YURTTA OLUP BİTENLER Pazar sabahı Seul şehrinin güneyin- deki Askeri Mezarlığa çelenk koy- muştur. Sonra otomobillerle Sekizin- ci Ordu Karargâhına gıdılmıştır Menderes karargâh civarındaki mı hul Asker âbidesine ikinci bir çelenk ymuştur. Biraz sonra onaltı ki- şılık dort helıkopterden muteşekkıl bir kafileyle VI Kolordu karargâhına hareket edilmiştir. Burada da çiçek- ler fırlatan genç kızlar ve ellerinde ürk Bayrağı taşıyan talebeler yol- lara dökülmüştür. Kolordu birlikle- rinin hakiki mermilerle — yaptıkları tatbikat, sahici bir muharebe — gibi heyecan verici olmuştur. —Menderes Türk Tugayını teftiş etmiş ve erlerin önünde, Dulles'in tekrarlamayı çok sevdiği "hayırla şer arasındaki sa- vaş”" tan bahseden bir konuşma yap- mıştır. Koredeki dört gün, dört saniye gibi çabuk geçmiştir. Menderes ve beraberindekiler ne yazık ki, metin tâyin ettiği secim komıtele- rinin ve vazifesini müdrik polisin ne- zareti altında yapılacak olan son de- rece ilgi çekici milletvekili seçimle- rini seyretmek için daha bir müddet Korede kalamamışlardır. Zira, Pazar- tesi günü ür Dünyanın hürriyetle başı hoş olmayan diğer bir temsilci- siyle Formozada randevuları vardı. Dönüş yolu İ ngiliz pılotunun nezareti altındaki Viscount uçağı, Cuma günü For- zadan Anavatana doğru hareket edecektır Uçak Calcutta'da geceli- yecek Menderes hususi bir Uçakla i gece Hindistan hükümetinin da- vetlısı olarak Yeni Delhiye gidecek- tir. Menderes ertesi gün, Başbakan Nehru ile müzakerelerde bulunacak- tır. Başbakan, Yeni Delhide Kore Formozadakine hiç benzemıyen nötralist bir hava bulacaktır. deresin tarafsızlık siyaseti hakkın- daki görüşleri malümdur. Dünyanın bekçiliği — sayesinde tarafsızlık taşlıyanlardan müstehzi bir dille bahsetmiştir. Kore Dışışle- ri Bakam da tarafsızlığın "ç yan- lış ve menfaatçi bir politika" olduğu- nu söyliyerek aynı görüşleri pay- laşmıştır. Diğer taraftan Hindistan- da cereyan eden her şeyi şüphe ile karşılayan, PBüyük Bağdat Paktı dostu Pakistanı da unutmamak lâ- zımdır. Menderes bu "nazik" ziya- eti de sevimli bir tebessümle ge- çiştirmesini elbette bilecektir. İki hafta kadar süren bu "iyi niyet seyahati"nin -tabir A.P. Ajan- sına aittir- en mühim safhası hiç şüp- hesiz Japonyada cereyan etmiştir. Tokyoya gitmek acele Paris- Zorlunun Japonya ziyaretinden sonra kafıleden ayrılması bunun delilidir. Dana mü- him diğer bir delil Japonya seyaha- ti arifesinde İstanbu piyasasında tekstil ham maddelerinde — görülen harekettir. Koku alma hisleri çok kuvvetli olan tüccar, Japonyaya tif- tik ve yapağı ihracın artacağını düşünerek hazırlığa başlamışlardır 10 Tokyoda hakikaten ticari görüşme- ler başrolü oynamıştır Menderes, iki memleket arasında halen bir tür- lü gelişemiyen ticari münasebetlere bir hız verme çareleri -bilhassa kre- dili ithalat- üzerinde durmuştur. Ja- pon sermayesini Türkiyede yatırım yapmaya davet etmiştir. — Japonlar daha ziyade teknik ım mevzu- una ehemmiyet vermışlerdır. Görüş- melerin semeresi "iki memleket ara- sındaki ik ve ıktısadı ışbırlıgı imkânlarını araştırmak maksadıyla" teşkil edilecek olan "iktisadi müte- hassıslar komisyonu"nun pon ticari münasebetlerinin şimdiki- ne nazaran artmaması için — hiçbir sebeb yoktur. Fakat, iktidarla arası iyi olan, gazete sahıbı tucca bir baş- yazar, işlerin "bürokrasi"ye havale edilmesinden — endişededir. Adnan Menderes Japon Hukuk Doktoru Tüccarlıkla ilgisi bulunmayan ba- zı vatandaşlar da atom bombaların- dan sonra yeniden bir mamureye çev- rilen 'Japon şehirlerim gezen Mende- resin "intibalarını olduğu gibi Tür- kiyeye aksettirmek" hususundaki te- minatının ne şekilde tezahür ede- ceğini merakla beklemektedirler. Kıbrıs İlk ciddi adım Geçen haftanın son günü, Kıbrı- sın dört bucağında miting ya- pan Ada Türkleri, taksim yolunda ilk adımı teşkil edecek bir, taleple nihayet ortaya çıktılar: Adada Rum- lardan ayrı belediyeler kuracaklar- dı. Kıbrıslı Türkler zaten çoktanbe- ri, ekseriyetteki Rumların borusunu çalan Belediyelere boykot ilân et- mişlerdi. İngiliz İdaresi de selâhiyet sahibi olmasına rağmen — Türklerin protestolarına kulak tıkamış, bele- diyedi saltanatım tahammül edilebilir hâle getirmek için bir te- şebbüste bulunmamıştır. Şehir işle- rinin yürütülmesinde hıç bir — rolü kalmayan Ada iri sadece vergi ödemek külfeti bırakılıyordu Bu durumda ayrı belediyeler kurmak Türklere en makul yol olarak gö- züktü Bıı teşebbüs gerçekleşırse, tabii ki iki cemaat arasındaki son bağlar da kopmuş olacaktır. Ayrı beledıye— lerden taksime götürecek yol çok kısalacaktır. Gerek Rumlar, gerek taksim aleyhtarı Vali Foot tabii ki bu durumun farkındadırlar. Ayrı be- lediye teşebbüsünü suya — düşürmek için her türlü çareye başvuracakla- rından şüphe edilmemelidir. Ingılız İdaresi vergi ödemeyi reddeden Türklerin mal mülküne el koymak- tan kaçınmayacaktır. Siyasi Vali Sir Hugh işler bu safhaya gelmeden Türk liderlerini niyetlerinden vazge- çalışacaktır. Güçlüklere a Türklerinin bu — yolu seçmeleri takdirlerle karşılandı Bu suretle Kıbrısta belki ilk defa - ne- ticesi ne olursa olsun- müsbet bir adım atma yoluna gidilecektir. Karar yılı da Türkleri, tezlerini gerçekleş- tirmek için daha enerjik ve — da- ha müsbet bir tavır — takınırken BOKA giriştiği, çoğu lâftan ibaret şiddet kampanyasını bu hafta de- vam ettiriyordu. Bu Rum tedhışçı- ler mahpusların serbest — bırakılm sı için Valiye yeniden 48 saat muh- let lütfetmişlerdir.. Validen bir ses seda çıkmazsa söyle asacağız, böy- le keseceğiz v. s. edebiyatını da u- nutmamışları Liberal Valı Sir Hugh'a gelınce o, gene eski, aynı ad. ilk geldiği gunku sözlerini tekrar— lamaktadır Şiddetten hiç bir fay a gelmez! Şiddet devam ederse ne fevkalâde haller son bulur, ne siya- si sahada ileriye doğru en ufak bir adım atılabilir! Yalnız Sir ugh, gerısı gelmeyen bu lâflarla ılanıhaye çocukları bile avutmanın olmayacagını çok iyi bılmektedır Mutlaka bir iki jest yapmak lazım- dır. Londra Hükümetim bu yolda de- vamlı şekilde ikaz etmektedir. Bu ayın başında bir aksilik olmaz da Londraya gıderse, şu rafa kaldırı lan Foot plânının, bazı rotıışlardan sonra sahneye konması hususunda ısrar edecektir. Foot'a göre 1958, arar yılı olacaktır. Fakat Londra— da şimdilik bir kıpırdanma yoktur. Biraz daha sabır uhafazakâr Hükümetin hareket- sizliği Vali Foot kadar, İngiliz parlamentosunu da sabırsızlandır- maktadır. Geçen haftanın ortasında Dışişleri Bakam Lloyd'u konuşturmak için parlâmento üye- AKİS, 3 MAYIS 1958