YURTTA OLUP BİTENLER Heyecanlı bir hava G rup toplantılarına ait tafsilâtı yazmak yasak ır ve bu yasak D. P. Grubu için olduğu kadar C. H. P. Grubu için de varittir. O yüzden gazeteler C. H. P. Meclis Grubunda konuşanların — neler söylediklerini nakledemediler. Fakat geçen hafta- nın son iki günü C. H. P. milletve- killeriyle goruşenler Grupta nasıl bir havanın estiğini farketmekte zor- luk çekmediler. İstisnasız bütün mil- letvekilleri D. P. Meclis Grubu teb- liği karşısında bir müdafaa taktiği kullanılmasını şiddetle — reddettiler. Ricat ise kimsenin aklına dahi gel- medi. Bilâkis, mademki C. H. P. muhalefeti meşru yoldaydı, o halde aynı meşruiyet içinde daha da çok azimle, metanetle çalışması lazımdı İhtilâl ha? İhtilâl bir tek . milletvekilinin arzusu degıldı Am a başka türlü bir ihtilâlin — başkaları- nın gönlünde yatmadığı aynı derece- de muhakkak mıydı? Mesele, işte oydu. Murakabeyi kendi içlerinden başlıyarak kademe kademe yok e- denler, C. H. P. nin Kanuni muraka- be hakkım şimdi ötekilere benzet- mek istiyorlardı. C.H.P. milletvekille- ri buna müsaade etmemek azminde olduklarını bildirdiler. Üstelik D. P. eclis Grubunun son tebliğinin bü- tün yurtta hattâ Demokrat çevreler- de son derece menfi akisler, tesirler yaratmış olması P. milletve- killeri için yeni bir kuvvet kaynagı oldu. İki gün müddetle C. H. P. de son derece heyecanlı bir hava esti. Cu- ma günkü Gruptan sonra bir redak- siyon komitesi faaliyete geçti ve cu- martesi akşamı basına verilen teb- liği hazırladı. Komite Faik Ahmet Barutçunun başkanlığındaydı. — Bir raportörler heyeti cuma gecesi Bü- lent Ecevitin içinde hiç uyumadan ve sadece Ecevitin Amerikadan ge- lirken getirdiği kahvenin son kırıntı- larını içerek çalıştı Son müzakereler Cumartesı sabahı erken saatte İs- mail Rüştü Aksalın evinin kapısı önüne dayanan Adana 10418 plâka l1 yeşil otomobilden çıkanlar, işte bu raportörlerdi. Aynı araba, raportör- ler Aksalın nefis ve serin bahçesinde kahvaltılarım ettikten sonra, İnönü- nün kaldığı evin önüne ld İçin- dekiler Turhan Fe zıoglu Bülent Ecevit, Suphi Baykam ve İsmail Rüş- tü Aksaldı. Bunların sadece, Suphi Baykam —tarafından kullanılan bir otomobile binmiş olmaları yürekleri- nin pekliği hakkında mükemmel fi- kir veriyordu! Biraz sonra onlara Faik Ahmet Barutçu da katıldı. Tebliğ tasarısı orada gözden geçiril- di ve esasları itibariyle — beğenildi, muvafik görüldü. Bir gece evvel, C. H. P. Grup top- lantısının bitmemiş, olması kargısın- da yeni bir gözdağı vermeye kalkı- şan radyo gazetesinin neşriyatının ne kadar menfi tesir yaratmış oldu- 12 ğu tebliğde belli oluyordu. Cuma cesi radyo gazetesi Muhalefet lıder— lerinin yola gelmiyeceklerinin bunla— rın son beyanlarıyla sabit olduğu soyluyor ve bir takım tehdıtlerı'"tef sir' edası" içinde sayıp döküyordu. Devlet Radyosu tefsircilerinin Mu- halefet liderlerini tehdit ettikleri tek demokratik memleket ünvanını ka- zanmak suretiyle yeni bir rekor kı- rıyorduk. Fakat C.H.P. Grubu içinde bu gayrimesul tehditlere de pabuç bırakan çıkmadı Nitekim cumartesi gunku toplan— tıdan sonra gazetecilerle görüşen C. . milletvekilleri' tebliğin olsa ol- sa bılhassa son kısımlarında — fazla muşak olmasından şikâyet edebi- leceklerım söylüyorlardı. O gün sa- bahleyin ve öğleden sonra, iki defa toplanıldı. Teblıgın son rotuşları ya- pıldı. Bir gün evvel yorgunca görü- nen İnönü son derece canlı ve dinçti. tu. Söylemek istenenler herkesin an- lıyacağı bir açıklıkla ifade edilmiş- ti, Vekarlı ve tok bir ifade ile, Mu- halefetin dâvaları açıklanıyordu İd- dialar havada bırakılmıyor delille- ri de birlikte gösteriliyordu leri, fuz ve kudretine tecavüzle suçlandı- rirken, tam manasıyla kendi kusu- runu karşısındakine yüklemeğe ça- lışan bir kimse — durumundaydılar. Çünkü, yıllardan beri "T. B. M. M nin kudret ve nüfuzunu — azaltarak kendi kudret ve nüfuzlarını demok- ratik murakabeden uzak bir şekil- de tesis etmeğe" çalışmışlardı. C. H. P. meşruiyetçi idi. C. H. P., "ihtilâli lüzumsuz — kılan bir rejim olduğu içindir ki, demokrasinin bü- tün icaplarıyla yerleşmesine" çalış- maktaydı. Fakat İktidarın Muhale- fetin haklarım çiğnemeğe çalışması T. Feyzioğlu S . Bay Yürekleri Üstelik, mücadele azminde arkadaş- larının hepsinden ilerideydi.. Kuman- dan kuvvetlerinden memnun haldey- Işte C. H. P. zırlandı. Tebliğ ebliğ, C. H. P. Grubunun temayü- lünü tam olarak aksettirdi. Haki- katen Grupta bunlar konuşulmuştu ve bunlar üzerinde ittifak hasıl ol- muştu. Tebliğ üç noktayı açıkça or— taya kokuyordu: 1) C. H. P. kütüp meşru muhalefet vazıfesınden alakoymaya çalışmak — hayaldir. 2) Huzursuzlu idarecilerinin -tutumu netıcesıdır ve memleketi on- lar bir ihtilâlğe zorlamaktadırlar. 3) Buna mani olmanın yolu vardır ve C P. o yola sapıklığı takdirde e- linden gelen yardımı yapacaktır. Tebliğin bir hayli uzundu. Fakat 1ç1nde luzumsuz kelime yok- tebliği böyle ha- am B. Ecevit pek Anayasaya ve meşruluğa bir hareket tarzı olurdu. .P. ye göre, D. P, idareci- leri 1950 den beri Muhalefetı yok etmek veya sindirmek için her çare- ye başvurmuşlar, muvaffak olama- mışlardı. Şimdi de, "Irak hâdisele- rinin uyandırdıgı vehimlerin tesiri altında" yem şiddet tedbirleri pe- şinde koşar görünüyorlardı. Bu yol çıkar yol değildir. Şiddet hevesi, sa- dece memlekete değil, kendilerini bu hevese kaptıranlara da sadece hüs- ran getirebilirdi. sığmayan C. H. P. çıkar yolu da gösteri- yordu: Siyasi mücadeleler ortasında tarafsız Devlet Başkanlığı -12 Tem- muz örneği, ortada idi-, — tarafsız Meclis Başkanlığı, tarafsız ve müs- takil adalet gibi müesseseler kuru- lur, idare vatandaşa eşit muamele yapar, milletin ana hürriyetleri mil- lete iade edilirse, iktisadi alanda: da AKİS, 23 AĞUSTOS 19568