Egede serinleyen milletvekilleri Aklın varsa göle koş aşında duyulduğunda, memnuniyetle ellerını Demek gene bir "Kalkınm gre şenlıklerı'* başlıyordu "Yok yok vapurları" veya "Yok yok trenleri" tekrar harekete geçecek, piyasada bulunmayan ;her şey masaları dona- tacak, bol bol yenilecek ve içilecek- ti. Hakikaten sekiz gün devam eden ve geçen haftanın sonlarında niha- yete eren ilk şenliklerin tadı hâlâ pek çok kimsenin damağındaydı. Ge- ziler türlü sebeplerden istifadeli olu- yordu. Meselâ ufak tefek hediyeler veriliyordu. Aydında birinci hamur kâğıttan yapılmış bloknotlar dagıtıl- mıştı ki, insan o kayma taba- kalar üzerine ancak İktidara methi- yeler donatabilirdi. Diğer taraftan Genel Başkanın nelere kızıp neler- den hoşlandıgı da meydana çıkıyor- du girmek — isteyenler için bunları bılmek inanılmaz — derecede fayda sağlıyordu. Gecen haftanın or- tasında Aydında verilen ziyafette cereyan eden bir hâdise ölçüyü ka- çırmamak gerektıgı hususunda bir ders teşkil etti. "Hocaya dokunmayın" enderesi bütün gün — görmemiş M ve hoparlörün bozulmuş - olması yuzunden konuşmasını da dinliyeme- miş memur davetliler Genel Başkam gece Aydının büyük Gar Gazinosunda yerilen ziyafette yakından tanımak fırsatını buldular. Ziyafete bütün de- legeler, Belediye Meclisi üyeleri, Ay- dının' Demokrat iş adamları çağırıl- mıştı. Salonda tam bir neşe havası hüküm sürüyordu. Bunu yaratan da bir zümre uguşturdu. ve Kon- elbette, gündüzki asabiyeti — geçmiş olan Adnan Menderesin yüzündeki te- bessümlerdi. Gece yarısına doğru Aydınlı De- mokratlardan biri mikrofona geldi. "Arkadaşlar, kıymetli başvekilimizin huzurunda sıyaset ada mlarımızın taklitlerini yapacağım" dedi. İnönü- yü, Bölükbaşıyı Karaosmanoğluyu jestleri ve konuşmalarıyla taklit et- ti. Taklitler fena değildi. Dinleyen- AKİS, 4 EYLÜL 1958 ler şiddetle alkışladılar. Bilhassa Menderes, kahkahalarım uzun müd- det zaptedemedi arada davetlilerden bırı tak- lıtçıye, “Bizimkileri de isteriz" de- di. Bu istek, tasvip ve alkışla kar- şılandı.. Taklitçi bir müddet durak- ladı. Menderesin yuzune baktı. Mü- sait bir ifade görünce, — Koraltanın bir konuşmasını -hem de mükemmel şekilde- taklit etti. Menderes, buna da güldü ve "Haydi bakalım, sıra benimkinde" dedi. Taklitçi için bun- dan sonrası haylı güçtü. Ensesinden terler boşan. boşana Menderesin jestlerine benzer jestler yaptı, sesine yakın sesler çıkardı. Fakat o zama- na kadarla taklitlerden bu sonuncu- sunun hayli farkı vardı. Ötekilerde, taklit edilenin jestleri mübalâğa e- dilmiş, ' karikatürleştirilmişti. So- nuncuda ise, Menderes aslından çok daha ölçülü hareketler yapan bir ha- tip| halinde idi. Kongrelerin klâsik tavsifi ile, taklitçinin ağzından "As- lan Menderes" konuşuyordu. Menderes, bunu da çok beğendi; fakat biraz sonra yüzü — ciddileşti. Taklitçi. Fuad Köprülünün taklidini Kademeli Yumuşama Menderes (Balıkesirde) : İdam sehpalarını unutmasınlar' Menderes (İzmir rıhtımın- da) — Siyaset muhtekirleri- ni lıudut dışı edeceğiz! Menderes (İzmir — kongre- sinde) : — Sıyası hayatlarına son vereceğiz! Menderes — (Aydında) : — Onların cezasını verme işini Cenabı Hakka bırakıyoruz! YURTTA ' OLUP BİTENLER (Savcılık eliyle, Nihat Erımden aldığımız tekziptir) HAFTANIN IÇI YUVA LAK MASA PEŞINDE NIHAT ERİM cevap ve "İktidarın başı rejimi 1slah ıçın hiç bir şey yap- mayacaktır. Memlekette bava düzelecektir, işler d© tı- kırında yürüyecektir" yonluğunu yapmasını ne kimse ondan istemiş, ne de Nihat Erim böyle bir düşüncede bulunmuştur. Aksini iddia veya ima etmek açık bir iftiradır. Türkiye'de demokrasinin muvazeneli bir sisteme dayanması için (İkinci Meclis) i kurmak, Mahkemesi) ne yer vermek elzemdir. Batı demokrasilerIndekl sınır ve ölçüler içinde temina- ta bağlamak şarttır. Nihat Erim, 1950 den önce ve son- ra, daima bunları yazdı; her yerde, herkese hep bun- ları söyledi; bu uğurda çalıştı. t Erim'in yüzlerce makalesi arasında, rejim için hiç bir şey yapılmamasını teşvik -hatta kabul, eden, bir tek yazısını, kime olursa olsun bir tek sözünü bulup ortaya koyabilir misiniz? şeklinde bir politikanın şampi- (Anayasa (Hurrıyetler) i sadece NİHAT ERİM tak- samimiyetsiz demişti. Menderes, yuzundekı ciddi ifade ile derhal müdahele Rica ederım Koprulu hepi- mizin hocasıdır. Beraber iyi ve ko- tü günlerimiz geçmiştir. Şimdi a mızda bulunmaması, lıakkında boyle konuşmamızı icabettırme Salonda buz gibi bir hava esti. Taklitçi kızarda, bozardı. Etrafta “"Doğru! öyle soylememelıydın yapacaktı. Ancak numarasını dim ederken, ? —- dediler. Ziyafet, ondan sonra asık çehrelerle devam etti. nderesin meşhur — vefa hissi depreşmişti. O dakikadan sonra göz- leri hep uzaklara takılı kaldı- Rakı- sını daha yudumlarla içmeğe başladı. Protokol meselesi ziler, kimin gözde, G rantinadâ olduğunu — göstermek bakımından da D. P. içindeki hava- yı aksettiriyordu. Meselâ Denizlide- ki bir hâdise dikkati çekti. Gece Sü- merbank Fabrikası bahçesinde mu- azzam bir ziyafet verildi. Bahçe U biçimindeki masa tertibiyle, bir baş- tan öteki başa donatılmıştı Mende- resin bahçeye girişi tezahürata ve- sile oldu. Davetliler onun geçtiği yo- lun iki tarafında mevzi aldılar ve ön safa çıkmak için birbirlerini o0- muzladılar. Menderes omuzu kuvvet- li olanlara ayrı ayrı ilttifat etti. Herhalde yorgunluktan olacak, göz- eri kızarmıştı. Kendisi için hazır- lanmış Ve etrafına kırmızı koltuklar konulmuş masaya — oturm masaya Simetrik mevkide kalan ba- kanların masasına gitti. Orada Ha- lük Şaman, Abdullah Aker, Muzaf- fer Kurbanoğlu, Namık Gedik, Esat Budakoğlu, Lütfi Kırdar, eskilerden Emin Kalafat vardı. Menderes bir müddet durup, şakalaştı. Sonra Ba- kanlardan sadece Server Somuncu- oğlu ile beraber kendi masasına dön- dü, sağ tarafına da. son seyahatin- kimin ka- 5