28 Eylül 1957 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 13

28 Eylül 1957 tarihli Akis Dergisi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

süratle — halledecekti. Her akşam, şevkle girdiği müessesenin kapısın- dan bütün ümitleri kırılmış olarak, ama kendine ihanet etmemiş olma- nın bütün hazazı ile çıktı. Vicdanı rahat insanların serbest adımlarıy- la Sirkeciye doğru yürüdü, gitti. Çalışanların durumu Hâdise sadece gazetenin sahipleri- ni değil, gazetede çalışanları da uzun uzun düşündürdü. çoğu gazetenin kâğıtsızlık — yüzün- den kapanması suretiyle issiz kal- mayı, poltikasında yapılacak bir de- ğişikliğe tercih ediyorlardı. Artık gazetecilik ayda muayyen bir para- yı kazanmak için icra edilen — bir "meslek" olmaktan çıkmıştı. Gaze- teci inandığı için kalem oynatan a- damdı. Bu anlayış, genç — gazeteci nesli içinde yavaş yavaş kuvvet ka- zanıyordu. Nitekim bu sebepledir ki İktidarın İstanbuldaki meşhur orga- nı Havadis, bol bol ücret vermesine rağmen çalıştıracak gazeteci bul- makta güçlük! çekiyordu. İstanbul Yeni Gazetenin kâğıt almak — için yapacağı fedakârlık, bu — bakımdan sadece politikasını değiştirmekten ibaret kalmıyacaktı. Gazetede çalı- şanların çoğu, böyle bir — harekete girişilmesini protesto ederek işlerini bırakacaklar, ekmeklerini gazetelerde arıyacaklardı. bu şekildeki ilk hareket — gazetenin Ankara Mümessili Altan Oymandan geldi. Altan Öymen, hâdisenin safa- hatım Yazı lşlerı Müdürü — Gökşin Sipahioğlundan öğrenir — öğrenmez, bir mektupla gazetenin istikamet değiştirmesinden sonra işine devam etmesinin, mesleki haysiyetle kabili telif olmadıgım Halil Lütfiye bildir- di ve İstanbul Yeni Gazeteyle olan bütün alâkasını kesti. A. B.D. İçlerinden Yok merikanın zengin gazete dili ge- çen hafta yeni bir kelime daha ka- zanıyordu. En a KİS kadar iktida- rın gözdesi Time'in son — sayısında Türkiyeye ayırdığı bir makalenin başlığı "Yok" idi. Meşhur — yoklar nihayet milli hudutları aşmış, Time sütunlarında yer almıştı. Yüzbinler- ce Time okuyucusu, belki de şimdi yeni öğrendikleri kelimeyi' her vesi- le ile tekrarlamaktan zevk alıyor- lardı. Ann eler çocuklarma aşıklar birbirlerine "yok, yok" diyorlardı. Fakat Time okuyucuları hiç bir dükkânda yok cevabım işitmiyorlar- dı. "Kahve yok, çukulata yok, ta- rekkep yok, lâstik yok, yedek parça ok, v.s." Türkiyeye mahsustu. Za- ferin yıldızlı başyazarının yokluktan kıvrandırttığı Batı memleketleri; Ti- me sayesinde meşhur kalkınmanın daha az meşhur olmayan yoklarını öğreniyorlardı. Hattâ Time, Amerikan yardımı olmasaydı, Türkiyenin bu yıl AKİS, 28 EYLÜL 1957 unsuz ve yağsız kalacağı acı haki- katini de gizlemiyordu. Yoklar kudretlerini daha da ileri götürüyorlar, siyasi bir nüfuz kaza- nıyorlardı. Yokların ilkbahara kadar daha da artacağını, köylülerin de zihninde yer edeceğini çok iyi bilen iktidarın başı seçimleri öne alıyordu. Time objektifi Menderesin seçim hediyelerini de kaçırmamıştı. kendisi fesh etmeden köy yolları mektep inşası ve cami tamirleri için yeni krediler tahsis etmişti. 345 mil- yon dolarlık köylü borçlarının öden- mesini geriye bırakmıştı. Amerika- hlar da zamanında — "Pork-barral" adını verdikleri bu siyaseti tanımış- lardı. Fakat "her ne bahasına olur- sa olsun kazanmak" için Seçim Ka- nında yapılan son tadilat, Time oku- yucuları ve hattâ Batılı siyaset a- damları için bir yenilikti. Menderes, meşhur yoklar arasına demokrasiyi de ithal ediyordu. Menderese karşı Muhalefetin seçimlere birlikte gir- mesi yasak ediliyordu. Karma liste ve adayların parti değiştirmesi ka- nona aykırıy ğrusu Menderesın iktisadi sa- hada "tizi reftar" olmasını bir dere- ceye kadar affedenler, Türk demok- rasisini bu kadar çabuk gerilere gö- türmesini kolay kolay affedemiyor- lardı. Demokrasi, modern Türkiye- ye Atatürkün aydın diktatörlüğü za- manında gelmişti. Halefi İnönü. 1950 de milli iradeye boyun eğerek İktida- rı Demokratlara bırakmıştı. Geçen hafta 72 yaşındaki narin, sıhhatli fa- kat doğru sözlü İnönü Mecliste in- san Hakları Beyannamesini dalgalan- dırıyordu. Menderes, hürriyeti ayak- lar altına almıştı, basın hürriyetini BASIN yok etmıştı, adaletı baltalamıştı, ha- kim tadan kaldırmıştı. Teessuru yuz rülü, k d okunan Fuat Köp- urduğu partıden ıstıfa etmış- ti. Kurucu profesör D. P. nin benim- sediği usulleri tasvip etmıyordu ve partinin ıstıkbalınden her türlü ümi- di kaybetm İşte yo kl r arasına demokrasinin de karıştığı Türkiyeyi, — Amerikanın haşarı, fakat iyi haber alan mecmua- sı okuyucularına böyle anlatıyordu. New York Times merikanın gene çok iyi haber alan, mahut Zaferin bazan sevdiği, ba- can azarladığı New York Times'deki haberler daha gönül ferahlatıcı de- ğildi. Hâdiseleri tefsiniz yazmayı prensıp edınen ciddi gazı Türk milyonluk köylü borçlarının tecilin- den sonra, Seçim Kanunundaki son tadilden bahsediyordu, Kütahya Milletvekili Ali Galip Bubik'in, Malatya Milletvekili Ah- met Fırata savurduğu — yumruktan sonra başlayan on dakikalık kavga dünyanın öbür ucundaki — gazetenin gözünden kaçmamıştı. Seçim Kanunundaki meşhur ta- dilat ta, madde madde Amerikan 0- kuyucularına sunuluyordu Meşhu Kanun bir partiye adaylık için müra- caat edenlerin diğer partilerden aday gösterilemiyeceğini söyliyerek başlı- ordu. İkinci maddede de koalisyon yollan tıkanıyordu. Partiler teşkilât- ları olan her yerde secime iştirak et- meğe mecburdular. Aksi halde bu partilerin elde etıgı neticeler iptal edilecekti. Üçüncü madde partiler- den yeni ayrılanların seçimlerde aday olmasını önlemektedir. Bu sayede D. P. den geçenlerde istifa eden en az beş kişi, Köprülü de dahil bu seçim- lere katılamıyacaktı Dördüncü madde, yanlış bilgi ve renler ve muvazaaya baş vuranlar i- çindi. Hapis cezası bir yıldan üç yıl kadar gidiyordu. Beşinci madde par- tilerin başka bir parti listesinden a- day olmasını önlüyordu. Muhalefet partilerinin kendilerini fesh ederek tek bir parti haline gelmesini önle- mek için bu madde konmuştu. Altıncı madde karma listeyi ka- nun dışı bırakıyor! alefet partılerının dikkati bir hassa seçmen kütüklerinin yenide gözden geçirilmesine müteallik oh son maddeye takılmıştı. Birçok Mu- halefet sözcüsü tanınmış muhalifle- rin isimlerinin kütüklerden silinin sinden korkuyorlardı w York Times'in, yazısı bur- da bitiyordu. Fakat Muhalefetin se- çim kutuklerı hakkındaki endışe bitmiyordu. Falih Rıfkı listede ismi bulamamıştı. Siyasi partilerin kütük- lerde adı bulunmayan seçmenlere Birkere yerde Tey verecek seyyar D. P seç- Gülek haklıydı Seçım kutuklerı, se- çimlerin temeliydi.

Bu sayıdan diğer sayfalar: