Haftanın içinden STABİLİZASYON A rtık hiç bir hayale yer kalmamış bulunuyor, D. P. nin iktisat tecrübesi iflâs etmiştir. Bundan sonra en kesif propaganda dahi kalkınmakta oldugumuza, bizi nurlu istikballerin beklediğine, şehirlerimizin gü- zelleştıgıne ve kuyrukların arkasında bir mesut hadi- senin yattığına kimseyi in dıramayacaktır Hakıkat le milletçe böylesine burun b runa kadar parlak sözler, mütemadiyen telkin edılen bır edebıyat vaadler tesir bırakmıyor değildi. Her insanın içinde bir inanmak arzusu yatar. D. P. bu arzuyu sonuna kadar, hem de çok zaman başarıyla istismar etti Alna her sunun da bir hududu vardır. Bugün gelip — dayanılan, işte o huduttur. Hududun otesınde bulunan ya safdil- liktir, ya da iyi olmayan niyet Zira içinde bulundugumuz vaziyetin ne tevil gö- türür tarafı kalmıştır, ne bir ışıklı yanı. Hayat paha- hlığı, bir uçuk azınlı ariç herkesın belini bukmek— tedir. Darlık ise, o küçük azınlık da dahil milletin ta- mamının başını d bır derttir. En basit ihtiyaç madde- sinden, başka eni memleketlerde artık lüks sayıl- mayan, fakat bizde "nedretten doğma bir kıymet" e sahip mallara kadar her çeşit eşyanın temininde çeki- len güçlükler, sıkıntılar, katlanılan fedakârlıklar insa- nı yaşadığına yaşayacağına pişman ediyor Bütün bun— ların yanında muayyen bir zümrenin dünden bugün hakikaten bir Gorulmemış Kalkınmayı gerçekleştırmek mazharıyetıne ermesi tahammul kudretini vatandaşta pek, ama pek azaltı Etele iktisadi dertlerımızın halli yolunda en ufak müsbet ve ciddi işaretin bulunmaması D. tecrübesi- nin kati iflasının su götürmez delilidir. Bir yandan, 1953'ten beri tekrarlanan "gelece sene, Turkıyede bolluk ve refah senesi olacaktır" sözünün bütün inan- dırıcı vasfını kaybet esi, dıger taraftan yeni senele- rin sadece yeni ıstıraplar geti mış olması, nihayet can- kurtaran simidi diye büyük gürültüyle — sarılman her tedbirin muntazaman fos çıkması' hayal kurmayı im- bulunduğumuz kânsız hale getirmiştir. Bugün, içinde durum budur. Fakat bir şeyler yapmak ve çıkmazdan kurtulmak şarttır. Memleket nihayet hepimizindir. Bu topraklar üzerinde, biz ve çocuklarımız yaşayacağız, bizi bu top- raklar besleyecek, bu topraklar Trefah ve saadetimizi temin edecek. Kendimizi umıtsızlıge terketmek caiz olamaz. Mılletlerın umıtsızlıge düşmek hakkı yoktur. Mesele yapılacak şeyı her turlu partızan duşunceden, her türlü şahsi endişe veya d oğukka lılıkla ve sükünetle tesbit mek için sağ sahibi etm k Uçu uma düşme er vatandaşın ilk iş olarak aklına gelen çare şudur: Durmak. İktisadi sahada d ilk iş aynıdır: Durmak. Hem de sürat azaltarak değil, kaskatı' fren yaparak durmak. İhtimal ki, bu, İktida- rın ağzındaki Stabilizasyon kelimesinin aslında delâlet ettiği manadır. Anc ampirik zihinler için Tarih, teorik zihinler için iktisat kitapları şahittir ki bir Stabilizasyon an- cak ve ancak hata edildiğinin itirafı ile, bir "Mea Culpa" ile başarı şansı kazanır. Zira iktisadi Stabili- zasyon her şeyden evvel ve her şeyden çok itimat fak- törüne lüzum gösterir. Bu faktör sağlanmadı mı, ağız- la kuş tutulsa, mükemmel bir tedbirler sistemi bina edilse şartlar sıhhatlı hale getirilmez. Hata edeceksin, hata edeceksin. Son anki bir sen akıllıymışsın baş- ka herkes aptalmış gıbı "belli etmeden" dönemeç al- maya kalkışacaksın. Buna imkân yoktur. Bunu başar- AKİS, 5 TEMMUZ 1958 Metin TOKER maya güç yetmez. Piyasa denilen tecrübe tahtası as- lında son derece hassas bir ta h adır. Sayın Bayarın Muhalefet lıderıyken söylediği ' Ha hükümet istemiyoruz" zü son derece doğru bir sözdür. Hata den, hem sık sık hata eden hükümetlerin bir Stabili- zasyon için gerekli "bu sefer de hatalı yolda olunma- dığına inanma" duygusunu telkin etmeleri tamamiyle imkansızdır. Ne pıyasadan iştira gücü tamamiyle çe- kılebılecegı ne de piyasaya arzu edilen butun mallar tükenmez halde surulehılecegı için bu duygu yerleş- meden muvazeneyi kabil değildir. Emniyet ol- mayınca, yarın sıstemın degışmeyecegı kafalara kesin olarak yerleşmeyince her gayret dipsiz kuyuya atılmıs bir taş olmaktan ileri gidemeyecektir. Hele, hem Sta- bilizasyon lâfı edilecek, hem de taşa toprağa milyon- lar yatırılmakta devam edilip iktidarın organları "İmar hareketi memlekete yeni bir çehre kazandırıyor diye başlıklar atacaklar böyle bir tutumdan hayır bekle- k an ıyadesıyle safdıllerın harcıdır. Muhalefe me tin sayın lıder n hakkı vardır: Ik sadi sıkıntıya ça- re olarak sadene ık tedb zam dış yardım bilinir se, bir Stabilizasyon ancak lâfta kalmaya mahkümdur Hata eden hükümet gider! Bu, demokrasilerde bir unmni kaidedir ve kaide lâf olsun diye değil, tecrübe ler başka çıkar yol bulunmadığını gösterdiği için ko- nulmuştur Eğer 1957 seçimleri bir iktidar değişikliği mümkün kılmış olsaydı mesele kendılıgınden halle dılecektı Şimdi, iktisadi realıtelerın yanında siyasi re- aliteyi de hesaba katmak bir iceye varmak için za- ruridir. Bu gun bir Stabılızasyonun başarı şansına sa olması için iki yol kalmıştır. Sayın Menderes ıcra bet istikamette işleyen, yapıcı, verimli çalışma metod larını -bunlar gosterışsız de olsa- benimsemiş bir siya- set adamı gelir, D. P. içinde ekip faaliyetinin temelini atar ve arkadaşlarıyla elele yaralı vatanın yaraların sarar. D. P. Grubu içinde böyle bir siyaset adamının ve boyle bir ekıbın bulunmadığına inanmak pek acı bir şey olur Bu, yollardan biri, yolların en mantıkisidir. t bir ikinci yol daha vardır. Eğer D. P. için de Genel Başk dan başkasının kabineyi kurmaması arzulanıyors. Büyük Kongre, beklenılecegı veçhile Genel Ba şkanlığı sayın Menderesin üzerinde bırakır, sayın Menderes de bunu kabul eder D.P. Grubu key- fi idareye son verip bilhassa ıktısadı meselelerı bir ih- ettir. i bu son yolun mura- , yani se rbest çalışan basınıyla, serbest toplanan muhal fetıyle, sesini serbest yükselten vatan- daşıyla ve asla partizan olmayan, nüfuz ticaretine ve tacirlerine yer bırakmayan idaresiyle demokratik reji- mi getirmesinin şart bulunduğu hatırdan çıkarılmama- hdır. D. P. tecrübesinin iflâs etmesinin birinci sebebi, ancak hürriyet içinde gerçekleştırılebılecek bir kalkın- mayı otorıter yollardan sağlamanın tercih edilmesidir. Evet, bütün bu yollar bizi çıkmazdan kurtaracak yollardır. Ama bir tek şey imkânsızdır: Hem bugün- kü sistem bugünkü ekiple ışhaşında kalacak, hem de Stabılızasyon sağlanacak! O takdırde ışler bı— z daha bozulacak, duzeltmesı bıraz daha zo cak mukadder sukut yarasız beresiz kıırtulunamaya- kadar sert olacak tır. D. P. için paraşütü açma za manı gelmiştir