Rainarier Frank Sinatra ile Renkli — rüyalar — ülkesinde Jagues'dan boşanması, İtalyan yıldı- zı Silvana Pampanini'nin evli ve ço- luk çocuk sahibi bir adamla seviş- mesi, nihayet İngiliz artisti Debo- h Kerrın oniki yıllık mesut bir iz- divaçtan sonra iki çocuğunun baba- sı lan kocasından ayrılmaya kalk- a âleminin en dedikodulu hâdiselerini teşkil etmektedir. Bütün bunların yanında Monaco Sarayında verilen muhteşem bir ba- lo da bir peri masalı gibi ağızlarda dolaşmakta ve gazete — sütunlarını kaplamaktadır. Prenses Grace (Kel- ly) nin verdiği bu baloda hazır bulu- nan Frank Sinatra'nın Prensesin ri- cası üzerine tatlı sesi ile şarkılar soylemesı baloya ayrı bir renk ver- miş oldu. New k'dak Lawrence Unıversıtesınde yapılan bir diploma töreni de sinema meraklılarının ay- rıca dikkatini çekti. Bu Üniversite- nin Güzel Sanatlar bölümünden dip- loma alanlar arasında aslen Hollan- dalı olan Issur Danielovitech adında biri vardı. 42. yaşında olmasına rağ- men tığ gibi delikanlı olarak görü- nen Danielovitch, merasimde — hazır bulunanların olduğu kadar foto mu- habirlerinin de buyuk alâkasını çek- ti. Onun bu kadar alâka çekmesinin sebebi kırkını aşkın bir Üniversite mezunu olmasından ziyade Holly- wood'un şöhretti bir yıldızı olması i- di. Fakat onu Issur Danielovitch ola- rak pek az kimse tanıyordu, o sin bildiği Kirk Duglas'dan birisi değildi... başka Demokrasiye ve Diktatörlüğe Yaîzlıîı Prof. Dr. Turhan Feyzioğlu Memleket meseleleri hakkında Dağıtım yeri: Basın Bayiliği. Türkocağı Cad., 33, Cağaloğlu İstanbul 34 s P O R Futbol Yaz uykusu u cumartesi ve pazar büyük şe- hirlerimizde stadyumların önün- den gecenler artık "goool" diye ba- ğıranların feryatlarını, - takımlarını i eden seyircilerin tempolu ses- i duyamayacaklar. Zira — geçen halta pazar günü İstanbulda Dolma- bahçe Stadında yapılan Galatasaray - Beşiktaş maçı Bir yandan Federas- yon kupası şampiyonunu belli eder- ken bir taraftan da mevsimin son maçı olmak özelliğini taşıyordu. Bu iki dev takımın ard arda iki gün yaptıkları karşılaşmalar bilhassa İs- tanbul seyircisine cidden unutulmaz iki gün yaşattıktan sonra uzunca bir müddet için yaz uykusuna yatan ta- kımların sahalardan çekilmesinin de başlangıcı oldu. Aşağı, yukarı iki aydan beri de- vam eden Federasyon kupası maçla- rının hayli heyecanlı ve çekişmeli ge- çen elemelerinden sonra karşı karşı- ya kalan iki ekip lideri Galatasaray- la Beşiktaş, geçen haftanın sonunda cumartesi günü kozlarını paylaşmak için karsı karşıya geldiklerinde, ha- vanın adeta dayanılmaz derecede sı- cak olmasına rağmen stadyumu bin- lerce Galatasaraylı ve Beşiktaşlı dol- durmuştu. Her iki m da oyuna son derece hırslı başladılar. Nıhayet işin ucunda iki aylık bir meyvasını almak vardı. Galatasaray Beşiktaşa göre kendin- den daha emin bir tarzda oynuyor- du. Zira onun avantajı daha fazla i- di. Ama sarı kırmızılıların bu ken- dinden emin oyunu, pek de verimli olmadı. Birinci devrenin hemen he- men müvazi oyununa karşı ikinci devrenin ilk dakikasında Recebin a- yağıyla penaltıdan atılan bir gol ma- çın mukadderatını tayin etti. Artık bundan sonra her iki takım da bü- tün gayretlerine rağmen gol çıkara- dılar ve ma -0 Beşiktaşın ga- libiyetiyle sona erdi. Beşiktaşın bu galibiyeti, iki takım arasındaki mü- cadeleyi büsbütün kızıştırdı. Hemen bir gün sonra, yani bayramın ikinci günü bu iki takım Dolmabahçede bir kere daha karşılaştılar. Şayet bu la yense şampıyon olacak, bir farkla yense bir üçüncü defa Beşıktaşla çar- pışacaktı. Ama ikinci gün, Beşikta- şın cidden şahane bir oyun çıkarma- sı ve 42'inci dakika Coşkunun aya- ğıyla yaptığı tek gol Kupanın şam- piyonunu belli etti. Siyah beyazlılar ard ard iki gün sarı kırmızılıları ye- nerek Federasyon kupası, şampiyon- luğunu alınlarının teri ile Ve haklı bir şekilde aldılar. Devler maçı Bu haftanın son günü. Brezilyaya yabancılar olağanüstü bir durumla karşılaştılar Halk sokak- larda delicesine haykırıyor, bağırı- yor, eğleniyordu. Şehirlerin semaya akseden derin uğultusu —arasında arada bir patlayan tabancaların tar- rakaları yabancıları heyecanlandırı- yor, fakat bunların arkasından gelen sevinç çığlıkları bu — heyecanı biraz yatıştırıyordu Caddeler, — sokaklar aba günüydü. Trafik ta- mamen durmuş, rastgele sıralanmış otomobillerin son hadlerine kadar açılmış — radyoları başına üşüşen halk, bütün normal gidiş gelişi sek- teye uğratmıştı. Bu arada tıkanık yolların arasında kendisine bir ge- dik açmak için canavar düdüğünü bütün şiddetiyle öttüren bir cankur- taran, radyo başında aldığı heye- canlı haberin tesiriyle kalbi duran bir ordu mensubunu almaya gitmek için çabalıyordu. O kadar ki, sağda, solda, sevinçten intihar edenlere rastlanıyordu. Brezilyada hayatın bu derece Aa- normalleşmesine sebep o anda Bre- zilyadan kilometrelerce İs- veçte, Stockholm yakınında yeni ku- rulmuş bir spor sitesi olan Rasun- da'nın heybetli stadında 51800 seyir- ci önünde oynanan ve pek çekişme- li bir şekilde cereyan eden Brezilya -İsveç Dünya Kupası final maçıydı. Her iki takım da maçın ehemmi- yetini adamakıllı takdir ettiğini gös— teren bir hırsla oyuna — başlamıştı. Fakat dakikalar ilerledikçe bilhassa seyircilerin devamlı surette teşcii İsveçlileri coşturmuş ve bunun neti- cesinde 38. dakikada lsveçlıler Li- edholm'un ayağıyla birinci golü ka- zanmışlardı. Bu ilk gol Brezilya ağ- larına takıldığı anda Brezilyada rad- yo başındakiler derin — bir sessizlik içinde başlarını önlerine eğmişlerdi. ir kısmı ise Amerikalılara has bir heyecanla bir kitabı rahatça doldurabilecek küfürleri bir çırpıda sıralamıştı. Fakat İsveçlilerin başa- rısı uzun sürmedi. Bu golden be dakika sonra şahlanan Brezilyalılar 18 — yaşındaki Vava'nın — ayağından derhal mukabelede bulundular. Ta- bii anında. Brezılyada radyo başında- kiler çılgına döndü Brezilyanın bu şahlanan oyunu devam edip git- ti ve takım 31. dakikada yine Va- va'nın ayağından 2. golü kazandı. Brezılyalılar ikinci devrede de bu ızla eva ettiler. 55. dakikada Pele'nin, 68. dakikada Zagallo'nun ve maçın son dakikasında yine Pele'- nin ayağıyla müteakip golleri kay- dettiler. Bu arada yalnız 80. dakika- da bir gol yediler ve maçı bu şekilde 5-2 galip — bitirerek — Dünya futbol şampiyonu oldular. Dünya üçüncülüğü maçı aynı gün aynı yerde Fransa - Almanya tarasın- da oynandı. Bu iki eski siyasi rakip arasındaki maç — sportmence bir o- yundan sonra 6-3 Fransanın galebe- si ile sona erdi ve bu suretle Fran- sa Dünya üÜüçüncülüğünü, Almanya da çaresiz dördüncülüğü almış oldu. AKİS, 5 TEMMUZ 1958