RADYO Programlar Bilgi kraliçesi rtık "canlı kütüphane" diye anıl- ıya başlanan Nazan Aslantepe, İstanbul Radyosunun geçen haftaki "21 Puan Bilgi Yarışı" programında, seçtiği bir puanlık sorularla, ikinci defa 21 puan doldurdu. Genç ve se- vimli yarışmacı, bu defa da, yalnız iki soruya cevap yerip üçünc cüde ta- kılan rakibini 19 puan astı. Aradaki farkın karşılığı 950 lirayı kendisine ödeyen Eczacıba irması, bu pa- ranın saglıyabılecegınden çok daha tesirli bir re Nazan Aslantepe- nin başarısı sayesmde yapabilmiş ol- duğu için memnundu. önce Nazan edebiyat sual- Stüdyoya girmeden, Aslantepe, musiki ve leri için kendini bilhassa — kuvvetli hissediyor, en çok coğrafya — sualle- rinden korkuyordu. Oysı çektiği zarfta edebiyat suali Bununla beraber genç yarışmacının başarısını perçinliyen — yirmi birinci bir cografya i. "Yalta a ? cevaplandırıldı. Fakat Nazan Aslan- tepeye ter döktüren sualler yok de- ğildi ve yarışmacı bocaladıkça halı kın heyecanı da artıyordu. hızı nedir?" suali, eden Erdem Burinin imaları sayesin- de cevabım buldu. Bu gibi bir iki tehlikeli an dışında, Nazan Aslante- pe çok kere leb demeden leblebiyi anlıyor, sualin daha iki üç kelimesi okunmuşken cevabım veriyordu Güç sualler Ğerçekten yalnız Nazan Aslante- penin değil, dıger yarışmacıların sualleri" arasında puan seviyesiy- le mutenasıp olmıyan guçlukler var- dı. Artık "Bilgi Yarışı” programları- na katılanlar, bir puanlıktan yuka- rı derecedeki suallere yorlardı. Arada bir , iki puanlık su- al seçenler oluyordu ama, * son prog- rama girenlerin hepsi bırlık sual seç- mişlerdi. Hele üç ve dört puanlıklara cevap verecek cesareti kendilerinde görenler hiç kalmamıştı. Yalnız, bir puanlıklar arasında öyle güç sualler i hazırlıyanların e, üç veya dört pu- anlık listelerdeki sualleri bir puan- lıklar arasına karıştırmış olup ol- mıyacakları bile akla gelebılırdı Meselâ "Addis Ababa hangi devle- tin başşehridir?" gibi bir puanlıklar arasında yer alması uygun, — kolay bir sualin yanında, "Ondokuzuncu yüzyılda yaşamış, aynı zamanda kont olan bir Fransız ressamı" (To- ulouse-Lautrec), yahut "İkinci Dün- ya Savaşında, içinde bulunduğu u- çağın düşürülmesiyle — ölen İngiliz aktörü" (Leslie Howard) gibi, genel kültürün ilk basamağını temsil et- AKİS, 23 AĞUSTOS 1958 SERAP D vada bulut, sen onu unut!". ve Turizm Umum bu tekerlemeyle anlatılıyor. Ci lığı" yazıyor. Zaten bugüne biraz daha açıvermek... H en isteksizce yapılacak iştir. fazla safdillik olur. Meclise sunulmadan önce bakanlıkların tasvibinden geçmesi Maliye Bakanlığında takılıp kalmıştır. kurtarabileceğini sanmak için de şimdilik görünürde hiçbir iyi Maliye Bakanlığının, ülü haline getirilmesine itirazdan vazgeçmesi, lira civarında bir gelirden de vazgeçmesi demekti reken teşkilât tasarısı, sını belirti yoktur. z sokağın ağzında bir levha var. kadar, kıpırdanmalar Maliye Bakanlığınca durdurulmuştur İlhan K. MİMAROĞLU evlet radyolarını iktisadi devlet teşekkülü haline getirecek tasa- rının bir çıkmazda olduğu anlaşılıyor. ümitlerin suya düştüğü, güzel hayallerin söndüğü soylenebılır Öyle bir çıkmaz ki, büyük "Ha- Teşkilât tasarısının akıbeti, Basın Yayın Müdürlüğünün Radyo Dairesi yetkılılerınce artık Üstünde "Maliye Bakan- radyoları ıslah yolunda en ufak Kesenin ağzını aznedar psikolojisi gereğince, bu en son ve Hele, e yokoluvermesine eyvallah demek... Yok! üyük bir gelir kaynagının göz k! Bu derecesi artık ge- Paça- radyoların iktisadi devlet teşek- yılda onbeş milyon Bu paranın sekiz milyon lira kadarı abonelerder -radyo vergılermdefı—, geri kalan yedi milyonu da, Ankara, lardan gelmektedir. kadarını radyolara mektedir. İstanbul ve İzmir radyolarına verilen reklâm- Maliye, bu onbeş milyonun yalnız —işletme ve personel beş olarak, milyon masrafı tahsis et- İktisadi devlet teşekkülü oldukları takdırde radyoların kendi yağ- larıyla kolayca kavrulabilecekleri bu duru an anlaşılmaktadır. İs- tanbul radyosunun bugünkü bütçesi | mılyon 250 bin lira olduğu halde yalnız bu istasyon, reklâmlardan 3,5 milyon lira kadar kazanmakta, tabii bu paranın bir kuruşundan bile doğrudan doğruya faydalanama- makta, hepsini Maliyeye devretmektedir. Ankara radyosu da, iki milf yon lira civarındaki bütçesine karşılık, ilânlardan yılda 25 milyo lira kadar bir gelir sağlamaktadır. İktisadi devlet teşekkulu olduk— ları anda radyoların, daha ilk ağızda, bugünkü bütçelerinden daha fazla gelir sağlıyabilecek duruma geçecekleri, personeli maddi ba— kımdan çok daha iyi tatmin edebilecekleri, bunun neticesinde de ya- yınların kalitesinde bir yükselme olabılecegı ortadadır. Gel gelelim Maliyenin, onbeş milyon lirayı gözden çıkarmasına ihtimal yoktur. O derece ihtimal yoktur ki, Basın Yayın ve Turizm Umum Mü- dürlüğünde iktisadi devlet teşekkülü olma hayallerinden ve olmıya- itibar etini- . cak duaya amin demekten vazgeçilip, bugünkü barem dahilinde yeni bir teşkilât tasarısı hazırlanmıya başlanmıştır bile! miyen, iki yahut üç puanlıklar 1is- tesinde yer alması daha uygun gö- rülebilecek suallerin sorulması, her- bir katagorinin sualleri arasında se- viye beraberliğine, hazırlayıcıların pek de dikkat etmediğini düşündü- rüyordu Bir tartışma, bir emir eçen haftaki programın hazırla- nışında -tabii mikrofona çıkarıl- mayan- bir de tartışma oldu. Bir yanda program idarecisi Buri ve jü- i heyeti, öÖte yanda hakkının çiğ- nendıgını iddia eden bir yarışmacı ve onu tutan halk, hafif tertip çatış- tılar. Tartışma "Bikini adası han- gi denızdedır"" sualinden çıktı. Ya- rışmacı, yük okyanus demesi ge- rektiği yerde "Atlas Okyanusu" de— yince, derhal kaybettiği ılan edıldı Hem yarışmacının, hem ı dinle- yicilerin iddialarına göre, b şka ya- rışmacılar yanlış bir cevap verdiler mi kendilerine yardım ediliyor hat- tâ doğrusunu bulabilmeleri için bir kaç yanlış cevap sıralamalarına göz yumuluyordu. Gerçekten de durum buydu. Şu var ki sual hazırlayıcıla- rı, hangi suallerin bu müsamahayı kaldırabileceğim, — hangilerinde — ise yarışmacının tek bir yanlış cevapta devam hakkım kaybedecegını tesbit etmişlerdi. Onlara göre "Bikini" su- ali, ikinci çeşit suallerdendi. Çünkü, yarım dakikalık — cevap — süresinde, doğru cevabı bilmiyen bir yarışma- cı, dünyanın bütün başlıca denizle- rini sayabilir ve doğru cevabı rasge- tirebilirdi. Zaten sual sorulurken, program idarecisi tarafından yarış- macıya ancak tek bir cevap verebile- ceği hususunda ikazda bulunulmuş, düşünme süresinden faydalanması bildirilmiş, buna rağmen yarışmacı hiç düşünmeden yanlış cevabım ve- rerek devam hakkını kaybetmişti. Bu onaltıncı program, İstanbul Radyosu stüdyosunda, halk önünde yapılan son Bilgi Yarışı programıy- dı. Geçen hafta gelen bir emirle, radyoevleri stüdyolarında halk önün- de program hasırlanması yasak edil- mişti.