Buna mukabil Adadaki Türkler şimdilik sakin durmaktadırlar. Fa- kat hallerinden memnun olmadıkla- rı muhakkaktır. Lider mevkiindeki Fazıl Küçükün son derece kifayetsiz kalması, vaktinin çoğunu Türkiyede geçirmesi, hadiselerin üstüne çıka— cak kudreti gösterememesi Kıbrıs davasındaki en büyük handikapları- mızdan birini teşkil etmektedir. E- ğer Kıbrıs Türklerinin başında gün- delik küçük hesaplardan ziyade me- selenin heyeti umumiyesiyle meşgul olacak, bunu kavrayabilecek kudret- te dinamik, kültürlü bir lider bulun- saydı elbette ki durum başka türlü olurdu. Pazarlık hazırlığı u hafta, diplomatik sahada bir takım hazırlıkların yapıldığı da göze çarpıyordu. Şimdi İngiltere i- çerde İktidarla Muhalefetin, dışarda NATO müttefiklerinin Kıbrıs Plânı- nı tasyip etmelerinin verdiği kuvvet- le müzakerelerin kapısını açmaya çalışmaktadır. İlk günkü sert ve huysuz tepkilerine ragmen Yunanlı- ların beynelmilel siyasi hava karşı- sında üçlü olmasa bile ikili görüş- meye derhal yanaşacakları şüphesiz- dir. Türkiye ise buna hazır bulundu- ğunu zaten açıklamış ve böylece A- duvarın dibinde bırakmıştır. Amerikanın bu mevzuda Ingılterenın yanında olması, tarafla- rı "“hiç bir anlaşmaya taraftar değil" vaziyetine düşmemeye Zzorlayacaktır. Ankarada haftanın başında Bay- ram ve sıcaklar dolayısıyla — tavsa- yan faaliyet Başbakanın İstanbulda bulunması dolayısıyla haftanın orta- larında da pek hızlanmadı. — Yalnız salı günü İstanbulda bermutat Vila- yet binasında -mübarek, sanki Baş- bakanlığın yazlık şubesi- — Başbaka- nın nezdinde Dışişleri Bakanı Zorlu, ATO daimi delegemiz Selim Sar- harremi Nuri Birgi buluşup görüş- İktidarın, sıkışık vaziyetinden muvakkaten kurtulduğu için çetin siyasi müzakerelerin arifesinde Mu- halefetle — istişareyi gene — unutmuş olduğu göze çarpıyordu. T. B. M. M de, İngiliz Parlamen- tosu kadar uzun bır maziye — sahip olmamakla beraber, rıs tezini tam bir içinde kabul etmişti. Yalnız şu fark- la ki, İngilterede Muhalefetle milli bir meveuda işbirliği için bütün gay- ret İktidardan gelmişti.. Foot, Plânı İşçi Partisine beğendirmek maksa- dıyla perde arkasında çok dil dök- müştü. MacMillan, Muhalefet Lideri Gaitskelle'e plânını kabul ettirmek yolunda didinmişti. Muhalefetin des- teğini temin için Plânda İşçi Parti- sinin tezlerine birçok taviz verilmiş- ti. Halbuki bizim İktidar, en sıkışık günlerinde bile Muhalefetin yardımı- nı aramamış, Dışişleri Bakanının her şeyin kaybolduğuna kanaat getir- diği bir anda bütün yaptığı Ulusun bir yazarı vasıtasıyla "Aman, Paşa Churchill'in oğlu olan — gazeteciyle konuşurken Taksimin aleyhinde bir şey söylemesin" demekten ibaret kalmıştı. Bu sebeble B. M. M. de bir- lik, yardımdan müstağni — İktidara rağmen Muhalefetin — olgunluğu sa- yesinde gerçekleşmişti. Şimdi, galiba zorlu diplomatları- mız yeniden istişare için dingilin ye- niden kırılmasını bekliyorlardı. Mil- li Birlik'in faydası henüz anlaşılmı- şa benzemiyordu. Ama her şeyi mü- kemmelen anlayan millet — herkese notunu vermekle meşguldü Bu hafta — görünen Ankaranın Kıbrıs mevzuunda Bagda Paktı ko- zunu oynamaya hazırlandığıdır. Bağ- dat Paktının Başbakanlar seviyesin- deki toplantısı temmuz ayı sonları- na doğru —Londrada — yapılacaktır. Türkiye, Paktın müslüman azaları- nın İngiltere üzerinde tesir icra ede- ceği ümidindedir. Fakat Amerikanın lngıltere yanında vaziyet aldığı bir meselede bu tesiri mübalâğa etmek Dışişlerimizi yeni bir hayal sukutuy- ta karşılaştırabilir.. Müslüman aza- Kıbrısta asayişi teminle vazifeli İnğiîiz askerleri Gözdağı AKİS, 5 TEMMUZ 1958 vermek kolay mı? Okuyucu mektupları Mecmua — hakkında 8 haziran 1958 tarih ve 216 sayı- 21 AKİS mecmuasının dördüncü sayfasındaki "Araba sevdası" baş- İıklı yazıda "Külüstür Ford gibi" iparesi kullanılmaktadır. 17 Mart 1958 tarihine kadar 50 milyon adedi imal edilerek dünya- nın her koşesınde satılan otomobile "külüstür" sıfatının reva görülemi- yeceğıne, otuz senelik Ford Bayii olarak biz karşıyız. Mılyonlarca Ford sahipleri gibi sizin de bu hususu teslim edeceği- nize emin olarak saygılarımızı su- narız. Koç Ticaret T. A. Ş. AKİS — "Külüstür Ford" iba- resi, her marka otomobil gibi Ford' un da külüstür olacağı düsüncesiy - le ve Türkiyede otomobil denilince hatıra Ford geldiğinden kullanıl- mıştır Yoksa, bu vasıta sıkıntısın- da muanın her subu "Ah, bir kulustur Ford um olsa diye can atmaktadır! M ecmuanızın 21/6/1958 - tarih ve 215 sayılı nüshasının 14. cü sahifesinin 3. sütununda Papa- ralı telgraf) başlığı altında ri Bakanı imzası ile mahiyet iti- bari ile son derece sert ifadeli bir yıldırım telgrafi aldığını bildiren bir yazı yayınlanmış bulunmakta- dır. Bana ne bu tarzda ve ne de baş ka ifadeli ve İçişleri Bakanı Na- mık Gedik imzalı ve hatta başka bir telgraf asla gelmemiştir. İstanbul Beled'ye Mecdlisi D. P. Başkanı Avukat Cevdet Özgür C. H. P hakkmd aldığı reylere layık <<C olmalıdır" başlıklı Metin Tokerin yazısı çok — güzeldi. Ama biz de bir teklifte bulunmak isti yoruz: C. H. P. nin mevcut millet- vekilleri illere taksim edılmelı, her ilin temsilcisi iki veya üç C. H. li milletvekili bulunmalı. Hr — ilin partili partisiz vatandaşlarınca bu milletvekilleri bilinmeli. İllerde ce- reyan eden olaylar onlara bildiril- meli. Onlar da gerekirse bunları Meclis kürsüsüne getirmelidirler. Evet C. H. P. milletvekilleri seçil dikleri illerle birlikte diğer illerle de ilgileniyorlar. Ancak bu — yeter bir ilgilenme değildir. Önümüzdeki ilk seçimde iktidara geleceği kati- leşen, milletin tek ümidi C. H. P. daha plânlı, daha metotlu çalışma- lıdır, Mustafa Fırat - Sakarya 13