mekteplerin, zencilerle beyazları ay- nı sıralara oturtacak şekilde yeniden açılabilmesi için kayıtlı 41.037 seç- menden 20.519'unun reyini toplamak lâzım geliyordu. Zenci-beyaz kavga- sını tasvip etmeyen, bunun insan haklarına, hattâ Hristiyanlığa aykırı lığından zevk alanları ikna için çok uğraştılar. Başlangıçta, — çocukları- nın mektepsiz kalmasından dert ya- nan ana-babaların nihayet kendi taraflarlnı tutacaklarını, inatların- dan azgeçeceklerini — sanmışlardı. Fakat nafîle geçen hafta sonunda reyler sayıldıgı zaman, çocuklarını siyahilerle aynı mektebe göndermek- tense sınıfların kapısına kilit vurul- masını isteyenler üçte iki ekseriyetle referandumu kazanmışlardı. Little Rock büsbütün sakinleri, istemiyorlar. Bunların maksadı, her türlü çareye baş vurarak para bulmak, paray- la little' Rock'taki mekteplerın birer hususi mektep olarak devam etme- lerini sağlamak ve böylece Tesmi makamların mudahalelerını önle- mekten ibaret. "Parayı veren düdüğü çalar" kaidesi Amerikada tam ma- nasıyla hâkim olduğu için, kendi a- ralarında para toplayarak çocukları- nı hususi mekteplerde okutan bütün bir şehir halkı, beyazların okuduğu liselerin kapısını zencilerin yüzüne kapamakta tamamen serbest olacak- lardır. Vali Faubus da bu hareketi destekliyor. Kendisi, ne yapıp yapıp Federal kuvvet karşısında boyun Vali Zafer kimin! Faubus AKİS , 4 EYLÜL 1958 eğmemek azminde olduğunu defalar- ca söylemiştir. Ne yazık ki, Little Rock'ta patlak veren hâdiseler yavaş yavaş Ameri- kanın her tarafına yayılmaktadır. Geç hafta içinde. Virginia eyale- tındekı iki lise de, aynı sebeplerden dolayı kapalı kalmıştır Bu arada sokaklarda kavgalar eksik olmamak- ta, zenciler beyazları, beyazlar zen- cileri kovalamaktadır. Şimdilik, her iki eyalette de 4.000 kadar çocuk, et- raflarında cereyan eden insanlık faciasından habersiz, gunlerını gün etmeğe çahşmaktadırl Geçmiş zaman olur ki.... aşkan Eisenhowerin yardımcısı B Sherman Adams, geçen hafta Be- yaz Sarayın merdıvenlerını son defa olarak'inerken, kendi kendine "hey gidi günler, hey!" diyordu. Bir za- manlar, —Amerikanın bu en yüksek icra makamında astığı astık, kestiği kestikti. Başkan Eisenhower- kendi- sine o kadar güveniyordu, dürüstlü- ğünü, çalışkanhgını o derece takdir ediyorı ütün 1şlerı ona dan beklemeğe başlamıştı. Adams'ın çalışma tarzına bakanlar kendisini Amerikan siyasi hayatında bir namus timsali saymağa başla- mışlardı. Fakat, bir gün, bir namus timsalinin, aziz dostu sanayici Ber- nard Goldfine için yaptıklarını du- yanlar hayretten parmaklarını ısırdı- dılar. Tam bir Amerikalı yeni zengın tipi olan Goldfne Sherman Adam en pahallı otellerde misafir etmış, garson bahşişlerine varıncaya kadar bütün masraflar ödem e kar sına da dunyanın en pahah kurklerı— nı hediye etmekten çekinmemişti. "Namus timsali"nin bütün bu ikram- lara karşılık yaptığı şey, telefonu eli- ne alıp bir iki yere emir vermekten -bazan da nazikâne bir ricada bulun- maktan- ibaretti. Böylece Goldf ine'- ın Federal makamlarla olan işleri kolaylıkla halledılıverıyordu Skandal patlak Eisenhaver, onu kurtlara verdiği Zzaman, "Adams benim adamım* vermem" diye tuttur-, du ve Cumhuriyetçi Parti mensup- larının bütün —tavsiyelerine rağmen kıymetli yardımcısını işten çıkarma- dı. Boylece Vefakarlıgının derecesı— i ordu. t bir olup bıtenler devlet işlerinde hissi hareket etme- nin hiç de şakaya gelmiyeceğini a- çıkça gostermıştır Seçmenlerıyle temasa giden Senatörler ve Tem: ciler, halkın en çok üç şeyden şıka— yetçi olduğunu anlamışlardı ıktı— a dış siyaset takip Sherm etmesi ve nihayet man Adams'ın hâlâ iş başında bırakılması. Üstelik Kasımdaki genel seçimler de yaklaşıyordu Gelenek ıcabı, seçimlerim öbür eyaletlerden iki ay önce yapan Maine eyaletinde- ki neticeler hiç de hoşa gider cins- üzlü; DÜNYADA OLUP BİTENLER Sherman Adams Bir. varmış, bir. yokmuş... ten değildi. Şimdiye kadar hep Cum- hurıyetçılere rey vermış olan bu kü- çücü uzey -doğu eyaletinde De- mokratlar ezici bir zafer kazanmış— lardı. "Maine nereye giderse,' millet de o tarafa gider" sözünü hatırlayan Cumhuriyetçilerin paçaları — tutuş- muştu. Eisenwover o derece kuvvetli bir baskı altında kaldı ki, nihayet dayanamayıp, aziz — dostu erman Adams'ı feda ediverdi. Ama, bu ara- da olan olmuş, millet Eisenhower- den bir. hayli sogumuştu Şimdi aynı dirayeti Dulles için de gösterse pek faydası olmıyacaktır Bir sizden bir bizden A tlantıkın berı tarafında da he- men l buna benzer bir hâdise cereyan etmiştir: Ade- nauver'in eski hususi kalem müdürü ve hâlen Avrupa Atom Birliği emni- yet şefi Hans Kilb de rüşvet suçun- dan hapsi boylamıştır. Biraz geç de olsa dünyanın bazı yerlerındekı dev- let adamları; etrâfları saran "yiyi- ciler"i temızlemekle kendi menfâat- 23