YURTTA OLUP BİTENLER Ankara Konferansı Beklenen misafir Bu haftanın son günü öğle vakti Esenboğa Hava Alanında topla- nanlar, dört motorlu boyasız alemin- yum uçağın inmesini beyhude yere beklediler. Üzerinde MATS yazılı askeri nakliye uçağı iki defa alçal- dı, inmeğe çalıştı. Fakat nafile.. Git- tikçe artan sis. inişi çok tehlikeli bir hale getirmişti. Hava meydanının görmeye pek alışmadığı kamyonlar- la köylerinden getirilen karşılayıcıla- rın hiç bir şeye hayret etmiyen ba- kışları arasında, U. S. A. F. 8611 CI21 numaralı uçak sissiz İstanbula doğ- ru uzaklaştı, bir saat kırk dakika sonra Yeşilköye iniyordu. Uçaktan evvelâ Amerikan filmlerinde görme- ye alıştığımız iri yarı, kartal bakış- larla etrafı tarayan iki dedektif çık- tı. Bu arada Vali Mümtaz Tarhan ve Em 1yet Muduru Hayrettın Na— kiboğlu telâşlı adımlarla uçağın ya- nına koştular. Bizim Vali, kartal ba- kışlı adamları mühim kimseler zan- nederek üzerlerine gitti ve — ellerini sıktı. Sonra kimler olduklarını öğre- nince Tarhan "'Dışışlerı Bakam uçak- tan inmiyecekler mi?" diye tercüma- na sordurdu. Dedektifler evvelâ em niyet meselesini garantilemeye çalı— şıyorlardı. Vali cevap vermeden ön- ce Birleşik Amerikanın İstanbul Baş- konsolosu R. Miner'den emniyet işle- ri hakkında izahat aldılar. Havada kar ve müthiş soğuk vardı. 6-7 - kika beklemekle geçti. Nihayet ale- minyum uçağın kapısında iki üç genç diplomat, sonra mühimce bir adam, daha sonra herkesin tanıdığı Dulles çıktı. Gayet mütebessim, dinç ve sıhhatli görünüyordu. Başkonso- los evvelâ kendini, bilâhere selefiyle yarış eden Vali Tarhanı takdim etti. İstanbul gazetelerinde resmi en ço çıkan adam olan Vali, Dulles'a — "Si- zi karşılamakla şeref duyuyorum" iedi. Teşrifata kanıksamış Amerıka— da Dulles: "Bay Vali benini bura ineceğimi herhalde beklemıyorlardı kendilerine zahmet verdik. araşmış olanaktan çok memnunum cevabını verdi. Söz sırası şimdi Va- linindi: "Başvekilim — sizi Ankarada merasımle karşılamak için enbo- ğa Hava Alanında bekliy rdu Uça— rınız Ankaraya inemeyince bana te- lefonla derhal sizi karşılamam, arzu- lârınızı yerine getirmem, istirahati- nizi temin etmem ve ayrıca iyi, dilek- lerini bildir. için emir verdiler" dedi. Mizaç 1tıbarıyle herzaman çok rahathareket eden Tarhan son de- rece heyecanlıydı. Sazı Şimdi Dulles haline almıştı, bakalım ne söyliyecek- ti; "Uçağımla Ankara üzerinde u- çarken Başbakanla telsiz vasıtasıy- latmesaj teati ettik. üze- rinde birkaç defa dolaştık, inişe te- şebbüs ettik. Fakat tipi yüzünden hiç birşey görünmüyordu, çaresiz İstan- bula geldik". Saz yarıcı devam e- derken Dulles'da uçaktan inmişti. Hep beraber Yeşilköy Hava Meyda- nının Şeref, salonuna geçildi. Misa- firlere kahve ikram edildi. Dulles kahveyi hemen hemen hiç konuşma- dan, fakat etrafım tetkik ederek yu- dumladı. Kartal bakışlı iki gölge de- dektif, Dulles'in etrafından ayrılmı- yordu. Elleri tabiit hep — ceplerinde idi. Sert kafaları da radar cihazı gi- bi hiç durmadan dönüyordu. Koru- dukları adam, gülmediği zaman -na- diren gülüyordu— gayet — somurtkan bir çehreye sahipti. Gülünce, Kasım Gülekvari gözlüklerinin altından pek antipatik gozukmuyo Kahvesi bitince ayağa kalktı. Sıyah paltosu- nu çıkardı. Sabırsız bir tavırla bir o- raya bir buraya yürümeğe başladı. Anlaşılan Dulles'i daha Turkıyeye gelmeden önce "Görülmemiş İmar" Turkıyesının çamuru hakkında tenvir dahıl herkes — biliyordu: şhu Pakta katılacak mıydı"" Berdıng bilinen; fakat şim- diye kadar açıkça soylenmıyen ce- vabım verdi: "Pakt dışında kalan A- merika Orta Doğuya daha faydalı olacaktı. Bölgede Amerikanın bir nüfusu vardı. Bunu hatırda tutmak zorundaydı," Berding samimi ko- nuşmuştu. Meşhur pakt o kadar şöh- retliydi ki, içine giren koskoca Sam Amca bile Olsa nüfuzunu kaybedebi- lirdi! Elbette sadece Nuri Saidi de- ğil, Nasırı, Suudu, Nehruyu, Sukar- noyu, Kuvveyiyi de düşünmek lâzım- dı. Berdıng "Sam Bu arada Dulles sabırsızlanıyor- du. Paltosunu — giydi, dışarı — çıktı. Terminalin üçüncü katına tırmandı, Hava Trafik Kontrolu ve Meteorolo- ji odasına girdi. Vali, Vazifesini — müdrik Emniyet Müdürü derhal ardın- Lloyd ve Dulles Ankarada, Konferansın, etmiş olacaklardı kı ayakkabılarının üzerine lâstik giym Dulles kahvesini 1çerken İstanbu- lun vazifeşinas Emniyet Müdürü Na- kiboğlu gazetecileri Dışişleri Baka- nının yanına yaklaştırmam aya ça- lışmaktaydı. Bu işte Orta kral ve kralıçelerını karşılarken az çok tecrübe sahi muştu. Ama şu bir türlü ele avuca sığmıyan gaze- teciler, ne yap p yapıp Başkonsolosa sokuldular ve D lles'a — konuşmak istediklerini soyledıler. Biraz sonra Dulles, vazifeşinas Emniyet Müdü- rünün üzgün bakışları altında şerefi salonunun kapısına çıkarak gazete- cilere poz verdi. Kendi adına muha- birlerle konuşmak üzere de iki üç genç diplomattaki sonra uçaktan çı- kan yardımcısı Berding'i memur et- ti. Gazetecilerin soracağı ilk suali' primadonnaları dan koştular ve üç adım sağ gerisin- den Dulles'i takip ettiler. Diğerleri da daha geriden geldi. Gazeteciler o- danın dışında kaldılar. Amme hizme- ti gören muhabirleri hatırlıyan meş- hur Nakiboğlu dışarı çıktı ve onla- ra bir "demeç" verdi: Dulles telsizle Başbakanla görüşecekti. Ancak, lap demeden 1leblebiyi anlıyan - Emniyet Müdürü yanılmıştı. Dulles — sadece Hava Trafik Kontrolleriyle ve — ra- sıtlarla Ankaradaki durumu hakkında konuştu. Sonra Dulles ön- de, diğerleri arkada şeref salonuna dönüldü. Burada Dulles. Valiye kara. rını bildirdi: "Ankarada kar tipisi devam etmekteydi. Fakat hava Za- man zaman inişe müsait hale geli- yordu Saat 16 da hareket edilirse, üçte bir şansla Esenboğaya inmek, imkanı vardı. AKİS, 1 ŞUBAT 1958