YURTTA OLUP BİTENLER Karaköy krusunun başını tutan tanklar Ne olur, ne olmaz! gün Kıbrıs Mitinginden dem vur- maya başladılar. Baskısı veya çizil- mesi tamamlanan pankart, döviz, yaf- ta, el ve duvar ılanlarının afışlerın tevziine şerefli bir vazife uğruna im- tihanlarını arka plâna atan üniver- sitelilerce başlandı. Bilhassa Rum vatandaşlar, bunları ticarethaneleri- nin vitrin ve duvarlarına - asmakta veya yapıştırmakta birbirleriyle — ya- rış ediyorlardı. Yafta ve — dövizlerin çizilmesi için, Cumhuriyet Gazete- sinden talep edilen mürekkep ihtiya- cın fevkinde mıktarlarda saglandı Eğer hükümetin maddi ve — manev destegı olmasaydı İ. Ü. T Bırlıgının malüm bütçesi imkânları ile kırk sa- at zarfında bu ar muazzam bir mitingin hazırlıklarını yetiştirebilme- sine imkân ve ihtimal yoktu. İstanbuldan 450 kilometre gun doğuda, başkentte de Güldoğan, bel- ki de bir daha bütün omrunce 'maz- har olamayacağı fırsatları kolaylık- la sağlıyor, dört saat içinde üç Ba- kanla -Gedik, Zorlu, Yardımcı- ayrı ayrı görüşebilmek imkânını elde e- diyordu. Sütten ağzı yananlar umartesi günü sabahı saat 9.30 da Vilâyetin dışındaki vatandaş- lar, ön tamponlarının biraz üstün- deki kırmızı plakalara bir, iki veya üç sarı madeni yıldız 1lışt1rılm1ş yı- ğınla askeri otomobil veya pikap gör- düler. İçeride, holde veya koridor- larda dolaşanlar da sağ kollarının üzerindeki kırmızı yün kumaşlar üze- rine bir, iki veya üç sarı yıldız ilişti- rilmiş genç ve yakışıklı emir subay- larına rastladılar. Hâdise şuydu Er— tesi gün yapılacak Kıbrıs Mitingi- nin şelâmetle cereyanını sağlamak i- çin İstanbulda alınacak inzibati ve ihtiyati tedbirlerle ilgili mühim bir toplantı aktediliyordu. — Yetkinerin 14 başkanlığındaki toplantıda, Vali mu- avinleri, Tarlan ve Emniyet Müdür Muavınlerı Eminönü ve Fatih Kay- makamları ile Jandarma Kumandan- lığı ve İstanbuldaki bütün kara ve deniz birliklerinin temsilcileri hazır bulunuyordu. Yüzyirmi dakika kadar devam eden müzakereler neticesin- de türlü ihtimaller en ince teferrua- tına kadar düşünülerek, akla ve ha- yale gelebilecek bütün tedbirler ka- rarlaştırıldı. — Kalabalıklar İstanbul yakasında durdurulamadığı veya değör tılamadığı takdirde Atatürk ve Ga- lata koprulerı açılacaktı Ayrıca İ. Ü.T. n bin kadar üniversi- teliyi, Kıbrıs Mıtıngının gayesini de- ğiştirmek ve bazı müessif hâdiselere sebebiyet vermek isteyecek kötü ni- yetli unsurların menfi faaliyetlerini frenlemek üzere vazifelendirecekti. Halkın Mitinge katılmasını kolaylaş- tırmak için maçların geriye bırakıl- ması ve Türk - Alman atletizm mü- sabakalarının öne alınması kararlaş- tırıldı. Sinemaların 14.30 ve 16.30 se- ansları iptal edildi. Bilumum eğlen- ce yerleri saat 14-17 arasında kapa- tıldı. Vahim 6-7 Eylül hâdiselerinden sonra hükümetten uzaklaştırılan Ge- dikin en ufak bir sürprize yer bırak- mamak için son derece ihtiyatlı ve hatta çok mübalağalı hareket etti- ği görülüyordu. Bu kadar vesveseli olmaya herhalde pek lüzum yoktu zira suçlu olmadıklarını anlatana ka- dar epey çile çeken İstanbulluların 6-7 eylülden ağızları çok, ama pek çok yanmıştı. İstanbulda yeni bir 6-7 eylülün tekerrürü hemen hemen im- kânsızdı. Askeri bir gün Pazar sabahı İstanbullular, daha şa- fak sökmeden önce tank ve zırhlı vasıtaların gürültüleri ve silâh şa- kırtıları ile uyandılar. Şehrin kilit noktalarına ve İngiliz, Yunan, e- rikan — Başkonsolosluklarının önüne bol miktarda tanklar, bindirilmiş kı- talar yerleştirilmişti. Sadece simde on, Patrikhane etrafında sekiz, İngiliz Baş konsolosluğu önünde dort alata ve Atatürk Köprülerinin İs- tanbul cihetinde üçer, Aksarayda beş ve her kilisenin, önünde bir tank var- dı. Göz yaşartıcı bombalarla müceh- hez bindirilmiş kıtaların sayısını tes- bite imkân yoktu. Emniyet Müdürlü- ğünde, kara ve deniz bırlıklerınde i- zinler cuma gününden itibaren kal- dırılmıştı. Talim elbiseleri — içindeki ordu birlikleri ve zırhlı vasıtalarla meselâ Suriyenin bir ucundan gırıp öbür ucundan çıkmak mümkündü. Bütün İstanbul, bayraklarla do- nanmış, bir gehncık tarlasına benze- mişti. Bayraklar bilhassa azınlıkların ikamet ettikleri kesimlerde — sıktı. Rum vatandaşlara ait ticarethaneler sıkı sıkıya kapatılmıştı. Kepenkleri olmayanlar da vitrinlerine Atatür- kün bir portresini, bir bayrak ve bir de Kıbrıs Mitingi 'ile alâkalı afiş as- mışlardı. Yoğurdu üfliyerek yiyen Rum ve diğer azınlıklardan vatan- daşlar evlerinden çıkmamayı tercih ettiler. Hatta bazı Türkler dahi, mis- li görülmemiş emniyet tedbirlerinin verdiği terör ve dehşetten irkilerek, ne olur ne olmaz düşüncesiyle evlâd-ı eyalı evde yalnız bıirakmamak mak- sadıyla sokağa çıkmadılar ve Kıb- rısın Mitingine katılamadılar. aysiyet meselesi lelacele tertiplenmesine ve Üü versitelilerin imtihan devresınde bulunmalarına rağmen, Kıbrıs Mi- tingini tasvir için mesi bile zayıf kalacaktır. Meydan- da neredeyse bütün Kıbrısın nüfusu kadar bir kalabalık vardı. Binlerce döviz irili ufaklı milli bayraklar, Fa- tih ve Atatürk portreleri, yaftalar ve flamalarla süslü Beyazıt meydanın- da konuşan ondokuz hatip, İngiltere ve Yunanistanı tutanları KA ve Makariosu takbih ettiler. Miting sırasında Beyazıt meyda- nında havaya salınan beş uçurtma şuurlu toplantıya ayrı bir, güzellik veriyordu. Büyük, kırmızı uçurtma- ların gövdesinde Kıbrısın ne şekilde taksim edileceğini gosteren yeşil ha- ritalar vardı. Bir grup genç tarafın- dan getirilmiş olan Makarıosun kor- kuluk şeklindeki maketi uzun bir a- ğacın dalında idam edildi. Halkın nef- retinin dinmemesi üzerine de tethiş- çi papazın sembolü ateşe verildi. Kor- kuluk şeklindeki maket yere düşün- ce, getirilirken ucunda olduğu sopa göğsüne saplandı. Makarios böylece üç defa ölmüş oldu! Ertesi gün kuk- lasının başına gelenlerı öğrenen Ma- karios k medeniyetinin se- viyesini gösterir" diyordu. Ustad haklıdır. Zira biz kuklaları yakar- ken, onlar Kıbrısta canlı 1nsanlar1 kurban edecek kadar "medeni" reket etmektedirler. AKİS,14 HAZİRAN 1958