DÜNYADA OLUP BİTENLER kendime, hazır Başbakanken şu Ruja- ya ya da bir gideyim, dedim. Bedava seyahata bayılırım. Seçımler gelır de başbakanlığı kaybeder: kânda elden gidecek!" Sovyet Rusya At martini... K tçefın söylediği son nutkun a- kisleri bu haftanın ortasında hâlâ devam etmekteydi. Radyolar muhte- lif cümleler uzerınde durup bunların ne mânâya geldiğini açıklamaga ça- lışmakta, dünyanın ir yanın- daki devlet adamları kendilerine atı- lan taşlara cevap yetiştirmekteydi- ler. Sovyet başbakanı Moskovanın 200 kilometre kadar güney doğusunda- kiTula şehrinde mühimmat fabrika- sı işçileriyle kolhoz köylülerine hitap etmişti. Nutuk, bundan öncekilere nisbetle hayli sertti. Krutçef, Batı erlin meselesinin hâllinde Batılılar tarafından — kuvvete — başvurulduğu gün Üçüncü Dünya Harbinin de çık- mış olacağını söylüyordu. Emperyâ- listler harbe başladıkları dakikada, kelleleri de dahil olmak üzere her— şeyi kaybedeceklerdi, çünkü Sovyet- lerin ellerindeki silâhlar bütün Batı dün nyasını mahvedecek kadar kuvvet- liyı dı çef, nutkunun — burasında —herhalde sanat bilgisinin enginliği- ni göstermek için olacak- operalar- dan misâller vermeğe başladı. Batı- lıların hâlini Carmene benzetti. Bi- Zet'n operasındaki çingene kızı, gerçekleşmesı ımkan z hayaller pe şinde koşmuş, sonunda açgözlülüğü yüzünden kısa zamanda mevlâsına kavuşmuştu, Işte Batılılar da, bütün Almanyayı ele irmek gibi bir ha- yal uğruna herşeylerını kaybedecek— lerdi. Halbuki Sovyetler Birliği, ayrı ayrı her iki Almanyayla da barış and- laşması imzalamaya çoktan razıydı. krutcef, Almanyayı parçalanmış ola- rak tutmanın Moskova, için çok da- ha kârlı sayılabileceğini itiraf edi- yordu Çantalılar saltanatı yet başbakanı — dışardakilere bır hayli çamur attıktan .sonra, biraz da kendi vatandaşlarından bah- setti. Ruayada da insanın canını sı- kacak bazı manzaralar vardı. Mese- lâ, sokaklardaki çantalı sayısı son yıllarda epeyce —artmıştı. Bu tipik bir kapitalizm işaretiydi -ve el eme- ğiyle çalışanların hor görülmesi de- mekti. Çantayla dolaşmayı marifet sayanlara karşı en iyi mücadele tar- zı bunların maaşlarını azaltmaktan ibaretti. Krutçef bu işin çaresine ba- kacağını vaadet Evli olmasına rağmen çapkınlı- ğıylâ tanınan başbakan, dış duşman— lardan ve çantalılardan sonra sözü kadınlara getirdi. Kollektif hoşuna gitmernişti. Bilhassa islerinde bundan böyle kadınların da- 22 Rusyaya düşen Amerikan havacılarının cenaze töreni Kabahat samur kürk olmuş da... ha yüksek mevkilere getırılmelerıne çalışılacaktı Krutcefin bu sözleri erkeklerden muteşekkıl dınle yıcı kütlesi üzerinde pek iyi bir tesır bırakmadı ama, hiç itiraz eden de adı. Hudut maceraları Sovyetler Birliği başbakanının son nutuklarıyla birliktte — gerilmeğe yüz tutan Amerikan-Rus münasebet- leri, ayrıca Kafkas hududundaki u- çak hâdisesi dolayısıyla da hayli na- zik anlar yaşamaktadır. Türk hudu- dundan Ermenıstana giren ve Sovyet avcıları tarafından düşürülen Ame- rikan nakliye uçağı hakkındaki ha- berler gittikçe karışık bir hâl almak- tadır Kayıp onbir havacıya dair hiç- bir şey bilmediklerini söyleyen Mos- kova makamları, Washington'dâ ya- yınlanan telsiz kayıtlarından sonra yava avaş sır vermeğe başlamış- ları dır Izves tia — gazetesinin geçen haftaki sayılarından birinde bildiril- diğine kan — uçağındaki seyir cıhazlarından bazıları hiç bo- zulmadan Sovyetlerin eline geçmiştir. Cihazlardan bir tanesı otomatik se— yir kontrolü ya e uçağı rotasından ayrılmasını onlemektedır Buna dayan Izvesti "kaz Sovyet topraklarına gırmek" gıbı bır şeyın bahis mevzuu olmıyacağını ve rtada — -Türklerle — Amerikalıların muştereken tertipledikleri- apaçık bir tecavüz hâdisesinin bulunduğunu id- dia etmektedir. Moskova Radyosu da, geçen hafta, âdeta bu tertıplerı ispat etmek gayretıyle Kafkas içerle- rinde, bırı Amerikalı, bırı de Türk olma k re iki casusun yakalandı- ğını bıldırmıştır AÂA. B. D. Başkanın uçurdukları B aşkan Ernenhower bu hafta ba- şında Beyaz Saraya döndüğü za- man hayli dinlenmiş görünüyordu. Meksika Körfezindeki — Acapulco'da geçirdiği günler ihtiyar devlet ada- mım zindeleştirmiş, aynı zamanda da bazı meselelerın halledılmesını kolay- laştırm Eısenh ower'in Oo güzel şehrine — gidişinin sebebi Cumhurbaşkanı Adolfo serbestçe — görüşebilmekti. mahalline Columbine ITI adlı hususi uçagıyla giden Eisenhower, yol uğ- rağı Teksasa kadar Senator Lyndon B. Johnson ve Temsilci Homer sayfıye müştü. Bu iki Kongre âzası B nın çocukluk arkadaşı veya siyasi taraftarı falan değildi. Bilâkis ikisi de Demokrat Partiye mensuptular ve şimdiye kadar Cumhuriyetçi ik- tidarın icraatını sert bir şekilde ten- kid edışlerıyle tanınmışlardı. Eisen- hower'in bu iki muhalifi de kendi seçim bölgelerine kadar beraberınde götürmesi Amerika gibi f ml kette hiç tuhaf karşılanmadı. ten, başkanın — muhalif liderlerle sık sık temasa i ve onlarla çmes Beyaz Sarayda birlikte kahvaltı edip memleket meselelerini konuşması alı- şılmış hâdiselerdendi. İki devlet başkanının Meksikada- ki görüşmeleri pek şahane bir dekor içinde cereyan etti. Önce Acapulco Koyunun lâcivert sularında Mateos'- un Solavento yatıyla gezintiler ya- pıldı, yemekler yendi. Görüşmelerin bir kısmı da meşhur gece kulübü La Perla'da devam ettirildi. Orta ve Gü- ney Amerikanın en muhteşem eğlen- ce yerlerinden biri sayılan bu açık hava gazinosunda yerli kızların dans- ları ve kırk metrelik kayalardan de- nize atlayan dalgıçların numaraları seyredildi. Bu senli görüşmelerden sonra, Meksika ile Amerika arasın- da halledılmemış mesele kalmamış- AKİS, 28 ŞUBAT 1959 benli