fından Eiffel'in üçüncü katında bu- lunan hayli, buyuk bir bomba, o mu- azzam âbidenin son kısmını parça parça edecek kadar kuvvet- liydi; bir iki saat daha gecıkılmış ol- saydı Paris kartpostallarını, susle-, yen güzel siluetin yerını eğri büğrü çelik parçaları alacaktı sırada, Akdeniz kıyılarındakı bütün Fransız deniz üslerinde, kur» bağa adamların mütemadiyen denize dalıp çıktıkları görülüyordu. Harp gemilerinin deniz altında kalan kı- sımları birer birer gözden geçiriliyor,, omurgalara varıncaya kadar her ta- raf iyice araştırılıyordu. Fransız ku- mandanları Cezayirli — fedailerin su altı bombaları kullanmağa başlama- larından korkuyorlardı. Geçen haf- ta, bir gece vakti, Fransız harp ge- milerinden birinin baş kısmında nö- bet bekleyen bahriyeliler, gemiden uzaklaşıp sahile doğru yüzmeğe ça- lışan bazı karaltılar gördükleri za- man bunların Cezayırlı tedhışçıler olduklarına hükmetmişle bun! üzerine kurbağa adamlar vasıtasıyle sıkı bir araştırmaya girişilmişti. Fa- kat ertesi gün anlaşıldı ki, geceki karaltılar, İngilizlerin — tabiriyle “Fransız usülü isin alan", miden müsaadesiz çıkan ıkı bahrı— yeliden ibaretmiş. Fransadaki korku artık sadece dağları değil, kuleleri ve gemileri de beklemektedir! Orta Doğa İki Taraflı Temizlik I rakta ihtilâl hükümeti son bir iki haftadır, eski iktidarın içeride ve dışarıda bıraktığı - kirleri — temizle- mekle meşguldür. Bilhassa Birleşmiş Milletlerde, Nuri Said Paşanın siya- si bağları yüzünden, şimdiye kadar Arap dâvalarım ıstedıklerı gibi mü- dafaa edememiş olan Iraklılar, geçen haftaki Genel Kurul müzakerelerin- de serbestçe konuşmak — imkânını buldular. Birleşmiş Milletlerdeki I- rak delegesi Büyükelçi Haşim Cevad, 81 —milletin temsilcileri , önünde, Fransızlara "kasap"* demekten çe- kinmedi* Iraklı delege, Cezayirde is- lenen - cinayetlerden, halka — yapılan zulümden bahsediyordu. Fransadan sonra sıra İsraile geldi. Haşim Ce- vad, İsraili emperyalizmin âleti ol- makla itham etti. YETİN ANAYASASI istişare ettikten ve anayasa konseyının fikrini aldıktan n gerektirdiği tedbirleri alır. Dem: sonra duru- ki Cumhurbaşkanı, — durum! mu tehlikeli saydığı anda, bir diktatör gıbı hareket edecektir. Hâlen Fran- sada tehlikeli haller eksik degıldır Anavatanda s sabotaj hareketleri, Cezayir harbi v. s. O halde, yeni Cumhurbaşkanı istediği anda kanuni diktatörlüğünü ilân edebilir. 2 — Parlâmentonun kudretının azaltılması: yedi yd için seçilmiş bir Cumhurbaşkanının mümkün ve selâhiyetleri azaltılmış bir parlamento Kudretli, sorumsuz, karşısında, her an feshi bulunmaktadır: Parlâmento, Senato ve Milli Meclis olmak üzere iki meclisten müteşek- kildir. hası bile daraltılmıştı. Bu isteyebilir. Muhafazakâr Senatonun kuvvetlendirilmesi, Milli Meclisin se- lâhiyetlerini daraltmaktadır. Parlâmento alta ayı yılda ancak iki defa toplanabilir. Hattâ geçmemek üzere, kanun mevzuu meselelerin sa- üküm bilâhare kaldırılmıştır. Fakat hükü- met, nizamnameler vasıtasıyla kanun yapma hakkını parlâmentodan Milf Meclisin hükümeti devirebilme selâhi ye tinin tatbiki son dere- ce güçleştirilmiştir. Son olarak, milletvekilliği sanki " gibi, mek zorundadır. asa Konseyi 3 : Anayasa Anayasa Konseyi kurmaktadır Konseyin üç üyesi Cu tı üyesi Parlâmento tarafından seçilecektir. Eski 'şüpheli" bir işmiş bakanlığa tâyin edilen muletvekıllerı milletvekilliğinden İstifa et- hâkimlerden — müteşekkil bir umhurbaşkanı, al- Cumhurbaşkanları konseyin üyesidir. Üyeler dokuz yıl için seçilmektedir. Anayasa Konseyi diğer Batı farklıdır: Konsey, cumhurbaşkanı ve milletvekillerinin benzerlerinden seçimlerinin memleketlerindeki usulüne göre yapılıp yapılmadığını kararlaştırır. Referandumun mev- zuata uygun cereyan edip etmediğini bildirir. Bundan, başka, kanunla- rın Anayasaya uygunluğunu inceler. Bütün kanunlar icra ve teşrı or- ganları tarafından Anayasaya ayları sayılarak Konseyin önüne geti- rilebilir. Konseyin kararı katidir. Bundan başka, Anayasa deniz aşırı topraklar hakkında hükümler İhtiva etmektedir: Muhtelif statüye sahip gruplar kurulmaktadır. Ana- yasa statü değiştirmek, hattâ istiklâle kavuşmak kapılarını kapama- mıştır.- Bu İmkân kanunen Cezayir için bile mümkündür! Yalnız, siyasi bakımdan General De Gaulle'in Cezayire istiklâl vereceğine inananla rın sayısı gittikçe azalmaktadır. Hele asıl ilgililere gelince, onlar çok- tan De Gaulle'den ümitlerini kesmişler ve Kahirede Cezayir hüküme- tini kurmuşlardır. AKİS, 4 EYLÜL 1958 DÜNYADA OLUP BİTENLER Ferhad Abbas De Gaulle de kim ola? Aslına bakılırsa, Cezayir ye İs- rail meselelerinde eski Irak Hükü- metinin görüsü ile yeni iktidarın ta- kip ettiği siyaset arasında pek bü- yük bir fark yoktur. Nuri Said ida- resi de, bu iki dâva karşısında dai- ma Arap Birliğinin siyasetini benim- semiş, Birletmiş Milletlerde de hep Asya - Afrika bloku ile birlikte ha- reket etmişti. Yalnız, şimdi Genel Kurul Önünde sarfedilen — kelimeler çok daha şiddetlenmiş, Fransızlara ve israillilere karsı yapılan itham- la atı dünyasını incitmek endi- şeleri bir tarafa bırakıldığı — için- çok daha cesurane bir edayla ileri sürülmeğe başlanmıştır. Fakat asıl değişiklik, Haşim Cevadın, İngiltere ve Amerikaya karşı kullandıgı keli- melerde görülmektedir. Lübnan ve Urdunde kuvvet bulunduranların "emperyalizm" mütecavizlik" ile ıtham edılışı gerçi yeni bir şey değildir; fakat, muazzam — toplantı salonunu dolduran temsilciler ve dinleyiciler tein asıl mühim olan, bu kelimelerin Iraklı bir hatip tarafın— dan söylenmesidir. Tabii, Birleşik Arap Cumhurıyetı ile Bağdat Hükümeti arasındaki mü- nasebetler, sadece Birleşmiş Millet- lere sempati gösterilerinden ibaret kalacak değildir. Geçen hafta içinde Iraktan gelen haberle Kahirenin Iraklı liderler üzerinde tazyikte bu- lunduğunu ve onları Rus veya koslovak menşeli , silâhları kabule davet ettiğim göstermektedir. Fakat, böyle bir tazyik olmadan da, ihtilâl kabinesi içinde Nâsırcı — unsurların gitgide daha ağır basmağa başla- dıkları kimsenin gözünden maktadır. Eski hükümet kasaların- da bulunan askeri planlar ve Bağ- dat Paktıma stratejik sırları çoktan 23