İsmet İnönü, Rus Büyük Elçisi, Başyazarımız ve Nasır Hakkında Ş u, "Demok- rat Çevreler"- taktiklerine bayılmamak bil değil. rat büyüklerimi- soruyorlar "Bu hayat paha- lılığıyla sonumuz cak? Niçin ciddi iktisadi ted- birler almıyorsu- nuz? Geçim sı- kıntısı Zzaten va- tandaşı — ezerken İnönü neden yeni yenı zamlar getirip yü kü büsbütün — ağırlaştırıyorsunuz? Yolları indirip — bindirme için milyonlar sarfetmekten ne — Za- man vazgeçece zaman israfı durduracaksınız?" Üstelik, bunu soranların hepsi "münafık muhalif- ler" değil. Halis muhlis Demokrat- lar. Hemen "Demokrat çevreler"- den cevap yayınlanıyor: "Ama siz biliyor musunuz ki İsmet İnönü Rus Büyük Elçisiyle temas ediyor ve Metin Toker Başkan Nasırla görüşmek üzere Kahireye gıtmeye kalkıyor?" Hatta, "Demokrat Çev- reler" tafsilât bıle Verıyorlar "İs- met İnönünün Rus Büyük Elçisiyle temaslarını fotograflarla tesbit et- tik ve Metin Tokeri yolundan çe- vırdık"' Hani "Dam üstünde sağan" demek için bundan münasip bir fırsat bulmak güçtür. Nitekim, geçen haftanın sonunda bu iki haberi yayan — gazeteler "Zamlarla bunların alâkası ne?" diye sormaktan kendilerini alama- dılar. Lâfı değiştirmenin bile bir usturuplu yolu vardır. İsmet İnönü Rus Büyük Elçi- siyle temas ediyor, Metin Toker de Nasırla görüşmeye gidiyor. Bee, Metin Toker İsmet İnönünün kızıy- la evlidir. O halde, iki hareketi bir birine bağlamak lazı ır. Bu, sis- temli bir teşebbüstür. —Şimdi, in- san düşünüyor: Teşebbüs ne olabi- lir? "Demokrat Çevreleri" biraz da- ha cesaretli davransalar da bari onu da soyleseler Metin Toker Na- Ç seferini görüşe- i, İsmet İnönü de İkinci Hün- kâr İskelesi muahedesinin — esasla- rını Rus Büyük Elçisiyle tesbit e- diyordu! Gülmemeye hakikaten im- kanı yok Ama hâdise, bir noktaya teşhis koymak fırsatını verdiğinden dola- lâka uyandırıcı. Yoksa, işin cıddıye alınacak bir tarafı yok İs- met İnönü bu! Rus Elçisiyle de gö- rüşür, Amerika Elçisiyle de.. Nite- kim, başkente gelen hemen her Büyük Elçi itimatnamesini Cum- hurbaşkanına takdim ettikten son- AKİS,14 HAZİRAN 1958 ra Muhalefet lideri İnönüden ran- devu ister, gider endisini evinde zıyaret eder İnönü de bu ziyaretle- ri iade eder. Türkiye bir Demir Perde gerisi memleketi olmadığı için bunu kimse yadırgamaz Elçi- ler İnönüyü yemeğe, konsere, kok- teyle çağırırlar, İnönü onları yeme- ğe veya çaya davet eder. "Demok- rat Çevreler"in temas dediği bu. Bunu tesbit için polis fotoğrafçıla- rını yormaya ne hacet? Bir şipşak- çı işi kolaylıkla gorebılır. Gizli ka- paklı bir şey olmadığına göre. Nasır hikâyesi daha da komik. AKİS beşinci nesir yılına basar- ken bir niyetini ilân etmişti. AKİS temsilcileri alâka uyandırıcı yazı- lar hazırlamak üzere, icap ettiğin- de, dışarıya gıdecekler temaslar, yapacaklar sonra bir tek yazıda intibalarını okuyucularla anlatacak- lardı. Mecmua, kapağına dünyanın hakikaten bahsettıgı ada olan Nasırı koymayı kararlaştırdı. Ka- pak yazısının bir kısmı için bi temsilci Mısıra gidip bilgi, topla- aet yacak, kabil olur- sa Nasırla görü- şecekti. Bahis mevzuu olan bir hemmiyeti belirt- maksadıyla bu işe Başyazarı, mız memur edil- di. Mecmuanın sa , âdet veçhile durumu Basın Yayın ve Turizm Umum Müdürlü- ğüne bildirdi, Me- tin Tokere döviz temini için Maliye Bakanlığı nezdinde — tavassut tale- binde bulundu. Talep kabul olun- du döviz verildi. Emniyetten Mısı- ra gıtmek üzere pasaport alındı. Bunun üzerine Mecmuanın dış po- litika sekreteri Birleşik Arap Cum- huriyetinin Ankaradaki Büyük El- çisi vasıtasıyla Metin Toker için Nasırdan bir randevu rica etti. Bü- yük Elçilik ricayı Kahireye bildirdi. Metin Tokere Elçi viza verdi. Baş- yazarımızın uçakta yeri alındı, Ka- hirede otel Trezervasyonu yapıldı. Metin Toker durumu Kahiredeki Büyük Elçımıze de yazdı Hareke- tinden üç gün evvel ise Basın-Ya- yın ve Turizm Bakanı Sıtkı Yırca- lıya telefon ederek Nasırla görüş- mesinin muhtemel bulunduğunu, Kahireye gitmeden evvel hüküme- timizin politik görüşünü öğrenme- nin kendisi için faydalı olacağını, söyledi, bunun hükümet başkanına duyurulmasını rica etti. Nitekim Toker Birleşik Arap Cumhuriyeti Büyük Elçiliği de Metin Tokere randevu talebinin Cumhurbaşkanı Nasır ta- rafından kabul edildiğini bildirdi. Fakat uçağa bineceği gün, An- kara Valisi Metın Tokere Mısıra gitmesinin hükümetçe mahzurl " goruldugunu teblıg etti. Bu "mah- zur'"un ne uğu, şimdi anlaşılı- yor. Yoksa, dunyanın bütün büyük mecmualarının hergün yaptıkları hareket, Metın Toker bahis mevzuu olunca "yasak iş" mi hali- ne gelirmiş? Nasırdan bir randevu temin etmenin, onunla görüşmenin, onu tanımanın bir gazetecı için ba- şarı sayılacağı muhakka Son- ra, gazeteciler sadece tasvıp ettik- leri kimselerle mi görüşürler? Ka- bil olsa da Krutçefle de görüşebil- sek, Makariosla da.. Böyle düşün- dugu için AKİS hadısede bir yan- lış anlama olduğunu sanmış ve "Demokrat Çevreler” meseleyi or- taya atıncaya kadar yanlışlıgın dü- zeleceği ümidiyle sesini bile çıkar mamıştır. -Hâdise üç haftahktır— Ama, meselenın ne olduğu ar- tık ortada. "Demokrat Çevreler"in alâkadar olacakları üzerine egıle— cekleri ibunca mesele varken dir bu zamlar?" denilince cevap veriyorlar: "Ama İnönü Rus Bü yük Elçisiyle temas edıyor ve Me— tı Toker Nasırla görüşmeye gidi- ", Sanki bunlar gizli kapaklı ışler esrarengiz teşebbüsler, komp lolarmış - gibi. Eğer bu bir vehimse, ne demeli, Allah hemen şifa ihsan etsin. Aksi halde korkarız, vehim sahipleri bir zamanda Başyazarımı- İnönünün torunu olan küçük Gülsüne Yunanistandan he- diye getirilen bir çift lâstik donun Makarios tarafından mı gönderildi- ğini tahkik için emek, Zzaman ve para sarfedeceklerdir. Yok, bu bir taktikse "Demokrat Çevreler"in böylesine gülünç, — böylesine hayali lâflarla dikkatlerini dağıtmaya ça- lıştıkları kendi arkadaşları hakkın da ne intibaya sahip oldukları anla- ılıyor. Ne intiba ne intiba!. Ne kıymet verme,ne kıymet verme! Ah, bütün bun- ları bırakıp da ciddiyetle olgun- lukla memleketin hakiki dertleri ü- zerine eğilerek zor dahi olsa hal yolu bekleyen iş- lerimizi ele alsak. Hem "Demokrat Çevreler" hem biz öylesine Tra- hat edeceğiz ki., Nasır