İKTİSADİ VE MALİ Fındık Dalda durduğu gibi durmuyor Dış Ticaret Fındıkçılık ekziplere herkesın muafiyet — ka- zandığı şu günlerde Ticaret Ba- kanlığı, elde kalan fındığın takasa verileceği hakkında geçen hafta ga- zetelerde çıkan haberleri yalanlıyor- du. 1956 mahsulü çok bereketli ol- duğu için mecburen akasa verilmiş- ti. Ama 31 Aralık 1957 tarihinde ki- barca "mal ithali mukabilinde ihra- cat" diye isimlendirilen takas yasak edilmişti. Bakanlık, hiç değilse findik babında şu ugursuz takasın semtine deki dokuz — bin skalya yortuları var- dı. Fıskobırlık mutaddan biraz bece- rikli' davranırsa, 1957 lının bere- ketsiz otuz bin tonluk mahsulünden elde kalan dokuz bin tona, takasa başvurmadan müşteri bulunabilirdi. Yalnız 1958 mahsulü yaklaşmaktaydı. Fındık zeytin gibi iki senede bir be- verdiğine göre bu yılkı 1st1hsalın hattâ' 1956 mn altmış beş bin tonluk rekoltesini a beklenmekteydı 1956 yılı mahsulunu olduğu ıçın takasa acaba aman ne yapacaktı? 1956 yılı 1stıhsalın1n ihra- cat maceralarını hâlâ unutmayanlar Bakanlığın kendi kendini tekzip et- mesinden korkuyorlardı Yaz boz tahtası 956 ihracatı hakikaten, bir fiyas- ko olmuştu. Ticaret Bakanlığı Eylül ayında 100 Ker. iç fındığın ihra- catına 120 dolar fıat biçilmişti. Lüks 30 bir ihracat maddesi olan fındık i- çin, Avrupalılar bu fiatı yüksek bul- dular. Bakanlık, anlayışlı davrana- rak, fiatı 111 dolara indirdi. Tüccar- lar bu fiat üzerinden bır çok anlaş- malar yaptılar. a k nlık -hik- metinde sual olmaz, on fındık fiatını i fındıkçılığa pek alışık olmayan Avrupalı alıcıla- rın hevesi kırılmıştı. Âyinei devranın ne göstereceğini hele bir bekiliyelim dediler. Zaten kolay kolay safdil adı verilemiyecek plan Avrupalı alıcılar, elinde fazla stok bulunan Türkiyenin fiatları kıracağını düşünüyorlardı. arada müstahsilin hâmisi Fıskobırhk mirperde gerisi memleketlere 130 140 dolar gibi parlak Hatlarla satış- lar yapıyordu. Ticari , kabiliyetleri Fiskobirlikle aşık atamayaca dar düşük olan Demirperde memle- ketleri, bu fındığı 95-100 dolar fiat- la yeniden Avrupaya ihraç ediyor" lârdı. Erbab olmayanın bu ticarete akıl erdirmesi doğrusu çok — güçtü. Halbuki aslında mesele basitti: De- mirperde ,gerisi memleketlerinin pa- fasının degerı Avrupa memleketle- rinin parasından © 35 düşüktü. Bu kımdan onlar kâr bile ediyorlardı. Fiskobirlik de fındığı kâğıt üzerinde 130-140 dolara satarak şerefini kur- tarıyordu. Alan memnun, satan mem- nundu. Bizim kazanacagımız dövizin Demirperde gerisine gitmesine ve rupa pazarında İtalya ve Ispanya— nın rekabeti yetmiyormuş gibi bizim fındığımızla Demirperdenin bize Tra- kip kesilmesine. Dek aldırış etmeye lüzum yoktu. Mühim olan Ticaret, Bakanlığının kararına harfiyyen ria— SAHADA yet etmekti. 114 dolar fiat — biçileni fındığı kâğıt üzerinde de olsa 130-140 dolara satan Fiskobirliği tebrik eti mek Jlazımdı. Böylece yılbaşına ka- dar 22 bin ton fındık satıldı. Elde hâlâ 40 bin tonluk stok vardı. 1057 rekoltesıne zarar mesi için, bu un mutlaka erıtılmesı £ rı beğenmeyen Ticaret Ba- kanlığı, fındıgı 108 dolardan takasa vermeye çaresiz razı oldu. Ama hiç değilse fındık karşılığında getirile- cek olan mal arı, 21 sayl tevzi sir- küleri hükümlerine göre muameleye tâbi tutmayı duşundu Gelgelelim do lara; 25-30 lira ödemeye 1thalatçılar bu kayıtlı şartlı ithalât için fındık ihracatına iltifat buyur madılar. Çaresız kalan Bakanlık ni- hayet düpedüz takasa müsaade et- i. Fiskobirliğin sozde 108 dolara sat- tığı fındıklar, rupa piyasalarında 55-60 dolara satıldı. Bakanlık, bunun normal bir muamele olmadığını bili- yordu. Ama fındığı mutlaka satmak lâzımdı Sonra Fiskobirliği düşünme- mek olmazdı. Birlik fındığın kılosu— nu 340 kuruşa mal etmişti. Çok Z. rar edebilirdi. B beple takas hu— susunda tereddüde mahal yoktu. 31 Ocak 1958 de, 1956 mahsülünün taka- sına son verilirken Fisköbirliğin elin- de sadece 4 bin ton fındık kalmıştı. Eylül ayında fındık fiatı 100-110 bi- çilseydi ve yazboz tahtasına döndü- rülmescydi iş işten geçtikten sonra 60-70 dolara findık satılmıyacaktı. Beceriksizlik yüzünden asgari milyon olar döviz kaybedilmişti. Kazanılan dövizin de ne fiatı, ne ka- litesi bilinmiyen bazı fuzuli sayılabi- lecek ithal mallarına gıtmesı yoklar devrinde cabadan bir kayıptı Fisko Monopolü 957 yılında da 1şler tüccarlar ba- kımı medi. Ticaret Bakanlıgı secım arıfesınde kabuklu)| fındığa cömertçe 210 kuruş fiat biç- misti. 100 Kgr. iç fındık nakliye da- hil 440-450 liraya, yani 157 dolara malolmaktaydı. Halbuki ihracat fia- tı. geçen yılki tecrübeden ibret alına- rak 100 dolar tesbit edilmişti. Ara- -la 57 dolar fark vardı. Takastan ağ- zı yanan Bakanlığın, prim verme yo- luna gitmekten başka çaresi yoktu. Ama meyi sevme- yen. Bakanhk fındık 1hracatını mün- hasıran Fıskobırlıge vermek şartıyla bu yola gitti. Başlangıçta ihracatçı tüccara bir komisyonculuk sıfatı tanıdıy: bu imtiyaz bilâhare kaldırıldı Fıskobırlık 1hracatı tek el- den idare edecekti. İç ve dış fiat- lar arasındaki fark Ziraat ve Mer- kez bankaları tarafından kapatılı- yordu. Serbest ticaretin hüküm sür- düğü memleketimizde bu Fisko inhi- sarı pek hoş değildi. Ama bu sistem, eski takas sistemine herhalde tercih edılmehydı Mühim olan, fındıkların makül bir fiatla 1hracı ve karşılı- AKİS, 22 MART 1958