lıtıkada olduğu gibi çapkınlıkta da "faka basmak" tamiri güç, affedil- mesi güç, unutulması güç bir hata sayılmasaydı e bahis mevzuu kimse, büyült umıtler baglanan bir siyasi teşekku— lün başında bulunursa.. Nitekim, ha- diseyi geçen haftanın" 'ortasında An- karaya gitmek üzere Adadan inerken vapurda kendisine gösterilen bir ga- zeteden ogrenen İsmet İnönü omuz- larını silkti ve: "-Ne i Herkes kendi — marifetine baksın!" dedi. Fakat Yeşilköyde, — mutad veç- hile burnunun dibinden ayrılmayan ve resimlerde mutlaka yanında çıkmak için görülmemiş gayret sarfeden Ge- nel Sekretere karşı soğuk davrandı- alınganlık gibi bir kusuru ol- enel Sekreter hariç- herkes i. Bunun sebebi İnönünün, is- ter İktidarda ister Muhalefette, mev- ki işgal eden şahsiyetlerin, devlet a- damlarının hususi hayatlarında da son derece ölçülü, dikkatli davran- maları lüzumuna, zira onların hayat- larının o kısmının da her türlü dedi- kodudan uzak kalması gerektiğine inanmasıydı. Hadiseden dolayı çok ü- zülen bir başka zümre ise, hostesler oldu. Pek çoğu güzel, temiz aile kız- ları olan hostesler B. nin hareket tar- zı karşısında adeta yerin dibine geç- tiler. Ama kusur, hostes alırken dik- katli davranmayan Havayollarınındı. Böylece C.H.P. Genel Sekreteri- ; tadına ve kalitesine bakmaksı- yapmak merakı başına tatsız bir dert açtı. Uğursuz bir hafta Fakat Kasım — Gülekin yıldızları bu hafta iyi şeyler söylüyor ol- mamalıydı, ki C. H. Genel Sekre- terinin dertleri mahcup tazenin ma- hiyetini herkesin anladığı ithamla- rıyla bitmedi. İktidarın eline Kasım Gülekin yeni bir. hafifliğinin delili geçmişti. Onu lktıdar fütursuzca haftanın ortalarında İstanbul gaze- telerinin Ankara bürolarına telefon edildi ve "Kasım Gülekin Türkiye aleyhındekı muzir faaliyetinin yeni bir delili"nin emirlerine amade bu- lunduğu bildirildi. C. H; P. Genel Sekreterinin — Teksasda — çıkan bir gazetede beyanatı intişar etmişti. Türk Genel Sekreter o beyanatında sanki bir Amerıkalıymış gibi k - şuyordu. Fakat İstanbul muhabırle— ri gazetenin adını sordular. O gün gazetenin adı meçhuldü. Bunun üze- rine gazeteciler omuz silktiler. Fa— kat haftanın sonlarında, cuma Zafer büyük manşetlerle fotokopıler neşrederek, — gazeten adının Star Telegram olduğunu açıklıyarak meş- hur beyanatı' aynen koydu. Beyanat en azından Fatin Rüştü Zorluya at- fen Daily Mail'de çıkan beyanat kadar münasebetsiz patavatsız ve hafifti. Teksaslı gazeteye göre — Kasım AKİS, 23 AĞUSTOS 1958 Gülek Amerikanın dım edip etmemesi mevzuunda Türkiyeye yar- tıp- kı bir Amerikalı gibi düşünüyor ve bu yardımın Amerikan vatandaşı- Beyanatın fotokopisi Ne ses, ne nefesi nın verdiği vergilerle karşılandığım ileri sürerek onların hakkını koru- yordu. C. H. Genel Sekreteri Star Telegram muhabirine demişti ki; YURTTA OLUP BİTENLER "Eğer Amerikan yardım progra- mı başkam yahut Amerikan Büyük Elçisi veya konuşabilecek — mevkide bir Amerikalı olsaydım Türk Hükü- metiyle temas eder ve şöyle derdim: Şimdi bakım Bizim size ver- dıgımız bu paralar, Amerikan hazi- nesinden, dolayısiyle de, Amerıkan Vergi mukelleflerı taı'afından öden mektedir. Eğe paraları is» raf edersenız bızım bunu buradaki Vatandaşlarımıza izah etmemize im- kân yoktur. Çünkü Verılen paraların yerınde kullanılmadığı bir vakıa iken, biz nasıl kendi — vatandaşları- mızdan sizin için para istiyebiliriz? u şekilde konuşur ve hü- kümete irk Hükümetine) işlerim yoluna koymadığı takdirde yardımın kesileceğini de hissettirirseniz, söz- lerinizin müessiriyeti karşısında hayretler ıçınde kalırsınız." atın derin ve haklı bir in- fıal doğurmaması imkânsızdı. Bu, nin ithamlarıyla kıyas edilecek gıbı değildi. Gelmeyen cevap eşriyatın ertesi günü Kasım Gü- lekin, tıpkı bir zamanlar Fatin Rüştü Zorlunun Daily Mail için yap- tığı gibi "Ben böyle bir şey söylet medim" tarzında bir tekzıple ortaya çıkması beklendi. ziya- de Kasım Gülekin oldugunu artık örtmeye dahi lüzum hissetmiyen U— lusun bildirdiğine go neşriyatın aslı ve esası yoktu. "Ortalığı bulan- dırmak amacım güden bu yeni ter- tiplere gereken — cevap verilecekti". Meşhur ceridenin, birinci sayfasının tam — göbeğine oturtulmuş çerçeve içindeki bu açıklamayı — okuyanlar ertesi ve daha ertesi günler boş ye- re Ulusun sayfalarını araştırdılar. Geçen haftanın sonundan bu hafta- nın ortalarına kadar bir daha Ulusta bu mevzua dönüldüğünü, ne gören oldu ne de duyan. Yalnız Gülek, yal- nız Ulus değil, bizzat Gülek tara- fından Ulusun başına, getirilmiş kral- dan çok kralcı Gülokofiller dahi dut yemiş bülbüllerin sessızlıgıne bürün- müşlerdi. erin Teksaslı gazeteden naklettiği sözler doğruy- du. Gülek Türkiyede tıpkı bir Ame- rikalı gibi konuşmuştu. asım Gülek Zaferin naklettiği, foto kopillerini yayınladığı sözleri öylemiş iydi, söylememiş mi? Nihayet bu sözleri iddia edilen zat, malüm v Kasım Gülekti ve sözleri sadece Gü- lekin sözleri olarak pek de ciddiye Alınmayıp geçilebilirdi. Ama işin ü- züntü yaratan bir başka cephesi var- dı. O Kasım Gülekin C. H. P. içinde 2 numaralı adam rolünü oy- naması ve sözlerinin partiyi ilzam etmesiydi. Nitekim, o günden bu ya- na aleyi hinde o mevzuda şddetlı alttan alta ve bu gibi mü- nasebetsizliklerden hakikaten hoşla- nılmadığı için tesirli bir propagan- daya girişildi. Eline böyle bir silâh verildikten sonra İktidar bunu el- 17