C E M İ Y E T eçen haftanın sonunda İstanbul- dakiÇınar Otelinin resmen açı- zira daha evvel işletmeye açıl- mıştı- pek mutantan bir törenle ya- pıldı. Verilen şahane açılış balosun- da Cumhurbaşkanı Bayar, Server Somuncuoğlu ve eşi ile, İstanbulun bekar Valisi Ethem — Yetkiner ve Belediye Başkanı Kemal Aygün de hazır bulundular. Balonun tek kay- da değer tarafı Cumhurbaşkanı Ba- yarın yemek yerken resini — çektir- mekte hoşlanmadığını bilmeyen bir foto muhabirinin. Burhan Tanın re- sim çekmeye kalkışması oldu. Ama Burhan Tanın flâşının parlaması ile de sivil polisler fotoğrafçıyı — yaka paça dışarı sürüklediler Cumhurbaşkanının yakışıkh ya— verlerinden biri durulm müdahe etmesiydi, Burhan Tanın karakolda— i hali ne olurdu bilinemez. ore Cumhuriyetinin onuncu yıl- dönümü şerefine — verilen par- ti Karede bulunmuş bir çok Türk generalini bir araya getirdi. Sivil elbisesile güç tanınan Tahsin Yazı- ca, Kore sefiri Ekselans Chung'la sarmaş dolaş olunca Amerikalı ge- neraller pek mütehassıs oldular. As- kerler büyük bir grub olarak Kore hâtıralarını yâd ettiler. Boğazın ne- s manzarasına karşı, ellerinde buz- lu viski bardakları ile neşeli neşeli çalan davetliler Kore sefirinin yeşılaycılıktakı 1nad1na pek — merak sorunca sefir: "Kendi davetle- rımızde içmemiz yasaktır" diye ce- vap verdi... İstanbul — valisi Ethem Yetkiner, evli olup olmadığını soran bir gazeteci hanıma şu cevabı ver- di: "Dulum. Altı aylık bir evlilikten sonra boşandım Ve bir daha evlen- memeye karar verdim." Gazeteciler, "madem ki çocuğunuz yok, dul de— ğil bekâr sayılırsınız beyefendi" dıye cevap verdiler... Başbakanla o gün 75 dakika görüşen İngiliz Büyük El- çisi Bowker, açık gri elbisesile he- men nazarı dikkati çekiyordu. Pro- tokola bu kadar dikkat eden Sir Bowker, her halde, resmi davet için eve gıdıp elbise degışecek vakit bu- lamamıştı... — Partinin n enteresan çifti sabık Çın Generali Liu ile Çin- ceyi bülbül gibi konuşan Türk eşiy- di nkarada bir Çin lokantası as- mak tasavvurunda — oldluklarını da burada açıkladılar. Partinin en şık kadını ise, Amerikalı Albay Steele'- nin sarışın ve güzel eşi Zeene'ydi. Su gibi viski içen Mrs. Steele: İstan- bulda bu hava, bu gıda varken kilo almamaya imkân yok, hele Boğaza " bayılıyorum" diyor B ir polis müdürünün eşi olan güzel romancı Suzan Sözenin son za- manlarda çok durgun olduğu ve münzevi hayatından sıyrılarak ya- kında ufak bir Avrupa seyahati ya- pacağı söyleniyor. Güzel romancının yakınları Suzan Sözen için — acaba rahatsız mı diye endişe ediyor, ve "inşallah bu durgunluk gelip geçici- dir" temennisinde bulunuyorlar. rta Şark Hava Yollarının Umum Müdürü Vefik Ajouz kurtlarını Çınar otelinin açılışında Bayar ve Yetkiner Fotoğrafçı meydanlarda AKİS, 23 AĞUSTOS 1958 yok dökmek üzere Viyanaya gitti. Güzel gözlü karısı, acaba İstanbulda dok- r yok mu ydu diye — düşünmekten kendını alamadı... Halbuki oturduk- ları apartmanda dört tane ünlü dok- torun tabelâsının bulunduğunu biz- zat kocası kendisine — anlatmamış mıydı? Mamafih bir kaç gün sonra, kocasından aldığı bir telgrafla Vı— yanaya giden genç kadın, eşini Vi- yanada bir hastahanede buldu. Avus- turyalı doktorlar, — Vefik — Ajouzun kurtlarını dökmesi için bir kaç haf- talık bir tedaviye lüzum görmüşler- di... Sabık_Mısır Kraliçesi Feride, her yaz İstanbula yalnız olarak gelir. Boğazda, muhteşem bir bahçe içinde gizlenmiş bir yalıda, genç kızlığın- dan beri kendisine âşık olan bir Mı- sırlı prensle buluşur, yazı baş başa geçirirler, sonra ikisi de, ayrı ayrı uçaklarla Kahireye dönerler. Hakla- rında yazılan söylenen herşeye kı- zarlar. İstanbuldaki Mısırlıların ba- zısı bu çiftin evlendiğini ve münzevi hayatı tercih ettiğini söylerken, di- ğer bir kısmı da, sabık kraliçenin sevdiği adamla evlenemediğini buna sebep de Mısırlı prensin çoluk çocuk sahibi olduğunu söylüyorlar... Kahi- relilerin dilinden kurtulmak için İs- tanbulda her sene bir kaç ay için buluşan çift burada da basının ve halikın dilinden kurtulamıyor. ürkiyede film çevirmeye — gelen yabancı artistler gittikçe artı- yor. Bu sefer de Alman güzellik kra- liçeleri ve fıguranlarından mürekkep bir grub İstanbula gl Bizim fılmcıhgın kalitesi mi yuk eldi, yok yabancı artistler dışarda 1şsızhge mi ugradı uudi Arabistan sefiri, davet ettiği Tük — dostlarına — pikabını pek methetmiş. Kilyosta bulunan davet- liler, sefir beyden' pikabını çalması- nı rica etmişler. Bunu bilhassa arzu- luyan da, genç güzel bir Türk kızı Ancak pikabın fişini pirize so- kan sef“ır müthiş bir gürültü ile a- tan fişe bakakalmış Muhtelif şehir- lerin değişen voltajlarını nazarı dik- kate almıyan sefir, boş yere hem kendi korkmuş, hem de misafirleri korkutmuş... renses Dürrüşehvarın çapkın oğlu Prens Bereket bu yazı pek sakin geçiriyor. Yeşil gözlü sevgili- sinin başkasile nişanlanmasına üzül- düğünü söyleyenler var. Halbukı İs- tanbulda Prens Bereketin gözünün içine bakan öyle çok yeşil gözlü genç kus var ki.. Hiltonda sarhoş vaziyette — na küfün eden bir lstanbullu dansöz polis tarafından yaka paça dışarı atıldı... Ayni durumda olan pek çok yabancı, daha nazik mua- mele görüyor. Acaba bu iş pasapor- ta mı bağlı dersiniz? 23