YURTTA Millet İş başı zamanı Bu haftanın sonunda pek çok e Hükümet Başkanı Adnan Menderesın artık yurda — dönmesini hararetle bekliyordu. Doğrusu iste- nilirse, radyolarda okunan uzun nu- tuklara Syngmann Rhee veya Çan- Kay-Şek gibi siyasi temayullerı meşreplerı * bilinen kimselerin ağ- zından çıkan şahıs veya kalkınma .methiyelerine rağmen Başbakanın egzotik uzak doğu seyahati — tasvip görmemiştir. Hele gezinin bir ta- kim ilâvelerle uzatılması, zi he yetinin anormal kalabalıklıgına ek- lenince can sıkıcı mahiyet almıştır. Şu anda hiç kimse, İktidarın başını Türkiyede son derece mühim ye a- OLUP BİTENLER tur. Spekülatörler, — karaborsacılar, kaçakçılar, muhalif — politikacılar.. Evet, ama bunların — hepsinin öte- sinde altın borsasını harekete getı— ren saikler vardır ve dan kaldırılmadıkça ötekileri şiddet tedbirleriyle susturmak hnetice yet- meyecektir. Memleket nihayet hepi- mizindir ve iktisadi sıkıntılar hepi- mizi feci şekilde rahatsız etmektedir. İkinci bir mesele, başgöstermeye başlayan reketlerdir. Türkiyenin pek çok ye- rinde savcılıklar bu neviden teşeb- büslere karşı takibata girişmişler- dir. Bilhassa Nurcular üzerinde du- rulmaktadır. Neşir j yasakları her takibatın umum! efkâra duyurulma- sına maniyse de, nihayet, hâdiseler- den herkes haberdardır. İlticam baş orada burada i ha- İmarzede sokaklardan bir görünüş Fesleğen cele tedbir isteyen meselelerin bek- lediğini saklamamaktadır. Bu mesele ferin birincisi —iktisadi — vaziyettir. Haftalardan beri ağızlarda dolaşan sual şudur: "Peki, ne olacak?" Haki- katen durum, böyle bir suali haklı gösterecek ciddiyeti almıştır ve bu- nu farketmemeye imkân yoktur. Git- tikçe bozulan muvazeneden dolayı Muhalefeti, mutad veçhile — Basını suçlu göstermek — kolaydır. — Fakat senelerdir devam — ettirilen bu sis- tem hiç bir selah temin etmemiştir. Artık herkes anlamış bulunuyor ki derdin kökü çok daha derinlerdedir ve hükümetin, ciddi bir ekip ça- lışmasıyla çare aramaya koyulması gerekmektedir. —Altın - borsasındaki son hareketler bünyedeki rahatsız- lığı gözler önüne yeniden koymuş- kaldırmasını iktisadi durumla alâ- kalı bulmamaya imkân yoktur. Gün- delik dertlerin — böyle — hareketlere müncer olduğu sosyoloji kitapların- da yazılıdır. Buna, politika — zaru- retlerı dolayısıyla Iktıdarın verdiği Vaziyetin tehlikesine çekmek lâzımdır. Mübalâğa ne * de- rece hataysa, ciddi hallerde küçüm- seme aynı derecede hatadır. İkti- dar olarak, hükümet olarak din is- tismarcılarına ve tarikat — alemdar- larına karşı şiddetle vaziyet almayı durum gerektirmektedir Bu işlerin bekledıgını görenler, Adnan Menderesin yanındaki muh- teşem kafileyle yurd dışında lüzum- lu da olsa asla elzem sayılmayacak kıymetli bir vakit geçirdiğini mu- şahade ederek — Başbakanın bir an evvel işinin başına — dönmesini şid- detle arzulamaktadırlar. Ayrıca her- kes ümit etmektedir ki A deres imar bölgelerini teftışı sonraya bırakarak — doğruca — baş- kente gelecek ve meselelerin üzeri- ne serinkanlılıkla, — dirayetle, peşin hükümlerden uzak olarak, eğilecek— tir. Memleketin ıçıı'ıde ulunduğu şartlar bunu icap ettirecek vehamet- tedir ve İktidarın, halkın h ha- letini pembe gozluklerını çıkararak anlamaya çalışması zamanı gelmiş- tir. Meclisin, küllerini silkip atmış bir ekserıyet grubu -bu yolda İkti- darın cesaretli, yardımcısı, yol- göstericisi olmak rolünü benim- semekle mükelleftir. D. P. milletve- killeri başka bir yıldız üzerinde ya- şamamaktadırlar. Hangi sebepten do- layı olursa olsun, bu vazifeden ka- çınmak, fonksiyonun icabını yapma- mak, göz yummak affedilmesi son derece müşkül bir ihmal sayılacak- tır. İş başı etmek zamanı gelmiş- tir. C. H. P. Yeni parola B undan bir sene kadar evvel, Muhalefet partisi ileri gelenle- rinde bir fikir i. Diyorlar- i: "Eğer seçim kanunu, degışır— se, biz iktidarı alırız". Seçim Kanu- nunun şikâyet ettikleri maddeleri İktidar ile Muhalefet arasında e- şitsizlik yaratan hükümlerdi. Başta İsmet İnönü, bu ileri gelenler se- çim kanununun değiştirileceğini ü- mit ediyorlardı. Bilhassa İsmet İnö- nü,., hele meşhur Bahar Havası gün- lerinde Adnan Menderese karşı .iti- mat gösteriyor, hiç olmazsa 1950'- nin seçim kanununa — dönüleceğine inanıyordu. Zıra iktidardan düşme- nin tabii sayılması gerektiği kana- atini muhafaza ediyor ve iktidarda ebediyen kalmanın Demokrasiyle alâkasını — anlamıyordu. — Hâdiseler kendisini haklı — çıkarmadı. D. seçim kanununu 1950 kanunu sevi- yesine getirmedi ve C.H.P. milletve- kili sayısını tam altı misli arttır- makla beraber iktidara gelmedi. Bu haftanın başında, Parti Mec- lisinin toplanmak Üüzere bulunduğu günlerde Genel Başkan İsmet İnö- nü, konuştuğu partililere yeni paro- layı bildirdi: Seçim Kanunu değişse de değişmese de memleket idaresini D nin elinden alacağız. İsmet İnönü, seçim kanunu ne olursa ol- sun, ilk seçimlerde D P. nin düşe- ceginden artık emindir. Bu mevzu da kendisiyle görüşenlere, haftanın ortasmda şöyle dedi: —Ben seçimler sırasında söyledim Akılları varsa, ayattayken düşerler dedim. Haklarında hiç bir haksızlık yapılmamasını, galeyana gelecek hisler altında ezilmemelerini AKİS 4 MAYIS 1958