T 1T B Kongreler "Paraya yazık olur!" O nbin kadar azası olan Türk Tabibler Birliğinin iki gün te- hirle açılan yedinci Büyük Kongre— sinde, başkanlık divanı henüz yerini almıştı ki uzunca boylu, esmer, ya- rım asrı geçkin yaşlı, ince yapılı bir delege usul hakkında — konuşacağını ileri sürerek söz istedi. Mikrofonun başına gelerek — devlet büyüklerine bağlıık — ve teşekkür telgrafları çe- kilmesinin karar altına alınmasını talep etti. Ama bu taleple birlikte de arka sıralardan protesto gürültüleri başladı. Bir takım delegeler, "para- ya yazık olur!", "esbabı mucibesini anlatsın!", "takrir versin!" diye ba- ğırıyordu. Neticede Büyük Kongre- nin Genel Başkanlığına lan Ankara Tabib Adana Milletvekili Dr. ay- kam hatipten bir takrir hazırlaması- nı istedi. Hazırlanan takrirde, şiddetli, mu- halefet karşısında talep — değiştiril- miş, yedinci Büyük Kongre mukar- reratının devlet büyüklerine arzı i- çin seçilecek bir heyetin Ankaraya gönderilmesi istenmişti. Diğer bir delegenın esbabı. mucibeyi anlatır- ken "arzı — tazime, şükrana veya hürmetlerimizi arz etmeğe değil" di- ye şerh yermesine rağmen bu tak- rir de taraftar toplayamadı. Oyla- mada delegelerin — ekseriyetinin me- mur olmasına rağmen, takririn lehin- de sadece iki oy çıktı. âdise, geçen haftanın ikinci ya- rısında, arifenin arifesinde, İstanbul Tabib Odasının Cağaloğlundaki köh- ne binasının üçüncü katında loş bir holde cereyan ediyordu. Türk Tabib- ler Birliğinin bu kongresinin aslın- da geçen haftanın başında salı günü toplanması gerekıyordu Fakat salı günü bir türlü nisap temin edileme- miş ve kongre iki gün sonraya talik edilmişti. veya Bunun sebeplerini, hekim diş doktorlarının lâkaydisin- AKİS, 5 TEMMUZ 1958 Dr. Lebit Yurdoğlu Kongrede konuşuyor Dost acı söyler! de değil, daha ziyade Merkez İcra Konseyinin muhafazakârlığında, ha- reketi ve mücadeleyi tercih yoluna gitmemesinde, pasifliğinde aramak lâzımdı. Mademki ortada bir lâkay- di mevcuttu, nasıl olur da Ankara Tabib Odası, değil — yılık kongrele- rinde, ara toplantılarında dahi iki üç yüz üyesini bir araya getirebi- liyordu ) İnkiraza sürüklenen teşkilât Yedı yıldan beri hemen her yıl bir takım aksaklıklar olagelmiştir, ama, Türk Tabibler Birliği hiç bir man bu yılki hale düşmemişti. Memleketın dört bir köşesine da- ğılmış 23 Odasının ancak yarısından azı umumi — heyetlerini toplayabilmiş ve Büyük Kongreye delege — gönderebilmiştir. - Kongrede bunlar belirtildi ve denildi ki: Türk Tabibler Birliği, azalarının tam iti- madını artık haiz sayılamaz. Halle mecbur olduğu dâvalara — neşterini vurup tedavisini bulma imkânlarını kaybetmiş bir hüviyete bürünmekte ve inkiraza — sürüklenmektedir. Ya- pılacak ilk iş, kangren halini alan bir takım dâvaları hal için mücadele edecek hareketli bir ekip iş basına b getirmektir. Fakat, buna imkân lunamadı. Kongrede — konuşan — hekimlerin dertleri tahminlerin de fevkindeyii. Buna rağmen Türk Tabibler Birliği- nin ataleti; azaları kanun zoru ile ödemeğe mecbur oldukları aidatı -se- nede — mütehassıslar için 24, pratis- yenler için 12, memurlar için 6 lira- ödeyip başka birşeye — karışmamaya sevkediyordu. Sadece elde istatistik- leri bulunan dertler şunlardı: Müte- hassısların B 72, pratisyenlerin ise b 82 si tasarruf yapamamaktadır. Mütehassısların 2 75, pratisyenlerin ise D 88'i mülksüzdür. Mesleğe in- tisaptan mutehassısların B 48, pra- tisyenlerin X memnun degıldır Onbın kişiye 3.3 hekim düşmektedir. Avrupâda ise en düşük nisbet 6.6 yanı Turkıyenın iki mislidir. Bütün bunlara rağmen, Türk Tabibler Bir- liğinin — yedinci Büyük — Kongresine -hem de tehirli olanına. 88 delegenin ancak 35 tanesi katıldı. Saatler iler- ledikçe bu rakam daha da azaldı. Ertesi gun arife olduğundan çalışma- lar tek güne sıkıştırıldı ve yapıcı hiç bir karar alınamadan, Kongre dağı- lıp git Tevazuun böylesi... Turk Tabibler — Birliğinin yaşlı ve gedikli başkanı Dr. Ahmet Rasim Onatın yaptığı açılış konuşması, Kongre delegelerini en fazla neşelen- diren konuşma oldu. Onat, oniki dak- tilo sayfalık — konuşmasının yedisini. erkez Konseyinin geçen seneki en buyuk faaliyeti olarak vasıflandırdı- ğı İstanbuldaki Dünya Tıb Birliği İ- kinci Genel Assamblesi dolayısıyla şahsına gelen ve muazzam bir dosya teşkil eden teşekkür mektuplarına hasretmişti. Baştan aşağı methüse- na ile dolu ve maalesef hiçbirinin İkinci Genel Assamblenin ilmi prog- ramından — bahsetmediği — teşekkür mektuplarını heyecanlı bir tonla o- kuyan Onat, bu mektupların kendi- sinden başka hiç kimseyi ilgilendir- mediğini ve delegelerin bayıltıcı sı- cakta gözlerini yumduklarını fark etmedi. Bu teşekkür mektuplarında neler yoktu ki! Assamblenin turistik ciheti bir yana, şahane Türk misa- firperverliğinin tezahürlerine eden birkaç pasajda şöyle cümleler vardı: "Ikramlarınız tarif ve tavsifin çok üstünde. "Hususi yazılı siga- ra ve kıbrıtler harıkulade bir hediye olarak likör, Tur okumu, seramik- ler ilâh.. gıbı hudutsuz dostluk ema- releri.. , "Hil Otelindeki neşelı kokteyl parti, Deniz Klübündeki mü- kellef akşam zıyafetı Lidodaki teşem eğlence...", "Türkiyeden hedi- yelerle yüklü, siz Ve arkadaşlarınızın alicenaplığı ile mahmul olarak ayrıl- dım.." Sonra, bizzat Onatın şahsına te- şekkürler: "Dr. Onat, bu tarihi top- lantıyı, en kuvvetli olduğu kadar na- 25