YURTTA OLUP BİTENLER İstanbul Mitingine katılan yüzbinler Kıbrıs Dananın kuyruğu u haftanın başında Pazartesi gü- B nü, Londrada Portland Place'den çıkan siyah otomobil beyaz ayyıldız- l1 kırmızı Türk bayrağını taşıyordu. Otomobil —Trafalgar — meydanından Thames nehrine doğru indi, West- minster'e gelmeden — sağdaki büyük binanın — kapısından geniş — avluya girdi. Otomobilden kısa boylu, göz- lüklü, dar elbiseleri içinde bir Ingılız centilmenini pek hatırlatan Tür yenin Saint James sarayı nezdınde- ki Büyük Elçisi Muharremi Nuri Bir- gi indi. Büyük Elçi Foreign Office' in alâkalı memurları tarafından is- tikbal edildi, içeri alındı. Halı kap- hi, geniş mermer merdivenden Tür- kıye Büyük Elçisi bir kat çıktı. Yük- sek tavanlı koridorlar İngiliz diplo- masisinin büyük simalarının yağlı bo- ya, muhteşem tablolarıyla doluydu. Muharrem Nuri Birgi doğruca Majes- tenin Dışişleri Bakanı Selwyn Lloyd'- un gösterişsiz odasına girdi. Mulakat Majestenin Dışişleri Bakanının arzu- suyla vuku buluyordu. Aynı gün Ankarada, sabahın ol- dukça erken bir. saatinde de Union- Jack'i taşıyan -İngiliz bayrağı- muh- teşem bir Rolls-Royce'un Çankaya- dan Bakanlıklara doğru indiği gö- rüldü. Araba Bulvar Palasın karşı- sından kıvrıldı ve Başbakanlık bina- sının önünde durdu. Şoför süratle at- ladı, sol kapıyı açtı. İçinden çıkan Majestenın Ankaradaki Büyük Elçi- si ince, Zarif, tıpkı Birgi gibi dar el- biseli, çok iyi cins bir yarış atını ha- 12 "Kıbrıs — Türktür!" tırlatan Sir James Bowkerdi. Sir Ja- mes, hiç bekletilmeksizin Cumhuriyet Hükümetinin Dışişleri Bakanı Fatih Rüştü Zorlunun odasına alındı. Mü- lakat Majestenin Türkiye Büyük El- çisinin arzusuyla vuku — buluyordu. Zorlu, mülakatı takiben Başbakanın yanına gitti. Biri Londrada, öteki —Ankarada cereyan eden iki goruşmede aynı hu- sus ele alındı. Majestenin hükümeti Türkiyeden Kıbrıslı Türk liderler ü- zerindeki tesirini kullanmasını ve Türkiyedeki Kıbrısla alâkalı toplan- tılarda Türk - İngiliz münasebetleri- nin zedelenmesini önlemesini istiyor- du. Kıbrısta hâdiseler — başlamış, Türklerle Rumlar arasında -hani Va- li Foot'un kardeşçe — geçineceklerini hayal ettiği Türklerle Rumlar ara- sında- bir iç savaş çıkmıştı; Türki- yede ise hükümetin nihayet müsaade vermesi üzerine ilk büyük miting bir gün evvel İstanbulda, Beyazıt meydanında yapılmıştı. Bu 'iki hâdi- senin Majestenin hükümetinin kula- ğına kar suyu kaçırmış olduğu an- laşılıyordu. İnsan gölü Hakikaten bir gün evvel bu hafta- nın başındaki pazartesi günü i- marzede Beyazıt meydanı bir çok hırçın çayların nihayet bulduğu bü- yük bir göl haline geliverdi. Dağlar- dan eriyen karlar, büyük gölü sürat- le doldurmuştu. İstanbul İstanbul o- lalı bu büyüklükte bir topluluğu bel- ki de ilk defa bir arada görüyordu. Mübalağasız 300 bin insan, tarihi şehrin yedi tepesinden en yuksegının üzerinde toplandı yekvücut oldu. "Ya taksim, ya ölüm" diyerek and içti. Bu muhteşem tezahüratın başlan- gicini, arkada bıraktığımız hafta- nın perşembe gününde aramak lâ- zımdır. O gün gazetelerde — Lefkoşe mahreçli bir haber vardı: Kıbrısın Girve kazasında Rumlar, Türk ilk- okuluna taarruz etmişler, ellerine ne geçerse tahribe koyulmuşlardı. En mühimi, okuldaki Atatürk portresini parçalamışlardı Bu şen'i fiilin Tür- kiyede derin bir infial ve aksülamel uyandırmaması imkansızdı. Sabırlı ve şuurlu Türk gençliğinin hiç şaka kal- dırmadığı bir mevzua, İ numaralı Türke dokunulmuştu. Haber, Üni- versite gençliğine imtihan arıfesın— de olduklarını unutturuverdi. İstan- bul Üniversitesi Talebe Birliği he- men Soğanâgadaki lokalinde toplan- dı ve bir protesto nümayişi yapma- ğa karar verdi. Vakit geçirmeden İç- işleri Bakanı Dr. Namık Gedike bir yıldırım telgrafı çekilerek Türk genç- liğinin artık sabrının tükendiği iğ- renç ve hayasızca tecavüzün tel'ini ve hissiyatlarının ifadesi için pazar günü Taksim meydanında bir Kıbrıs Mitingi tertiplenmesine müsaade iste- nildi. Diğer bir müracaat da usulen İstanbulun yeni Vali ve — Belediye Başkanı vekili Ethem Yetkinere ya- pıldı. Fakat yaşları icabı iyimser ol- ması icap eden gençlerin hiç birinin hayale kapıldığı yoktu. Talep nasıl ol- sa reddedilecekti. Şu 6-7 Eylül hâdi- selerinden sonra Kıbrıs mıtıngı yap- mak için az mı müracaatta bulunul- muştu! Müracaatlar İçişleri Bakanlı- ğında kalın bir dosya teşkil ediyor- du. Taleplerin bir çoğuna cevap ver- mek lütfunda bile bulunulmamıştı. Fevkalâde şartların hüküm sürdüğü Kıbrısta gençlik istediği gibi nüma- AKİS, 14 HAZİRAN 1958