28 Eylül 1957 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 31

28 Eylül 1957 tarihli Akis Dergisi Sayfa 31
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

çok Hint filmlerindeki melodram ha- vasına bürünmesine rağmen, milyon- larca Hint köylüsünün hergünkü a- kibetini büyük bir açıksözlülükle or- taya koymaktadır. Aynı zamanda produktor ve se- naryocu -meşhur "“Avare"nin senar- yocusu - da olan K. Ahmet Abbas'ın "Toprağın Çocukları", 1944 yılında Bengal'de patlak veren büyük açlık faciasını dokümanter bir tarzda ele alır. Olıver Twist'in konuşunu an- dıran "Munna" ise ilk iki eserin ya- nında hayli zayıf kalmakla birlikte, suçlu çocuk meselesini cesaretle ve iyiniyetle anlatması bakımından dik- kati çeker Zaman zaman aksıyan bu eserler yanında, şimdiki halde en iyi Hint filmleri olarak Satyajit Ray'ın iki e- seri, "Panchali Baba" ile "Yenilmez'" milletlerarası herhangi büyük bir si- nema eseriyle boy ölçüşecek çaptadır. Bibhutibhushan Bandopadhaya'nın Hindistan'da çok tanınmış olan bir eserine dayanan "Panchali — Baba", bir ana baba, iki çocuk ve bir yaşlı haladan ıbaret Bengalli bir ailenin günlük hayatım aksettirmektedir. Satyajit Ray'ın "lirik dokümanter" hususiyeti taşıyan filmi, Bengalin Cengel bölgesinde son derece güç şartlar altında varlıklarını korumak için tabiatle mücadeleye girişen bu küçük ailenin hayatım en ince tefer- ruatına kadar ortaya koymaktadır. Filmin bilhassa iki küçük kahrama- nı, çocukluktan genç kızlığa geçen Durga ile, erkek kardeşi küçük Apu'- nun, bırbırlerıyle ve — çevrelerindeki vahşı tabiatle olan — münasebetleri, Ray'ın filminin en zengin, en do- kunaklı ve en suruklıyecı unsurla- rıdır. Okuma yazma bilmiyen. kendi- lerine kılavuzluk edecek hiçbir yar- dımcı bulamıyan, sadece birbirleri- ne destek olan bu iki küçük insan, sezgileriyle, tükenmek bilmiyen me- raklariyle, içinde yaşadıkları kapa- l1 dünyanın sırlarını kendi başlarına çözmeye uğraşıyorlar. Filmin — sonu, genç kısın bir muson afeti sonunda ölmesi, evlerinin yıkılması dağılması ile sona eriyor. Fakat bu trajik bitişte biç bir zorlama hissedil- memekte, üstelik alttan bir iyimser- lik de sezilmektedir. Bir noktada so- na ermiş gibi görünen hayat, küçük, Ap ile devam .edecektir. Nitekim reJısorun ikinci eseri "Yenilmez", bı— rincisinin devamıdır. Burada, k ay- bettiği ablasından hayatın zorlukla- rına karşı koymayı dünyanın sırla- rım çözmeyi öğrenen Apu'nun kendi kendim yetiştirmesi; eski, geri bir dünyadan 'yepyeni, aydınlık bir dün- yaya doğru hazırlanması anlatılmak- tadır Bütün bunlardan anlaşılabilece- ği gibi, eğer Bengallilerin verdikleri başarılı örnekler, Hollywood özentisi içinde akıntıya kürek çekip duran büyük film şırketlerıne bir ders ve- rebilmişse, Hint sinemasının önümüz- deki birkaç yıl içinde İtalyan yahut Japon sinemaları gibi büyük bir ham- le yapmaması için hiçbir sebep yok- tur. AKİS, 28 EYLÜL 1957 M U S Bestekârlar Reçeteye uygun Rusya'nın hayattaki en iyi beste- kârı sayılan Dmitri Şostakoviç'- in 1V'inci senfonisini tamamlamış olduğu, geçen hafta Moskova'da a- çıklandı. Böylece eser tam ma- nında bitmiş, yani Bolşevik ıhtılalı— nin — 40'ıncı yıldönümünde çalın- mak üzere hazır duruma gelmiş ol- maktadır. Bestekârların yaratıcı çalışma- larına bile kanca takan Sovyet Rusya'da Şostakoviç bugüne kadar defalarca — "tehlikeli modernizm"e kapılmak, veya "burjua tesiri" al- tında kalmak gibi ithamlarla karşı- laşmış, her defasında işlediği hata- talar için özür dılemış, yakasını Dmitri Şostakoviç Rejimin kefareti kurtarmıştı. Yeni eserinin bu bakım- dan bestekârın başını derde sokaca- ğı tahmin, edilmemektedir. Zira Şos- takoviç, 11 inci senfonisine konu o- larak, ideoloji bakımından itiraza mahal bırakmıyacak bir olayı -1905 ihtilâlini, seçmiştir. Bundan başka Komünist Partisinin ' musiki 'yarat- ma> reçetesini dikkâtle tatbik etmiş- tir. Parti, .Sovyet musikisinin milli temellere dayanmasını istemektedir; bestekâr yeni eserinde de bu arzuyu yerine getirmiş, eski ihtilâl şarkıla- rından faydalanmıştır. —Eserin ilk üç muvmam, 9 Ocak 1905 günü, bir Ortodoks papazının önderliginde Çara teessürlerini bildirmek için Petersburg'daki kış sarayına . dogru yürüyen işçilere askerlerin ateş aç- ması hâdisesini anlatmaktadır. Bu kanlı Pazar gunünu ve kurbanların cenaze merasimini tasvir ettikten sonra musiki birden neşelenmekte- İ K İ dir. Bu neşeli musiki de "Komünist Partisinin önderliği altında Komü- nizmi kuran halkın büyük emelleri- ni" anlatmaktadır. Bu da tabiatiyie parti prensıplerıne uymaktadır. Sen- fonisini bu temeller üstüne kuran Şostakoviç, siyasi ve ideolojik ten- kide karşı kendini Sigortalamış ol- maktadır. Şimdi senfoninin, doğru- dan doğruya musiki bakımından ne gibi tenkitlere uğrıyacağı merak e- dilmektedir. Şüphe ağdaş Fransız bestekârlarından Poulenc'in yeni operan "Les Dialogues des Carmelites" ge- çen Ocak ayındailk defa olarak Mi- lano'nun La Scala Tiyatrosunda tem- sil edildiği zaman tenkitçilerin oy- birliğiyle en parlak methiyelere maz- har olmuştu. Fakat eser geçenlerde Paris operasında oynandığında aynı tenkitçilerin çoğu, La Scala temsili- nin gerek tiyatro, gerekse müzikal icra. mükemmelliği bakımından, Po- ulenc'in musikisinin değeri hakkın- da yanıltıcı bir tesir yapmış olması ihtimali üstünde durmıya başladılar ve şüphelerini yazılarında da ifade etmekten çekinmediler. -Hatırlarda olduğu gibi La Scala temsilinde baş- rollerden birini Leylâ Gencer deruh" te etmişti-. operasında sahneye konurken Paris yakınındaki Com- manastırındaki rahibelerin hareketlerı Ve yaşayış' tarazları ince- den inceye tetkik edilmiş, büyük bir sadakatle sahneye aktarılmıştı. An- cak bu sadakat arzusu, son derece hareketsiz bir temsile yol açmış o- luyordu. Üstelik ağır dekorların de- ğişmesi, sahne aralarında, dinleyi- cilere bitmez tükenmez gibi gelen beklemelere sebep olmaktaydı. Mü- zikal icranın da, La Scala'dakine kı- yasla, hiçbir seçkınlıgı yoktu Bu- unla beraber Poulenc'in bu yem Eser Paris mizanseni tasvip ettıg, hatta sahne aralarındaki bekleyişleri örtmek için yeni enterlüdler bestelemek niyetin- de olduğu bildirilmekteydi. Şüphelere rağmen "Les Dialo- gues des Carmelites"in dünya çapın- da bir alâka kazandığı anlaşılmakta- dır. Eserin Amerika'deki ilk temsili bugünlerde San Francisco operasın- da yapılmış olacaktır. Bundan başka NBC Televizyon Operası yem mev- simini bu operayla açacaktır. Eser televizyonda. yazdığı librettonun J tarafından yapılmış İngilizce tercü- mesiyle oynanacaktır. Metropolitan'- ın da gelecek mevsim "Carmelites"i, orijinal Fransızca olarak ve Leylâ Gencerin de dahil olacağı bir kadro ta- rafından temsil edeceği bildirilmek- tedir 31

Bu sayıdan diğer sayfalar: