selâ bir Dizzy Gıllelspıe orkestrasının tesirini yapacağı sanılamaz. Bunun- la beraber davulcu Joe Morello'nun her yerde olduğu gibi bizde de halkı coşturacağı şüphesizlir. Brubeck Kuarteti, Amerîkan'Dış— 1şler1 Bakanlığının kültür program gereğince Türkiyeyi ziyaret etmekte— dir. Bu programın. Amerikan musiki kültürünü temsil etmek üzere dünya- nın dört bucağına gondenlen sanatçı- lardan her memleketi musavı nisbet- lerde faydalandırmadıgı rTülmekte- dir. Meselâ Türkiyeye Mınneapolıs Or kestrasından beri bu programdan hiç bir sanatçı gelmemıştır Caz sa- hasında iki yıl ö ürkiyeye ge- len Diz,zy Gıllespıe den bu yana hiç bir caz topluluğu dünyanın bu ta- raflarına uğramamıştı. Oysa Ameri- kan Dışişleri Bakanlığının, ve kültür Togramlarını hazırlayan ANTA'nın caza büyük bir propaganda değeri verdiği bilinmektedir. Propagandayı bir memlekette bu kadar seyrek ara- Yıldız Dağdelen Kulaklarınızın pasını siliniz! lıklarla uygulamak herhalde istenen tesiri çok azaltır, belki de hiçe indi- rir. İki ıllık bir fasıladan sonra Tür. kiyeye, caz musikisini çok daha iyi temsıl edecek sanatçılar yerine Da- ve Brubeck Kuartetini yollamak bir strateji ve taktik hatasıdır. Dave Brubeck Kuarteti yerine, bu sıralar- da turnede bulunan Max Roach Ku- inteti, Woody erman Orkestrası. Lionel Hampton Orkestrası tercih edilmeliydi. Bunlar dışında, dünya turnesine çıkmış bir çok Amerikalı sanatçının ve topluluğun -Isaac Stern'in, Juilli- ard Kuartetinin, Mitropülos, Reiner, Stokovski, Szell gibi şeflerin, Serkin, Istomin gibi piyanistlerin, Filâdelfi- ya ve Juilliard Öğrenci Orkestrası gibi senfoni orkestralarının vs. -Tür- kiyeye uğramıya hiç niyetleri olma— dığı anlaşılmaktadır. AKİS 22 MART 1958 sSPOR Basketbol Bir mektep kuruluyor ürkiyeye gelen en kuvvetli bas- ketbol takımının kaptanı Teğmen Frank Selvyn, kendisine hayran hay- n bakan basketbol meraklısı ziya- retçılerımle konuşurken: Seyrettiğiniz. Amerika Ordu Basketbol takımının teknik kudreti- ni gözlerinizle gördünüz. Ekibin kap- tanı olarak sizlere şunları söyleme- liyim ki, Amerika basketbolü, bugun erika haricinde bilinen .ve oyna nan basketboldan bir hayli 1lerde— dir ve gerek'dış görünüşü gerekse bu oyunla ilgili çahşmalar çok değişik- tir.. Bana Fra Ordu takımını yendıkten sonra bırçok Türk arkada- şım "Hangi oyunları yaptınız? Gör- mediğimiz taktıkler kullandınız mı ? Nasıl oluyor da takımınızda bu kadar süratli dev adamlar bulunuyor?" yol- lu sualler sordular. Cevaplarım açıktı. erikan Basketbol Mektebinin ders- leri, neticeleridir. Türkler nasıl ki Güreşte usta ve kuvvetliyse biz de Basketbolda kuvvetliyiz. Sizde küçük çocuklar nasıl ki adeta bilerek güreş tutarsa, Amerikadaki yaşıtları bir Basketbol topunu aynı ustalıkla pota- ya fırlatır. Bunlar kurulmuş spor o- kullarıdır. Onları genişletir, ilerletir başarılar kazanırız. Türk basketbol- cuları zeki, sürati intikalleri adamlar cak gerek ilk bilgi, da metal) gerekse çalışma ve fi- ziki kondisyon eksikleri var. Bunlar da, basketbolun gençler arasında ve okullarda daha popüler hale gelmesi, daha bilgili oynanması ile elde edilir. Türkiyede ileri basketbol kaideleri ile çalışan, coach'lu onbin genç bas- ketbol takımı kurulduğu zaman, Türk basketbol mektebi de kurulmuş ola- caktır" diyordu. Frank Selvyn, fevkalade bir bas- ketbol oyuncusu olduğu kadar görüş sahibi bir teknisyendi. Türk basket- bolundaki ciddi ve büyük eksikleri hemen görmüş, derdi açıkça söylemiş- ti. Her ikisi de aynı boyda olsalar da- hi, Amerikalı oyuncu Türk' rakibin- den daha fazla sıçrıyor, daha ısabet— li şut atıyor, daha süratli koşuyor ve oyunun esaslarını daha iyi biliyor- du Basketbol adeta bir ana mektebi sporuydu. Orada başlıyor, orta okul— da gelişiyor, lise ve kolejde yüksek seviyeye ulaşıyordu. Bizdeki alaylı basketbolcular basketbolun 11m1 esas- ihaber "oyunculardı" On- ve idareciler, dahi varma- yan teşkilât mensupları, basketbol halkında fazla bir bilgiye sahip ol- mayan basın, basketbol mektebinin kurulmamasında mühim rol oynayan engellerdi. Bütün hareketler kalkın- ma gibi görünen zahiri tezahürler ferdi çalışmaların eseriydi. ğer Amerika Ordu takımı kap- tanı Frank Selvyn, geçen haftanın sıra hakem son günü Spor Sarayının soğuk sa- lonuna bir uğramış olsaydı, hayli en- teresan sahneler görecek, belki hay- ret edecek belki de Türk basketbol mektebinin artık kurulmuş olduğunu sanacaktı. cak bu bir zahiri kuru- luş, gene şahıs gayretine dayanan iki kulüp içindeki ilerlemeydi. Bu defaki tezahürün kahramanları iki genç a- dam ve 24 talebeydi, iki genç a- dama Yalçın Granit ve Önder Dai derlerdi. İlki Galatasaray, sonraki' Fenerbahçe genç basketbol ekipleri- nin antrenör Coach'uyı Granit. başarılarla dolu oyuncu- luk hayatını kapadıkt sonra gene Galatasarayhları yetıştırme işini üze- rıne almış, ciddi ve gayretli çalışma- kendınıpek seven talebelerine ko- layca naklettiği bilgisi ile mükemmel bir genç ekip meydana getirmişti. Önder Dai'nin antrenörlük hayatı daha eskiydi. Genç milli ekibe Coach'- luk etmiş, modern 1.asketbol üzerin- deki çalışmalarıyla Fenerbahçe ku- lübüne boyca küçük, fakat dinamik; ve bilgili bir basketbol takımı hazır- lamıştı. Gençler hususi hayatlarında yakın arkadaş, sahada iki "ezeli,, ra- kiptiler. Galatasaray- Fenerbahçe ma- çı için hususi kamplar yapıyorlar, ho- calarını en ileri basketbol, ülkesinde- ki kadar ciddi ve inanarak dinliyor- lar, mağlübiyete ender görülür şekıl— de üzülüyorlar, kazanınca bir o - dar seviniyorlardı. Onlar ıstıkbalın bü yuk basketbolcularıydılar. İşte, geçen haftanın son gün bomboş spor salonu fevkalâde bır Galatasaray - Fenerbahçe genç bas- ketbol maçına sahne olmuştu, Birbir- lermı gayet iyi etüt ederek hazırla- hakiki bir Amerikan koleı basketbolu havasındı aynı he- yecanla çetin bir mücadele ortaya koymuşlardı. Yalçın Granit, ekibin— deki yüksek boy vasatisi ile uzak şut larına, önder Dai Türkiyede ilk defa kullanılacak bir defans tabiyesiyle pota dibinde hücumlarının yapacağı aktilr'Çalışmaya güveniyordu. Oyun Coach'ların — arzuladıkları tempoyla Galatasaray bilhassa hü- cum rebount'unu lehine çevırırken isabetli' uzak şutlarla sayı çogaltmış, Fenerbahçe rebount eksikliğine rağ- men başarılı bir defans kurarak'da- a yakın mesafelerden şut imkânı a- ramıştı. Kaliteli geçen maçı Galata- saray bir basket farkla lehine çevire- cek ve 44-42 kazanacaktı. Gençler hemen maçtan sonra bir sonraki mü- sabaka için tartışmalara başlamışlar daha iyi taktikler, daha iyi şutlar labilmek için çahşmalarını arttırmış- lardı. Granit ve Dai de yeni planlar peşındeydıler İşte basketbol mekte- inin şekli ve heyecanı buydu. Fener- bahçe ve Galatasaray, Frank Selvyn'- in kurulmasını şart koştuğu onbin ekipten ikisi Granit ve Dai ise onbin Coach'dan ikisiydi. Daha pekçok ek- sik takım, eksik Coach vardı. cak bütün mesele zihniyetteki' eksıkleydı 33