Galatasaray Lisesindeki kongrede delegeler Sinirlenenler! zihniyetin faydalı olmaktan — ziyade zararlı olacağına da işaret etti. Es- ki İstanbul Valisi Mümtaz Tarhan tarafından Bakırköyde açılmak iste- nen kimsesiz çocuklar çiftliğinin na- sıl bir yanlış pedegojik temel üzeri- ne oturtulmak istendiğini — açıkladı. Halil Vedat Fıratlı, Pedegoji Cemi- yetinin ilgisini gocuk — mahkemeleri ve çocuk ıslahhaneleri konusuna tek- sif etmesini istedi. Rakamlar der ki... 00.000 kimsesiz çocuk, bulunduğu yolundaki istatistik, bir Amerika- li tarafından yapılmış ve memleke- timizde bugün en aşağı 200.000 ko- runmaya muhtaç çocuk bulunduğunu bize göstermiştir. Bunların en kesif halde bulundukları yer İstanbul ve Trakya bolgesıdır Yalnız İstanbulda 20.000 in üstünde korunmaya muh- taç çocuk vardır ve bunların ancak birkaç bini korunabilmektedir. İzmir ve Ege bölgesinde korunmaya muh- taç çocuklar, bilhassa yaş ve beden teşekkülâtı bakımından zamansız o- larak muhtelif endüstrilerde gayri - kanuni olarak çalıştırılan çocuklar— dır. Bu şekilde tütün ameleliği ya- pan çocukların hayatı tehlikededir. Gene Çukuro Hatay havalisin- de tarım ışlerınde gizli olarak çalış- tırılan çok küçük körpe çocuklar ce- miyet için büyük bir yara teşkil et- mekte, yalnız sıhhatlerini değil, in- sanlık şereflerini kaybedecek büyük tehlikelere kalmaktadırlar. Tarım zamanı tarlalarda beşer, onar kişilik gruplar halinde yatan bu çocuklar içkiye, sigaraya seksüel anormalliklere alışmaktadır. Orta Anadoludaki korunmaya muhtaç ço- cuklar adedi mahsulün — bolluğuna 28 veya kıtlığına göre değişmektedir! Karadeniz bölgesinde yardıma muh- taç çocuklar, çetin hayat şartların- dan ve mecburi hicretlerden — doğ- maktadır. Doğuda ise sebep iktisadi durum ve yokluktur! Kim korunmalıdır ? orunmaya uhtaç devrede ele alınmalıdır. Birinci devre bir yaşından yedi yaşına ka- dar olan devredir. Bu devrede çocuk, herşeyden çok sevgiye — muhtaçtır. Ana sevgisini kendisine verebilecek bir kimse tarafından, bir yuvada korunmalıdır. Bu devrede — çocuğun zekâsı, karekteri, şahsıyetı teşekkül edecek, çocuk ya faydalı sağlam ka- falı ve sağlam ruhlu bir vatanda olmak üzere hayata ilk adımlarını atacak, ya da kompleks sahibi bir insan olacaktır. Bu devrede çocuğu kalabalık bir yurda kapayıp yalnız- ca midesini düşünmek, yalnızca onu soğuktan korumak kâfi değildir. Bu bakımdan bu devrenin yurtlardan zi- yade bir teşkilâtın kontrolü altında evlerde geçirilmesi çok daha fayda- l1 olacaktır. Bu devre ferdi ihtimam devresidir. İkinci devre okul çağı devresidir. Çocuk artık 'fertten — cemiyete geç- miştir Okullarda gününü geçirdik- en sonra müşfik kimselerin bulun- dugu yurtlarda bir yuva ihtiyacım giderebilecek aksi takdirde yurt bir hapishane hissi verecektir. Bu cağ- da çocuk, bazı mesuliyetlere de alış- tırılmalı, analı babalı çocuk gibi bu- lunduğu yuvanın işlerine, ölçü dahi- linde iştirak ettirilmelidir. Korunan çocuk yalnız — almaya, istemeye alışmamalı, çalıştıkça — al- dıklarını verebileceğine kanaat se- çocuk, iki tirmeli, edilmeli Mesut insan ocuğa bakmak, onu alıp yedir- mek içirmek demek değildir, o- nu mesut insan ve cemiyete faydalı insan yapmak demektir. Bu bakım- dan, Bakırköyde tesis edilmek iste- nen çocuk çiftliğinin dayandığı pro- jeyi tasvıp etmek imkânsızdır. Bu projeye göre İstanbulu zengin teks- til — fabrikatörleri, büyük — bağışlar yaparak bir çocuk çıftlıgı kuracak- lar ve muayyen bir yaştan sonra cukları fabrikalarda çalıştıracaklar- dı. Böylece çocuklar, bir nevi mec- buri hizmete tâbi idiler. Çocuğu do- yurmak, giydirmek pahasına onu belki sevmeyeceği bir işi yapmaya sevketmek, borç altına sokmak yeni pedogoji anlayışı ile bağdaştırıla- maz. Çocukları korumak için kura- cağımız müesseseleri daima sağlam temeller üzerine oturtmamız ve ye- ni pedegojik ve psikolojik — usulleri daima göz önünde tutmamız İâzım- izzeti nefsi bu yolda tatmin dir. ır. Çocuk mahkemeleri Memleketimizde çocuk mahkeme- leri ve bunlara bağlı çocuk gö- zetleme teşkilâtı, çocuk ıslahhanele- ri yoktur. Bunlar olmadığı gibi, bu konuda henüz en ufak bir adım dahi atılmış değildir. Suç ışlıyen çocuk büyük insanı mu eden kemelerde aynı kuru ve katı hu— kümlerle sorguya çekilmekte, — bü- yükle küçük arasında hiçbir — fark gözetilmemektedir. Bunun neticesin- de, çocuk hapishanelerine giden ço- cuk, maalesef oradan cemiyete ka- anılmış insan olarak değil, tama- mile kaybedilmiş insan olarak, pro- fesyonel bir hırsız, bir kaatil nam- zedi olarak, birçok mevcut haslet- lerini kaybederek ve cemiyet düş- manı bir hüviyetle çıkmaktadır. Pedegoji Cemiyetinin bu konu ü- zerinde durması, gayretlerini bu yo- la teksif ederek memlekette çocuk mahkemeleri lüzumunu kabul ettir- mesi hiç olmazsa ilk adımları at- ması lâzımdır. Suç ışlıyen çocukları cemiyete kazandırmak, de bun- lardan faydalı, kıymetlı vatandaşlar meydana getirmek mümkündür. HERKES OKUYOR AKİS,23 AĞUSTOS 1958