YURTTA OLUP BİTENLER (Savcılık eliyle, Samet Ağaoğludan aldığımız tekziptir AKİS Mecmuası Yazı İşleri Müdürlüğüne Mecmu- anızın 20. 1958 tarihli 228. ci nüshasının 12. ci sahifesinde "Hü- kümet" başlığı altında neşredilen yazıda, şahsımı ilgilendiren satırları okudu m. Bu yazı hakikatlar tahrif edile- rek kaleme alınmıştır. Şöyleki: 1. Beni karşılayan oğlum Musta- fa Kemal Ağaoğludur. 2. Yanımda her vatandaş gibi muhterem olup bulunmasında her hangi, bir mahzur olmayan.bir mu- sevi vatandaşımız yoktu 3 Bındıgım hususı plakalı araba vatand yazıldığına göre, ve tesbit edilebilird Sayın arkadaşım Emin Kala- fatın Sayın Başvekil ile benim aram- da mutavassıt olmasını icabettirecek _elbette ki tahkik i. miz, zaten mutavassıta termiyecek kadar yakin ve samimi- dir. Ben Demokrat Parti saflarına katıldıgım günlerden itibaren peşım— den şu veya bu maksatla adam gö- türmek hevesinden uzak kaldığım ve bu hevese kapılmış olanlarla mü- cadele ettiğim gibi, Demokrat Far- tisi içerisinde de bu partinin meşru liderlerinden başkasının — arkasından şu veya bu maksatla gidecek grup- lar yoktur ve olmayacaktır. İstanbula son gelişimle ilgili kü- çük bir yazınızda bile tesbit ettiğim şu tahrifler ve hakikatlarla uzak- tan veya yakından en ufak bir alâ- kası bulunmayan imalar da göster- mektedir ki, "Akis" bir neşir organı kaybetmek yoluna girmiş bulunmak- tadır. Samet Ağaoğlu ayağına çekmiş ve Kayseri içinde Partiye yeni bir ruh vermek için fa- aliyete geçmişti. Bütün ilçeleri, köy- leri gezmişti, C.H.P. nin ölmediğini anlatmıştı, kongreler yaptırtmıştı. Böylece zor günleri cansiperane ça- lışmak suretiyle geride — bırakmıştı. Sonra 1954 seçimleri yapılmıştı, son- ra 1957 seçimlerine yaklaşılmıştı. İş- te, havanın tamamile değiştiği 196? seçimlerinin arifesinde Parti içinde -Hazım — Gönenin tabiriyle- "sivrisi- nek vızıltıları" tekrar başlamıştı.C.L P. ye yeni yeni 'Simalar katılmış- hatta başka partileri bırakıp Partinin damı altına gelenler olmuştu. Hazım Gönen bir anda ken- disini, tenkid eden, zaaflarını söyle- yen kalabalık arasında bulmuştu. Bu "sivrisinek vızl!tıları”" Hazım Göne- nin hakikaten hoşuna gitmemişti. Us- 12 telik Hazım Gönen aday yoklaması- nı dahi, il başkanıyken kaybetmişti. Buna rağmen çalışmakta devam et- mişti. Seçimler yapılmış ve bılınen netice alınmıştı. azım Gönen bu şartlar altınd idare heyı tınde vazi- fe kabul etmeyeceğini bıld rdi. Ken- di arkadaşlarını destekliyecekti. Ama, madem ki kongre dertlerin gö- rüşüldüğü yerdi, şikâyetlerini dele- gelere anlatmayı lüzumlu bulmuştu. 1950'den beri, o en güç devrede aya- ğında çarık, çalışmıştı. Hiç bir şey- den yılmamıştı Mahkemelere düş- müştü. Şımdı güç devre kapanmış, C.H.P. için ümitli devre başlamıştı— l—lazım Gönen yeni devrede "vızıltı yapan sivrisinekler" tarafından uzak- laştırılıyor du. Bu reva mıydı, bu ve- fa mıydı, delegeler karar vermeliy- er. Hazım Gönenin sözleri alkışlarla Turhan Feyzioğlu Bir Kayserili karşılandı, bazı delegeler "sen çok çalıştın, sağ ol" diye bağırdılar. "19- 50 nin adamı" tezahürat arasında yerine oturdu. 1958 ruhu Hazım Göneni kürsüde orta boylu, genç, sarışın, insana emniyet tel- kin eden tavırlı,bir hatip takip etti. Adı Muzaffer Attardı. Avuka ttı. Es— ki'il başkanın cevap vermek isti du Hazım Gönenin soyledıklerı dog günlerinâe erıde bırakıl- bırakılmıştı. uydu l 50 nin müşkül çalışılmış, o günler mış, O günler gerıde Muzaffer Attar sordu: "-Ama çalışan sadece Hazım 'bey miydi? Hayır. İdare, kurulu Uyesı den ılçe azasına, buca başkan ocak. başka ve nihayet C.H nin neferlerıne kadar bur buyuk kut— le vazifesini yaptı ve bayrağı elinde tuttu. O günlerde çalışmış olmak, bu- günlerde gerekipre çalışmayı yapama— manın, şartlara uyamamanın maz: reti sayılabilir mi? 1950'den sonra C.H.P. ye katılanlar Partııç 1950 mucahıtlerı kadadar kıymetlidir. Genç bir nesil, hattâ başka partilere, bil- hassa D.P. y idealle bağlı olup bu ıdeallerının tahakk ancak C.H.P. aflar saglayabilecek— bir kütle ara- miza gelmıştır Teklifler yaratacak yerde hep beraber .omuz a mü cadele etmeli, omuz omuza çalışma- lıyız Bizi zafere götürecek yol o- du H yecanlı olduğu konuşurken du- daklarının titretmesinden — belli olan genç avukat 1950'den beri çalışıldığı- nı ifa deyle beraber nasıl lı ldıgı üzerinde , durulm.; rek- tiğini de hatırlattı Kendılerı bır ara ışbaşına geçtıklerınde il idare kurs- n Genel Merkeze yazdığı son ya- sının bir umıtsızlık ifadesi oldugunu görmüşlerdi.Üstelik Hazım Gönenin çalışmaları şalisi endişeleri ön plâna alan bir çalışmta olmaktan — kurtul- mamıştı. Muzaffer Attar bunu sade- ce ima etti. Ama- delegeleı' ne deş- mek istendiğini ânladılar. İl başkanı bazen il idare kurulu üyelerini dahi "atlatarak" köylere — gitmiş, dolaş- mış, sadece kendisinin dolaştığı his- sini yaratmaya çalışmıştı. — Üstelik Hazımı Gönenin pek çok kimseyle a- rasının bozuk bulunması da bu çalış- ma tarzının neticesiydi. Nıtekım il başkanı ada kaybetmişti. rini artık C. H. P. nin ferdi çalışma- lara değil, ekip çalışmasına muhtaç olduğunu, gayretlerinin bölmeye de- ğil, toplamaya teksif olunması ge- rektiğini hatırlatarak bağladı ve top- layıcı karakterde bir il başkanının ı Ha alkışlandı, aynı . ve eski il başkanı aleyhinde bulunul- masına sureti katiyede cevaz ver- mediler. Basiretli seçimler eçimlere işte bu hava içinde gi- di. Reyler toplandı. Aaa! Görüldü ki ıştırak edenlerin bir eksikliğiyle yani, kendi Treyi hariç ittifaklâ- başkanlığa 1958 ruhunun sembolü olan Muzaffer Attar seçilmiştir. De- legeler Partiye 1950den beri hizmet eden eski il başkanını "honore et- mişlerdir", ona karşı sevgi, Saygı, şükran göstermişlerdir, onu hararet- le alkışlamışlardır, fakat reylerini onun tuttuğu İisteye değil, karşı lis- teye bir blok halinde — vermişlerdir. Nitekim il idare kurulunda da Mu- zaffer Attarın genç; enerjik ve top- layıcı arkadaşları yer aldılar. Bun- larla okuyup yazmış, kafalarına. AKİS, 4 EYLÜL. 1958