ÇALIŞMA İşçiler Bir yıldönümü 955 yılının — soğuk Ocak sonlarına doğru idi. Vakit geceya- rısını biraz — geçmişti. Zonguldak Ereğlisi madenlerinin Sulu- damar ocaklarında işçiler nöbet de- ğiştiriyorlardı. Dışarı — çıkan işçiler ayının Akis Mecmuası Yazı İşleri Mü dürlüğü Ovehan Kat 3 Daire 7, Rüz- gârlı Sok. Ankara. Kanuni hiçbir mecburıyet olmadığı halde işçileri i- çin üÜcretli yıllık mezuniyet usulünü ihdas ve tatbik etmek suretile. de iş- çi haklarına Ve menfaatlerine atfet- tiği büyük değer ve ehemm ma ispat etmiş olan İstanbul Hilton iyeti dai-. hakkında yanlış bir intiba hâsıl eden yazınızın neşrinden önce hiç olmaz- İdaremizle görüşülmüş olsaydı, mahiyet ve mana itibariyle tamamen farklı olduğu, en ufak bir tefrik mu- amelesinin mevcut olmadığı görülür, üstelik bazı Türk işçilerinin — sözde haksız olarak işten çıkarılmaları se- bebi olarak gösterilen hâllerin hiçbir esasa dayanmadıgı Türk veya ya- bancı hıçbır isçinin — bugüne kadar keyfi veya haksız bir — şekilde işten asla çıkarılmadığı anlaşılırdı., 3.. Otel personel müdürünün bu sözde hâdise karşısında sözde takın- dığı tavır hakkında — verilen tafsilât ile Otelin -700 e yakın personeline ve ayrıca onların ailelerine atfet- tiği değer ve saygının güzel ve sa- mimi bir ifadesi olarak- her yıl ol- duğu gibi bu sefer de tertiplediği personel balosuna personelin isteksiz, Bir kömür ocağında işçiler Oteli hakkında mecmuanızın 18 O- cak 1968 tarihli sayısının 22 nci sa- hi fesinde "Çalışma" bölümünde üç sütun üzerine intişar eden ve yanlış bilgilere müstenit bulunan yazı hay- ret ve teessürümüzü mucip olmuş- ur. Bu münasebetle aşağıdaki hu- susları bilhassa tebarüz ettirmek is- Gi 1.- İlk açıldığı gündenberi Oteli- miz, işçi hak ve menfaatleri üzerin- de azamı dikkat ve hassasiyetle dur- muş,' bu bakımdan cidden Örnek bir müessese olmuştur. Bu itibarla, Ote- limizde Türk ve yabancı personel a- rasında hiçbir tefrik yapılmamıştır, yapılamaz 2.. Otelimizde sözde tefrik yapıl- dığı bahsinde ele aldığınız mevzu lâ- yıkile tahkik — edilmiş ve — Otelimiz AKİS, 1 ŞUBAT 1958 adeta zoraki geldiği hakkındaki bil- giler doğru değildir. Bunun en güzel delili, bini aşan personel ve eşlerinin o gece sabaha kadar tam bir neşe içinde eğlenmiş olmalarıdır. Bu itibarla, bu tavzihnamemizin mecmuanızın 1lk çıkacak nushasın— da aynı "Çalışm bölümünde "İs- tanbul Hilton Otelı personelı arasın- da hiçbir tefrik yoktur" — başlığı al- tında ve bahsigecen — yazınızda çı- kan Otelin fotografı ile — birlikte ay- nen ve tamamen neşrini Basın Kanu- nu hükümlerine tevfikan rica ederiz. Mübin Manyasiğ Müdür Muavini yorucu ve boğucu bin çalışmadan sonra dinlenmek için toprak yüzüne kavuşmanın sevinci içinde idiler. Mil- yonlarca insanın o soğuk kış gece- sinde yataklarında tatlı rüyalar gör- düğü saatlerde yeni ekip toprak al- tında kömür istihsaline hazırlanıyor- du. İşte bu sırada büyük bir infilak oldu. Yüz işçi bir anda kendilerini çö- ken toprak yığınlarının altında ba- zıları da toz ve duman bulutu içinde buldular. Maden ocaklarının bir nu- maralı düşmanı Grizu, bir hiç karşı- lığında hayatlarım tehlıkeye atarak; insanlığa hizmet eden yüz işçiyi bir anda ölümün kucağına atmış bulunu- yordu. Bir kısmı gazdan zehirlene- rek, bir kısmı da çıkan alevlerden yanarak ölmüşlerdi. Ayrıca, topra- ğın çökmesiyle toprak altında hava- sızlıktan boğulanlar da vardı Grizu, maden işçilerinin baş düş- maniydi. Havasız maden ocakların- da toplanır, işçileri zehirler, ya da ateş alarak infilâk ederdi. Grizunun işçilerin hayatına mal olması karşı- sında dünyanın bir çok maden oca- ğında gerekli emniyet ve sağlık ted- birleri Aalınmaktaydı. Bu —hususta, memleketimiz de dahil olmak üzere uluslararası anlaşmalar da imzalan- mıştır. Fakat bizde, insan hayatına verilen ehemmıyetın derecesini anla- mak için bu tedbirlerin yerine geti- rilip getirilmediğine bakmak kafiydi. Mütehassısların — bildirdiğine — göre, ocaklarında 'gri- ancak — tedbirsizlik- ten ve sağlık — tesislerinin — noksan- lığından ileri gelebilirdi. Son Zongul- dak faciasının üzerinden 3 yıl geçti- ği halde maden ocaklarında emniyet ve sağlık şartlarım yerine babında ortada ufak bir emare yok- tu. Her büyük kazada olduğu bunda da bır mesul bulunmamıştı. Maden ocaklarında kazaları ön- lemek, için yapılan uluslararası an- laşmalara göre, alınacak tedbirlerin başında, ocaklarda gaz bulunup bu- lunmadığım ve miktarını — basit bir âletle —tesbit işi gelmekteydi .Cam bir tüpten ibaret olan bu âlete hava alınır ve içindeki grizu miktarına ocağındaki — grizunun kesafetı tesbit edilirdi. Bununla bera— ber, genel olarak maden işçilerin grizu lambası da verilmekteydi. Bu lâmbalar da grizunun mevcudiyetini kontrol etmeye — yaramaktaydı. Es- kiden grizunun — kontrolü için kü- çük kafesler içine, konmuş kuşlar- dan faydalandırdı. Grizu —olan yer- lerde kuşun öldüğü görülürdü. Gü- nümüzde grizunun maden ocak- larında birikmesine de engel olmak mümkündü Ocaklara tazyikli hava verilmekte ve bu sayede — grizunun birikmesine engel olmak imkan dahi- line girmektedir. a. Biz. tecrübelerden ders almasını bilmemekteyiz. Her kazadan sonra he yetler kurulur, — incelemeler yapılır, fakat bir sorumlu bulmak mümkün olmadığı gibi, gelecek kazaları ön- lemek için de tedbirler alınmaz. 1955 yılının Ocak ayı sonlarında 100'e ya- kın maden işçisinin hayatına mal o- lan kazayı bu üçüncü yıldönümünde, hatırlatmak ve ilgililerden artık ted- bir almalarını istemek zamanı gel- mişti 23