Haftanın içinden Z A u anda bütün millet, zamlardan fena, halde canı Ş yanmış haldedir. İtiraf etmek lazımdır ki zamla- rın can yakmamasına imkân yoktur. Belirli gelir sahibi vatandaşlar zaten elini boğazlarında hissettikleri pa- halılığın kendilerini biraz daha sıkacağından emindir- ler. "Pahalıya alıyoruz ama, pahalıya da satıyoruz", “Ispanağı alan da Türk, ' gibi parlak iktisa- di vecizeler yalnız iflâs etmekle — kalmamış, — bütün inandırıcı kıymetlerını de kaybetmişlerdir, Sümeıbank mamulleri, kömür, demir, çimento gibi gündelik hayat- ta Trolü olan maddelere yapılan zamlar belırlı son derece rahatsız edecektir. Diğer taraftan, Türki- yede | numaralı müstehlik Devlet olduguna güre bil- hassa kömüre yapılan zammın yeni ayarlamalara lü- zum hissettireceğini görmemek kabil — değildir. Kö- mür kullanan Devlet müesseseleri mecburen fiyatla- rını ayarlama yoluna gideceklerdir ağmen, eğer içinde bulunduğumuz iktisadi güçlükler ciddi olarak bertaraf edilmek isteniliyorsa bunun yolunun zamlardan geçtıgı de bir hakikattir. Demokrat iktidar "Görülmemiş' taktığı ve hakikaten görülmemiş bir iktisat politikasını tatbik ede- rek kalkınma yapmağa çalıştığı sekiz yılın sonunda Tür- kiyeyi o hale getirmiştir ki, vatandaş, çıkmazdan kur- tulmak için son derece azap verici sıkıntdarı omuzla- mak zorundadır. Demagojiye kendini kaptırmaksızın, İktidardan hem enflasyon ejderiyle mücadele etmesini hem de Devlet mamullerinin fiyatlarını aynı seviyede tutmasını istemek mümkün değildir. Elbette ki bugün içinde bulunduğumuz durum, memleketi altı ayda cen- nete çevireceklerini vaadederek işbaşına gelenlerin marifetleri neticesidir. Elbette ki bu marifetlerin siyasi aksülameli seçimlerde kendini — gösterecek ve millet nahak yere çektirilen ıstırapların hesabını İktidarı tasfiye suretiyle — görecektir. Ama mdi mesele, bu değildir. Şimdi mesele, döküntüden alnımızın akıyla nasıl kurtulacağımız meselesidir. İktidar, dışardaki dostlarımızın yardımımıza gel- mek için şart koşmalarının da neticesi olarak iktisadı- mızı islah etme yolunu tutmuşa benziyor Bu, bir iyi alâmettir. Zamları şimdilik, bir yeni sistemin parçası diye kabul etmek bunların yükünü manen azaltacak- tır. Fakat bir sistem bir tek tedbir demek değildir ve İktidar gerekli öteki adımları da süratle atmazsa bu- günkü ayarlamalar müstakbel yeni ayarlamalara ve- sile teşkil etmekten başka işe yaramayacaktır. Demokrat İktidarın bir büyük kusuru vardır. İş- lerin kolay tarafına — gitmeyi — seviyor, Her sahadaki . P. politikasının gürültülü bir fiyaskoyla neticelen- mesinin başlıca sebebi bu, kolay yol merakıdır. Fiyat- lar mı yükseliyor, bir Millii Korunma Kanunu geçirir- sin, olur biter Şikâyetler mi artıyor. Basınla Muhale- feti susturursun, şikâyetler diner. Üniversite seni ra- hatsız mı edıyor profesörleri mektep talebesine çevi- rirsin, kafan dinlenir. Hakim kararlarından mı mem- nun degılsm, hakimlerin başına bir kılıç asarsın, yo- la gelirler. Sekiz D. P. İktidarı yılı, bu zıhnıyetın bir partiyi ne hale getirebileceğinin ibret verici misalle- riyle doludur ğer bu kusur şimdi bir defa zamları öteki tedbirler takip etmeyecekse. İktidar "Devlet İktisadi Teşekkullerı zarar mı ediyor, fiyat- ları yükseltirsin olur biter" düşüncesiyle hareket edi- yorsa, memleket yeni yeni Iıstırapların eşiğinde de- mektir. Fiyatları yükseltmenin, tek başına, dış yardı- mı sağlayamayacağı da basit bir hakikattir. Zaten daha işlenecekse, AKİS, 14 HAZİRAN 1958 M ! İktidarın, bir iktisadi stabilizasyona en kolay çare olan zamlardan başlamış bulunması harekete, daha ilk adımda antipatik bir damga vurmuştur. Niçin zam- larla başlamıyor ? Bunun akıllıcası, evvela öteki ted- birleri almak, ondan sonra zamları bu sistemin bir halkasıymış gıbı yapmaktı. Şimdi, bir çok kimse, ha- yırlı yolda bulunduğuna inanmakta mazurdur. İsraf duracak mı, durmayacak mı? Turkiyenin |1 numaralı meselesi budur. Zaten dert içinde bunalmış vatandaşa sen Sümerbank mamulünü pahalıy sat, sonra, elde ettiğin gelir fazlasını kaprislere göre dört metre indirilip dörrt metre bindirilen caddelere dolam- baçlı yoldan da olsa dök! Bunun, sonu bulunmaz, imar faciasına derhal nihayet vermek, yaraları tamir için lüzumlu tedbirleri almak enflasyona karşı mücade- lede en tesirli sayılmasa da, en spektaküler çaredir. Va- tandaşa emniyet gelecektir. Vatandaş o Za- man İktidarın "toprağa para gömmek" adetini ter- kettiğine inanacaktır. Bundan başka, zirai gelirler nihayet bir vergiye bağlanacak mıdır, bağlanmayacak mıdır? — Zamların bir nevi vergi tarhı demek olduğu ve böyle vergilerin son derece adaletsiz vergilerin klasik numunesini teş- kil ettiği hiç kimsenin meçhulü değildir. "Pahalıya al pahalıya sat!" İyi. Ama, ya satacak bir şeyin yoksa? Üstelik, madem ki bu bir iktisadî prensip, niçin bunun Metin TOKER aksini benimsemiyorsun, niçin "ucuza al, ucuza sat!” demiyorsun? Hayır, meselenin belirli gelır sahıplerı bakımından izah kaldırır tarafı yoktur. Yeni mları zirai gelirlere vergi koyma ameliyesinin takip etmesı bir sistemin bulunup bulunmadığının delili yerine ge- çecektir. Elbette ki boyle bir tedbirin rey bakımından mahzurları vardır. Bu göze alınmaksızın, dar kapıdan geçmek kabil olmaz. Enflasyonla mücadelenin belki daha az gösterişli, fakat muhakkak ki daha tesirli tedbirleri şımdıye ka- dar çok söylenmiştir. Kredileri ayarlamak, bütçe faz- lası yapmak, açıkları Merkez Bankasından kapama yolunu terketmek, yatırımları verimli sahalara yönel- tip Ötekilere son vermek.. Bunlar hep bilinen, fakat bir türlü gerçekleştirilmesine — yanaşılmayan — çareler- dir. Banların kati olarak benimsenmesine lüzum var- dır. Nihayet, sistemin gittikçe zaruri hal alan büyük ameliyatı, devalüasyon, muhakkak ki ıstıraplı, fakat başarılı olursa şifa verici bir ameliyat sayılmak şarttır. İktidar partisi Grubu son günlerde iktisadi vazi- yet üzerine eğik görülmektedir. Zamlar büyük laf blok- larının Grupta harekete geçmesine vesile vermiştir. Fa- kat zamları bir hususi mesele olarak ele almak hatalıdır. Zamlar bir hususi mesele sayılırsa, aleyhlerinde bulun- mak lâzımdır. Ancak bu da, kolay yolu seçmekten başka bir şey değildir. İktidar partisi Grubuna düşen vazife hükümeti yeni iktisat sistemini açıklamaya zorlamak zamların bu sistem ıçındekı yerini iyice tâyin etmek sonra da sistemin yürütülmesine partizanlıktan uzak bir ruh haleti içinde nezaret etmektir. Bu — işlerin kapalı kapılar, arkasında konuşulmasında ne fayda görüldüğünü anlamak kolay değildir. Bilâkis, hükü- metin enflasyonla mücadele için şart lan zamların vatandaşa izahını yapması, — kafasındaki plânı -böyle bir plân varsa- açıkça söylemesi, anlatması, ikna et- mesi zaruridir. Bunu yapacak yerde gene "Muhalefete karşı tedbir" yoluyla D. P. nin zorbalık yolunu tut- ması hiç, ama hiç bir şeyi halletmeyecek, zamlar kö tüden başka en ufak netice vermeyecek, sadece mem- nunsuzluğu arttıracaktır. Böylece D.P. nin mukadder düşüşü biraz daha sert olacaktır.