KADIN Moda 1958 - 59 silueti oda herşeyden evvel "siluet" demektir. — Bir mevsımden bir mevsime kadının umumi görünüşü Jazan ufak tefek, bazan büyük de- ğışıklıklere uğrar. Neticede on se- ede zlu, baz mamile omuz- suzdur. Bazan goguslerı, kalçaları, beli — göstermek, için -ne mümkünse yapmıştır, bazan yetişmekte olan bir oğlan çocuğu kadar dümdüz hat- değişikliğini en başta sağlıyan şey elbise biçimle- ridir, ama saçları, makyajı, ayakka- bıları hatta çantaları ile dahı kadın değişikliği tamamlar. İşte bu yönden 1958 - 59 kış modasına baktığımız zaman kadın başlıca üç şey gör mümkündür: Ba yükselmiştir, İ yükselmıştır, bacaklar uzundur 1958 - 59 kış mı dası bu "siluet" i gösteren bir mo- dadır. geçen, seneler gibi yu- muşaktır, kadın hatlarını tebaruz et- tirmekten çekinen, onu hissettirmek- le yetinen bir hali vardır. Ancak si- nelerden beri kaybolmaya meyleden val ve torba içinde — saklan maktan vazgeçerek gayet yuk ekle- re tam göğüslerin altına tırmanmış- tır. ise, moda tarihinde — maruf bir devrin, ampire devrinin en baş- hca hususiyetlerinden biridir. Büyük başın derdi.. akat empire modası yalnız yük- sek bellı değil — başlı ve ayaklı ir modadır. Kadınlar boylarını, baş kısmından, birkaç santimetre uzat- manın çaresine bakacaklardır. Bu, yüksek biçimli şapkalar, tepeye doğ- ru yükseltilerek taranan saçlarla el- de edilecektir. Kürk şapkalar,' tül- den, kuş yuvasını andıran a'biye şap- kalar, uzun şekilde - türbanlar, tepede doğru kabartılmış bereler kış modasının en bariz hususiyeti- dir. Şakakların, hemen üstünden bir kurdele ile sıkılmış saçlar — tepede kabarık küçük bukleler yapacaktır veyahut saçlar kulakların tam tünde iki yana doğru kabartılacak— tır. Bu modayı belki de 1,57 m. bo- yunda olan kurnaz Emperatris Jo- sephine ortaya atmıştır. 1958 - 59 kışında onun resimleri birçok kadın- lara ilham, verecektir. Tabii bu ko- lay bir iş değildir. Büyük başın der- di büyük olacaktır Mihneti çeken aş yükselmiş tepeden — bakmaya Bbaşlamıştır, vücut ona yaklaşma- AKİS, 4 EYLÜL 1958 Bakkallar azetelerden öğrendiğimize gö- re İsta milletvekilleri halkla temas etmeğe karar vere- rek, İstanbulun bazı mahallerini dolaşmışlar. — Grene gazetelerden öğrendiğimize, gore sayın vekilleri daha ziyade D. P. ocak ve bucaklarında partili vatandaş- larla konuşmuşlar. Ama öyle zan- nediyorum ki, hangi partiden 0- bütün Istanbulluların lar dahi; milletvekillerinin milletin derdini anlamak bakımından çok İstifade edecekleri — muhakkaktır. Üstelik herhangi bir — vatandaşın herhangi bir şikâyeti — muhalefet kokusu aş k vehmini 'yarata- bileceği için, bu tutumun daha 1- nandıncı olacağını düşünmek de ümkündür. İstanbullu bugün en başta ha- yat pahalılığından, yoklardan, ta- şıt sıkıntısından D. P. li vatandaşlar da bu aynı sıkıntılar içinde yaşadıkları için- dir ki milletvekillerine en ço bunlardan bahsetmişlerdir Gene gazetelerden edindiğim intibaa göre sayın mılletvekıllerı bu dert- lere tatmin edici cevaplar vere-J miş durumdadırlar. Vakıa bir- k ç sözle, pahalılığı yok — etmek taşıt vasıtalarını duraklara lamak mümkün değildir ama, ce- vapların ortaya koyduğu zıhnıyet dertlerin daha uzun zaman kolayı halledilemiyeceği hıssını u- yandırmaktadır. Meselâ, bir gaze- te havadisine göre, pahalılık şikâ- *< şikâ- yetleri şikâyetle, karşılamıştır. Ay- şe Günel daha dün bu aynı İstan- bulda kilosu altı liradan fasulye satın almıştır. Fakat mılletvekılı Ayşe Günelin ev kadını Ayşe Gü- nele verdiği cevap cidden tatmin edici de ildir. Milletvekili — Ayşe Günel bakkalların ınsafsızlıgından şıkayetçıdır "H yapsın ve he bakkalın başına bır _ıandarma ko- "ICD ğa çakışmaktadır ve bütün yük, a- ğırlığı çeken aklara yuklenmış- tir. Çünkü yukarı doğru kaçan etek- ler bacakları dizlerden itibaren açık- ta bırakmaktadır. Etek boyu, kısa olmak şartı ile herk se en çok ya- kışan boydur. Dızın altında üç, dört bep belki de Christia ruf moda va sıyetnamesındekı bır maddedir. Bu elbise sanatçısına göre kadının en çirkin yeri diz kemikle- ve Siyaset Jale CANDAN nup konamıyacağını münakaşa etmektedir. Demek ki Ayşe Gü- - nel pahalılıktan mesul zümre ola- rak bakkalları, karaborsacıları ve istismarcıları görmektedir ve derde çare olarakta jandarmayı aklına getirmektedir. Bunun bir parti ocağında verilmiş politik bir cevaptan ileri gitmediğini düşün- ek ı in ise bir sebep yoktur. bu aynı zıhnıyet Mıllı Ko- runma kanunundan — tutunuz da bugün her sahada alınmak iste- nen tedbirlerle revaç bulmuş bir zihniyettir. 1957 seçimlerinde yağ yokluğunu izah etmek için en se- lâhiyetli ağızlar bu aynı bakkal- ları suçlandırmamışlar mıdır? Demek ki bugün yağ karaborsa- cıları uslanmıştır. Çünkü hamdol- sun piyasada yag bulmak müm- kündür. Bu sefer de sıra fasulye— karaborsacılarına — gelmiştir.. Bu faraziyeye ciddiyetle bakmak im- kansızdır. İşte bunun içindir ki, herhangi, bir meddenin yok otogar nu veyahut pahalılaşmasını kara- borsacılıktan çok daha derin se- beplere bağlamak Ve bu sebepleri arayıp bulmak lâzımdır. Karabor- sacılık olsun, istismarcı elem n- lar olsun iktisadi guçluklerın ne- ticesidir, sebebi değil. Elbette ki millet olarak bu is- tısmarcı zihniyetle, karaborsacı— lıkla mücadele etmek, fedakârlık ederek "yok" la lanmak, fakat gene de karabor- sacıyı barındırmam k hepimizin vazifesidir ama, bütün yükü bir zümreye yüklemek te haksızlık ol- duğu kadar da neticesiz bir iştir. Nihayet memleketi bakkalların i- dare ettiğine inanamayız tabii. Bunlardan bazıları istismarcı ve fırsatçı bir ekalliyete katılmış o- labilirler. Sivrisineği bulduğumuz yerde öldürelim ama sivrisinekle- rin türediği durgun su membala- rını bulu onları kurutmamız, hakiki tedbirlere jandarma — ted- birlerinden fazla iltifat etmemiz lâzımdır. ridir, harekat ederken bunların gö- rünmemesi şarttır. 1958 - 59 kışında kadın büyük başlı, kısa b İi ve uzun bacaklıdır. Biçimler buna göre — ayarlanmıştır. Uzun bacaklar itinalı, temiz e görünmek zorundadırlar. Elbiseler aima düz hat kumaş üzerine ke- P silmiştir. Bazılarının tam göğüs ttı hizasında kesıklerı vardır. Bu kesiklerden itibar etekler — piller, büzgüler veya penslerle az veya çok bolluk kazanmıştır. Bazı — elbiseler 27