ğılacaktır. Tebliğde her görüşülen husus elbette ki belirtilmiyecektir. Fakat tebliğin, C. H arşı bes- lenilen ümitleri suya düşürmeyecek, emektar partinin azmini belirtecek, böylece gozlerı bu müesseseye dıkıl- miş olan diğer müesseselerin ve şa- hısların cesaretini — kuvvetlendirecek bir mahiyet arzetmesi şarttır. Beledi- ye ve muhtar seçimlerine gelince. Bunlara iştirak edileceği tabiidir. Bi- linmeyen, bunların D. P. iktidarı ta- rafından ne zaman yapılacağından ibarettir. İsmet İnönünün fikrinin, i D.P. nin seçim kanununu degış— tirmesine fazla bel bağlanmadığı, se- çimlerin kanun ne olursa olsun mut- laka kazanılacağı, daha doğrusu, ka- zanılması için elden gelenin yapılaca- ğı fikrinin umumi efkara duyurul- ması son derece faydalıdır. Bunların hepsinden daha faydalı olan ise, nin kendi kendisini buldugunun alenen ve resmen, her- kesi tatmin edecek tarzda ılamdır Hükümet Tebdili mekândaki ferahlık u hafta içinde Ankarada, cad- delerde, inanılmaz — derecede gıik, son model, lüks bir siyah oto- mobil . göründü. Bir çok yerde halk otomobilin etrafında toplandı ve a- lâkayla tetkik etti. Bazı — kimseler pırıl pırıl yanan karoseriye ellerini sürüyorlar, orasını burasını muaye- ne ediyorlardı. Araba hakikaten çok ü i mrükten — yeni olduğu , anlaşılıyordu. Kır- plâkası mızı üzerinde — 0012 Dr. Namık Gedik Penceredeki — perde AKİS 3 MAYIS 1958 zıyordu. Otomobilin yolcusu Milli Eğitim Bakanı Celâl Yardımcıy- dı. Anlaşılan eski makam araba- sı yıpranmıştı. Eee, tabii kolay değildi. Emektar Chrysler sadece Bakanı hergün dairesine götürmek- le — kalmamıştı. Sabah ve akşamla- riı da küçük — Yardımcıyı — evinden mektebine, mektebinden evine taşı- mıştı. Bu yüzden, döviz fedakârlı- ğıyla yeni bir araba teminine zaru- ret hasıl olmuştu. Gerçi D. P. mu- halefetteyken, onun Meclisteki tem- silcileri hususi hizmetlerde resmi o- tomobillerin — kullanılmaması — için gırtlaklarını paralamışlardı. Ama Celâl Yardımcı 1950 Demokratı ol- duğundan bu mevzuda daha ziyade "Bakanlık arabamı, istersem limon almaya gönderirim" diye — zamanın Celâl Yardımcı Gıpta uyandıran otomobil muhaliflerine meydan okuyan C.H akanı Cemil Sait Barlas gibi du— şünüyordu. Otomobili caddelerde gö- renler "Bakalım, dah ne kadar za- man kısmet olacak" diye mırıldan- dılar. D. P. li mılletvekıllerınden ba- zıları ise, kendilerini güzel araba- nın ıçınde hayal ettiler. B bakanın avdetini müteakip kabinede bazı tadilât olacağı — rivayetleri bu hafta da başkentte bütün kuvvetiy- le devam etmişti ve bir çok kimse Milli Eğitimi Bakanlığını, üzerinde oynanacak bakanlıklar arasında sa- yıyorı Dogrusu istenilirse D. P. Gru- bu böyle bir tadilâtı lüzumlu bulu- yordu. Grubun nabzını yoklamakla Vazifeli "emniyet edilir" milletve- killerinin bu temayülü Genel Ba kana ulaştırmamaları imkânsızdır. I- YURTTA OLUP BİTENLER Emin Kalafat Geçmişe hasret şin, Genel Başkan tarafından mem- nuniyet sebebi sayılacak bir tarafı vardır. Temayul göstermektedir ki, işlerin iyi gitmemesinden sorumlu tutulan hâlâ Başbakan değil, onun etrafındaki yıpranmış şahsiyetlerdir. Esaslı olmasa da, bakanlar arasın- da yapılacak bir yer değiştirme, bir kaç kişinin kabine dışı bırakılarak yerlerine yeni simaların alınması tu- tuma bir canlılık verebilecek, Gru- bu Meclisin tatiline kadar sakin kı- labilecektir. Zira Grupta, — bilhassa azı Bakanlara karşı geniş memnu- niyetsizlik — duyulmaktadır ve — bu memnuniyetsizliğin şahıslarda kalıp hükümetin heyeti umumiyesine sira- yet etmemesi birinci derecede lâkalılar için elbette sayam temen- ni sayılmaktadır. Bu hafta, tenkitlerin en şiddetli- leri gene İç Kabinenin iki rüknü ü- zerinde toplanıyordu Devlet Baka- nı Emin Kalafat ve İçişleri Baka- nı Dr. Namık Gedik, tamamiyle ay- rı hatta 180 derece farklı sebepler- den dolayı şikâyetlere yol açmakla beraber bu mdan aynı durum- da görünüyorlardı. İşin alâka uyan- dırıcı tarafı şuydu ki, topyekün Grubun tenkit okları altında nanlar birbirlerini iğnelemekten de geri kalmıyorlardı. Bu ise. duruma daha karışık bir veçhe Verıyordu. Dr. Namık Gedik parti içinde sekre- ter, sertlik taraftan cereyanı tem- sil ediyordu. Pek çok kimse İçiş- leri Bakanını Başbakanın dışarıya, dış dünyaya bakan penceresi önüne çekilmiş bir perde sayıyor Ve o de kalktığı gün Adnan — Menderesin hakiki vaziyeti görüp anlayacağı, 0- 7