke- 37 bin dolar tutarındaki malzeme hariç, borcunun geri kalan kısmını ödemi yordu. Buna mukabil Minnea- polis bu borç için, Ziraat Bankasına her yıl 210 bin lira faiz Ödemektedir. İTALYAN MANTİLLE ORKESTRASI Napoliten Şantör NİNO JORDANU Her akşam Turistik Göl Gazinosunda. Tel: 12167 İKTİSADİ VE MALİ SAHADA Suphi Baykam bu muamelelerin cereyan ettıgı sıradaki Sanayi Baka- nının Samet Ağaoğlu olduğunu söy- lediyse de, Baykama cevap veren A- gaoğlu Kromit meselesine dokunmak - sızın Minneapolis şirketinin kurulu- şunda Fethi Çelikbaşın İşletmeler Bakanı olduğunu söylemekle yetindi. Suphi Baykam bundan sonra, da- ha az enterasan olmıyan bir ihale işinden söz açtı: I. C. A. 550 bini set- lülozluk odun ve 200 bini esmer grop sellüloz için olmak üzere 750 bin do- larlık bir tahsis yapmıştı. Câri usule göre bu tahsisten firmalar haberdar ediliyor,, 11g11enen firmalar teminat yatırıyor ihale en müsait fiatı tek- lif eden fırmanın üzerinde kalıyordu. Baykama göre, SEKA -İzmit Kâğıt Fabrikası- Umum- Müdürü ilk ihale- nin teminat bile yatırmamış bir fir- maya verilmesi hususunda ısrar et- miştir. Komisyon başkanının ve üye- lerden birinin itirazına rağmen U- mu: üdür kararından vazgeçme- mıştır ve ihale komisyonu uyelerı is- tifaya mecbur kalmıştır.. Bunun üze- rine yeni baştan bir komisyon teşkil İ e 1hale teminat yatırmıyan ada müfet- tişler gelmiş, tetkikler yapılmış ve bu mesele ila teminatın yatırılmâmış olduğu raporla tesbit olunmuştur. Bu firma ikinci ihaleye de katılmıştır. Fakat komisyon ihaleyi çok daha müsait bir teklifte -bulunan Trans- türk fırmasına vermiştir. Fakat Sa— ayi Bakanının 21 Haziran 1955 t rıhh telgrafıyla 1şbaşına getırılen ve ta urumu müsait olmadığı ıçın resmen tâyini yapılamıyan SE nın başındaki zat. bu ihaleyi de aym firmaya vermek hususunda ısrar et- miştir. Bu tazyik karşısında yeni bır ihale komisyonu kurulmuş, fakat b komisyon da Transtürk firmasını ter— cih temayülünü gostermıştır Fakat SEKA'nın başındaki buna Ta; i. istediği İ'ırmaya Vermıştır Komisyon üyeleri de ayrı ayrı yerle- re tâyin edilerek SEKA'dan uzaklaş- tırılmışlardır Baykama göre gerek SEKA'nın başına getirilen zat, gerek ihaleyi alan firmanın -Breker firma- sı- başındaki zat Samet Ağaoğlunun akrabalarıdır ve Breker firması ikin- ci ihaledeki taahhüdünü yerine geti- rememiştir. D. P. Grupu adına söz alan Samet Ağaoğlu, ablası Süreyya Ağaoğlunun kocasının bu ihalelere katıldığını, fa- kat asıl meselenin n tazyık SÖ mı iddialarını ispata davet etti. Bu maksatla söz isteyen Suphi Bayka- mın talebi kabul edilmediğinden ha- tibin delillerinin mevcut olup olma- dığı, varsa nelerden ibaret bulundu- ğu anlaşılamadı. Fakat mesele de bu- rada kapanmadı. C. H. P. hâdiseyi bir Meclis tahkikatı talebiyle yeniden ortaya atacaktı man umumi efkâr, bu son derece alâka çekici me- sele hakkında her halükârda bir fi- kir edinmek imkânına kavuşacaktı. 19