nustuğu zaman da kendisini takip etmek pek kolay değildir. Makedo ya köylüleri gıbı çok çabuk konu n önceki başbakan şur. Hatta da Mareşal Papagosun, Karamanlis hakkında "bu adam 'belki de kıy- metli bir politikacı ama. biraz daha yavaş konuşsa da söylediklerini an- lasak" dediği rivayet olunur. Bütün Yunan politikacılarının aksine, Karamanlis merasim ve ni- san duşkunu de değildir. İki yıl ön- ce, Alman Devlet Reisi — Heuss'un Yunanistanı ziyareti sırasında cere- yan eden bir hadise, bugün halâ A- tinalıların dilindedir. Kral Paul ta- rafından Alman Devlet Reisi şerefi- ne sarayda tertiplenen — kabul res- mine herkes bütün nişanlarını ve madalyalarım takıp da y gelmişti. Biraz sonra, Karamanlis de salona girdi. Yakasında bir tek nişan var- Karamanlis eşiyle Şaşırtan — adam di: Alman Liyakat Nişanı. Üstelik, bu nişanı Karamanlise daha bir iki saat önce bizzat Heuss vermişti. Sa- ray Nâzın Başbakanın yanına yak- laşıp, münasip bir dille, bu hareke- tin protokol bakımından hatalı ta- raflarını hatırlatınca aldığı cevap "Doğru, hakkınız var ama, ne yapalım kı bende de takacak baş— ka nişan İmar hastalığı aramanlisi asıl meşhur eden dâ- va Atinanın imarı oldu. 1952 de Bayındırlık Bakanlığına getirilen e- nerjik adam. yıllardır kafasında kur- duğu plânları tatbik, etmek fırsatını bulmuştu. Atınayı yabancıların ta- biriyle "Avrupa en büyük köyü" olmaktan çıkarıp modern bir şehir yapacaktı. Fakat bunun için, Hazi- 12 ne parasını sarfetmek veya ortalığa bonolar sürmek de istemiyordu. Bü- bustlerıne beş kuruş kadar bir "i- mar zammı" yaptı ve Atinanın gü- zelleştirilmesi için lüzumlu bu şekilde topladı. Yeni yolların ya- pılmasıyla, inşaatla bizzat oluyor, kâh işçilerle' beraber oturup zeytin ekmek yiyor, kâh âni teftiş- ler yapıp ustabaşıları lardan gidilmedikçe- bu gibi şeyler- den hoşlanıyordu. nistanın en popüler politikacılarından biri olmuştu. Mareşal Papagostan sonra Yunan hükümetinin getirilecek adam arayan Karamanlisten daha iyisini bulama- mıştı. sindeki Kıbrıs, görüşmeleri ancak o Kasaba Papazlığından Cumhurbaşkanlığına unanlılar ne istiyorlar? 130 bin Türkü esarete mi mahkum etmek? < Türklerin kendi mukadderatlarını bizzat kendileri tâyin etmeye halıları yok mudur?" Menderes * A. F. ye beyanatı 6 Şubat 1958 * akikat şudur ki, Makarios Osmanlı tarihinin son zamanlarında <<H görü muhtelıf anasırı birbirine katan, dini kıyafet ve kisve altında suçluluğunu gizliyerek' cezasız kalmanın yolunu bulan alelade tahrikçi papazlar cümlesindendir. Bunlar ve bilhassa Makarios hakikat halde birer milli kahraman veya feragatle çalışan ve nefsini icabında fedaya hazır idealist vatanperverler cümlesinden değildir. O bütün cür- etini dini ve ruhani kisvesinin ve sıfatının kendisine bugün temin et- mekte olduğu dokunulmazlıktan almaktadır. Makarios halkı birbirini kırmaya teşvik ederek, kıtaller ika edecek ve aynı zaman emin ola- cak ki kimse onun kılına dahi dokunmayacak ve bu suretle hatta milli bir kahraman olmanın da ötesinde, dünya ölçüsünde bir şöhret yapacak." Menderes * A. A. ya beyanat. 2 Haziran 1957 , ıbrıstaki İngiliz 1daresı aylardanberı Grivası arıyor. Halbuki Ma- « karios Grivasın ta kendisidir. Grivasla bizim mukadderatımız hak- kında nasıl bir masaya oturulaalazsa onun şefi olan Makariosla evle- viyetle oturulamaz." Fazıl Küçük - 3 Nisan 1957 <<M Y. H_arriman her yerde tanınmış Amerikalı birl şahsiyettir. Böy- le bir zatın Makarios gibi, bir tedhiş kuvvetinin kaatil reisini Amerikaya davet edıp kanlı kanlı elini sıkmak istemesi Türkiyede hay- ret uyandırmıştır." Anadolu Ajansının Nota, 18 Nisan 1957 * <<Y unanistan bu Papazı isterse baş tacı yapabilir, veya hâşâ isterse ona tapabilir de. Ancak bizce Makarios müseccel bir tedhişçiden ibarettir, ve böyle kalmaya mahkumdur. . Kanaatimizce bu Papazı serbest bırakmakla İngiltere Hükümeti, hâdiselerin de ispat ettiği gibi, isabetsiz bir harekette bulunmuştur Bu ciheti esefle kaydetmiş bulunmaktayım. Bu yüzden efkarı umumiyemiz- de İngilterenin tedbirlerinin selabeti hususunda bazı tereddütler belir- miş bulunuyor." Menderes - A. A. ya beyanat, 18 Nisan 1957 * <<R um cemaati bunu (Makariosun Cumhurbaşkanı seçilmesi) İster- se yapabilirler, biz de Cumhurbaşkanı yardımcılığını elimizde bulunduracağız." Fazıl Küçük - 15 Şubat 1959 * B u cidden büyük bir adımdır." « Makarios - 16 Şubat 1950 * ıbrıs Türklerinin iktisadi hürriyet mücadeleleri başlıyor." <<K Fazıl Küçcük - 22 Şubat 1959 Yakışıklı bir başbakan S mdi, Londra —müzakereleri de muvaffakiyetle sona erdikten ve Zurich'te tespit edilen zemin üzerinde bir anlaşmaya varıldıktan sonra, Ka- ramanlis yıllardanberi kendisini meş- gul eden bir meseleden kurtulmuş olacak ve Yunanistanın iç işleri için daha fazla vakit bulabilecektir. Ger- azarlıyordu. çi, Yt_ınanıstandakı muhalefet, cjaha A AAi r MA bir müddet, Kıbrısta fazla fedakârlık alk -hele enflâsyona götürücü yol yapıldığım söyleyecek ve hükümeti tenkide devam edecektir. Fakat çok geçmeden, Türkiye ve İngiltere- nlin fedakârlıkları yanında Yunan fe- dakârlığının ne kadar cüzi olduğu- nu onlar da anlayacaklardır. Fakat Karamanlisin tam nefes alabilmesi için bu haftanın sonunu beklamek lâ- zım gelecektir; çünkü Yunan mecli- tobüs, — troleybüs ve tramv ay parayı meşgu Karamanlis kısa zamanda Yuna- başına Kral Paul, AKİS, 28 — ŞUBAT 1959