Japon Mucizesinin Esrarı ndokuzuncu asrın ortasına ka- r ortaçağ adası 0- stemlekecilerin ra- üzerine, onlar gibi sanayıleşmış modern bir memleket haline meye karar, verdi. İşte Mejji devrı böyle başladı ve Birinci arbinin arıfesınde, Pierre beğe Madamı artık ip- memleketi değildi. Dünyanın başlıca sanayi memleket- leri arasında sayılıyordu. 1920 hmnda ziraatta çalışanların aal — nüfusun yarısına İ (Turkıyede 1955 yılında bu nisbet Z yüzde 76,8 dır) Japonya dün- ya pazarlarında son derece çekını len bir rakipti. Teknik ve — iktisadi mevcut olmadığı bir devirde ya iktisadi kalkınmasını başına nasıl başardı? kımdan temel mesele, kalkınan her memlekette olduğu gibi, sermaye teşekkulunun teminiydi. Bir taraf- | iç tasarrufu artırmak, diğer ta- raftan sermaye malları ıthalı için ge rekli dövizi temin etmek lazımdı. Hayat seviyesinin çok düşü bulunduğu ve susi - teşebbüsün 4, mevcut olmadığı bir zamanda, ya- tırmalara gidecek tasarrufun orta- ya çıkartılması işi tabii ki devletin üzerine düşmektedir. Devlet bu me- seleyı nakden ödenen bir arazi ver- gısı sayesınde halletti. Bu, arazinil haki eğerine dayanılarak oturtu- lan ve mahsulün yı veya kötü ol- masına bağlı bulun! an randıma- nı yüksek bir vergıydı 1882 yılında butçe gelirlerinin yüzde 82 sı, arazi vergı sinden geliyordu. Sanayileş enin gerçekleştırıldıgı 1920 yılında bıle, bu vergi, bütçe gelirinin yarı- sını temin etmekteydi. Ziraatın ağır bir şekilde vergılendırılme ne mu- kabil, sanayi sektöründe — vergiler çok haüf tutulmuş, hattâ birçok sa- nayi koluna sübvansiyonlar — veril- miştir. Devlet bu sabıt ve randıman- h gelir kaynağı sayesinde arzu etti- ği yatırımları yapmak veya yaptır- mak imkânını bulmuştur. Demek 0- luyor kı Japonyada, sanayileşmenin yükün! aşımak ziraata düşmüştür. Zirai sektorun odedıgı, adalet hissine hç yer vermiyen arazi ver- gisinin müsbet tesırlerı sadece ya- tırımlar için gerekli tasarrufun te- minine inhisar etmemiştir. Iyı kötü hava dinlemeyen bu ağır vergiyi o- © yardımın apon- acaba tek ihracı karşılığı, bir ithal hakkı tanın- maktaydı. İşte takas dolarını 25-30 liraya çıkartan, serhestçe satılan bu ithal hakkıydı Bu sistem dolayısiyle, gemısını kurtaran kaptandır hikmeti- uyarak Demiryolları İşletmesi bile fıııdık ihracına başlamıştı Yeni ka— rar bu cazip kapıyı kap tadır. ra bir mal takasa verıldıgı takdırde, AKİS, 3 MAYIS 1958 İktisadi ba- VT Doğan AVCIOĞLU demek için çiftçi, bir kı: mahsulıın büyük mıştır. Bu sayede zirai nüfus a- alırken, randımanlar yükselmiş ve ziraat s azar — ekonomisi- ne d hıl edılmıştır Tabıı ki ancak fakat r bir idare, çıftçılerı, fazla ıstıhsal edıp az ye- meye zorlıyabilirdi. Japonyanın halletmesi lâzım ge- len ikinci mesele, yatırım malları- ’ nın ve teknolojinin ithali için gerekli dövizin teminiydi. Dışyardımın an- cak Ingıltereden yapılacak mahdııt ıstıkrazlara ı nhi virde, Japony: na dayanma k zoru daydı. Kalabalık bir nufıısa sahip olan bu memleketin zirai mahsul ıhtıyacından da fazla yoneltm cadedılmedıgı, bırakınız geçsi olduğu bir tarh zaruretım gördü ve yatırımların im bir kısmını döviz getiren pek ve pamuk sanayiine yönelt- mesini bildi. Kısa bir zamanda Asya ve Amerikanın tekstil ihracatçısı haline gelen Japonya* döviz mesele- sini işte. bu şekilde halletmıştir. yapsın ülünün hâ- te, bu tercih Teknik bakımdan müessir bü- yük teşebbüslerin kurulması kân verilmesi ihracat ve ıthalatın meslek grupları tarafından müşte- reken yapılması da rasyonel bir dış - ticaret sıyasetının tatbikini mümkün kılara öviz teminini kolaylaştır- mıştır. Döviz sıkıntısı ortadan kal- kınca, Japonya i olmamıştır. Maam kınma herşeyden evvel aylak üsrif agaları olan Samuraılerın, Kralıçe Victoria devrinin püriten ışadamla— rıyla boy Ölçüşebilecek muktedir dareciler ve müteşebbisler haline gelmesiyle gerçekleşmıştır Ja- ponyanın yeni ze ngınlıklerını elle- rindi>, tutan Samuraileri, köşk, ray, harem ve sefahat yerıne fabrı- kaya iten kuvvetin kaynağı, sosyal psikoloji mutehassıslarının henüz çözemedikleri bir sırdır. mukabilinde getırılecek malın tamamı tevzie tâbi tutulacal Diğ iğer taraftan K/1051 sayılı ka- rarnamenın birinci maddesi s primlerinin geçırılmesme m maliye e müsâade ettiği hâlde, Aker, Izmırde yaptı- ğı beyanatta, takas primini yı reddetmektedır Yem bir takasa gı- Abdullah Aker Takasa da yasak dıtmeyecegıne göre, böyle bir, mese- lenin mevcut olmadığını söylemekte- - dir. Fakat dış ticaret realitelerini ta- nıyanlar hâlen takas yolunun kolay kolay terkedileceğine inanmamakta- dırlar. Takasa, realiteler sürükle- mektedır Alâkalılar Akerin tekzibi- ne rağmen, israr edılırse bu kararla- rın sonunun bir Takas Ofisi kurma ya müncer olacagını duşunmektedır- ler. Tıc ret Bakanının bu tekzipleri- nin "et sıkıntısı ortadan kalkmıştır" sözlerinden ıddı olduğunu temenni etmek İâzı A, B. D. Dış yardıma sa eçen hafta Temsılcıler Meclısının Dışişler Komisyon! dı yardım tahsısatını 339 mılyon azalt- ması, Amerikan Kongresinin bu yıl da dış yardım düşm. anlıgından vaz geçmedıgını göstermiştir. Bu azalt- bir — başlangıçtır. — Temsilciler Meclısının daha büyük — çapta bir budamaya hazırlandıgından Was- hıngton da kimsenin şüphesi Yardıma taraftar temsılcıler bi- seçım çevrelerinde issizlerin sayısı çogalırken yabancıları düşünmenin mevsımsız olacağını saklamamakta- metten Dış yardım yerine ışsizlık tazmınatını artırmasını, vergileri indirmesini beklemekte- dirler. "E sonra canan" k 5 hükümetin bu yılki dış , yardım talebi geçen seneye nazaran çok azdır. 1957 de 4.8 milyar ıste yen Eısenhower Hukum eti bu l 3.9 milyara razı olmuştur. Ama Kongre bu miktarı da çok bulmak- tadır.