SİNEMA- seyircilerin yakınlaşmasını sağla- ma Savaştan sonra e kinci Dünya Savaşı başlarken I Hint sinemasının ortaya koydu- ğu eserler başlıca üç kısma ayrılı- yordu: Mevzularını Hint mitolojisin- den, tarihinden alan tarihi filmler; Douglas Fairbanks'ın "Bağdat Hır- sızı" ile Hint sinemacılığında başlı- yan macera filmleri; sosyal mevzulu pimler. Savaşın baş ası bunlar üzerine hemen hiçbir degışıklık yap— madı. Bütün savaş yılları içinde s vaşı mevzu alan filmler dördü beşı geçmez. Bundan dolayı savaşın sona ermesinden sonra t sineması yine bu üç kola ayrılan prodüksiyo- nu muhafaza ediyordu. Fakat gerek savaş yıllarının memleketteki tesirle- bakımından ise Hindistan 400 e ya- kın şirketle dunya rekoru kırar. Fılm yapımı 1946 dan bu yana devamlı o- larak artmıştır (1946: 197, 1947: 278, 1948: 263, 1954: 963, 1955: 285). Hint filmlerinin en ço dagıldıgı dış pa- zarlar Birmanya, Seylân, Malezya'- dır. Ayrıca Afrika ve Ortado mem- leketlerınde de alıcısı vardır. Hindis a ilm endüstrisi bütün endustrı 1çınde sekizinci gelmektedir. Güçlükler Hindistan sinemasının yakın — za- manlara kadar milletlerarası alan- da bir varlık gösterememesi çeşitli sebeplere bağlanabilir. Bunların ba- şında, sinema endüstrisinin gelişme- sinde en büyük rolü oynıyan — 400 milyonluk seyirci kütlesinin bulun- ması ilk bakışta garip — görünebilir. " Jhansi Ki Rani" den bir sahne Hollywood ri, gerekse Hindistan'daki bağımsız- lık mücadelesi, nihayet Hindistan'ın bağımsızlığa kav vuşması yavaş yavaş sosyal mevzulu filmlerin daha geniş ölçüde yer almasına yol açtı. Hint fîlmcılıgının bugünkü neticelere eriş- esinde de bu değişikliğin mühim rolu vardı. Bugün nüfusu 400 milyona yakla- şan Hindistan'da 3000 tadar sinema salonu vardır. Bunlardaki koltuk sa- yısı 2 milyon olarak tahmin edilmek- tedir. Günde 2 milyon seyirci, yılda 750 milyon kişi bu koltukları doldu- rur. Film stüdyolarının sayısı 60 ta- nedir. Doğrudan doğruya film yapı- mı ile uğraşan sinemacıların sayısı 25000 kişidir. Prodüksiyon şirketleri 30 Özentisi Fakat gerçek şudur ki, bir başka sinema için tamamiyle bır kalkınma sebebi olacak seyirci, Hint sınema— sında büyük bir handikaptır. kere bu 400 milyonluk seyircinin ©6 85 i okuma yazma bilmiyen son de- rece geri ve iptidai, bir halktır. Yu- karıda da işaret edildiği gibi, bütün nüfusu birbirine bağlıyan bir ana dil mevcut değildir. Kalabalık bakımın- dan, Hint sinemasını sadece iç pazar olarak bile besliyebilmesi, Hint pro- düktörlerinin, bütün filmlerini — bu halkın seviyesine göre ayarlamasına yol açmaktadır. .Böylelikle Orta Do- ğunun bütün geri ve iptidai halkı için geçer akça olan "Hint filmi" ortaya çıkmış oluyor. Bu f'ılmın hususiyetle- ri nedir? Bir Hint filmi oldukça u- zundur. Normal olarak 2,5 saat, ba— zan üç, üç bucuk saat sürer. Mevz ne olursa olsun, her Hint f'ılmınde ortalama olarak sekiz şarkı yer alır. Danslar da büyük bir yer tutar. Ta- mamiyle Hint hususiyeti taşıyan mi- tolojik filmler bir yana — bırakılırsa, geri kalanların büyük bir kısmı Hol- Iywodd özentisi taşıyan yapma dekor- lu, kalabalık fıgüranlı, danslı, li sahnelerle doludur. Sosyal zulu filmlerin çoğu en su katılmamış melodramlardan ibarettir. İnsanlar arasındaki münasebetler en kaba hat- lariyle verilir. Acıklı,iç bayıltıcı sah- neler birbirini kovalar. Filmin kah- ramanları daha perdede ilk görün- duklerı zaman, butun fılm boyunca "iyi" "kötü" yü mü canlandı- racaklarını belli eden makyajlara ve kılıklara girmişlerdir. Hint sinemasının kalkınmasını u- zun zaman geciktiren öbür sebepler arasında, sinemanın bütün endüstri i - çınde sekizinci yeri işgal — etmesine rağmen, yakın Zzamanlara gelinceye kadar devletin bu endüstriyle ilgilen- memiş olması yer alır. Ancak so nyıl— larda, yabancı teknisyenlerin, rejisör- lerin Hindistan'a davet edilmesi, yerli sinemacıların yabancılarla tanışması— na, faydalı bir alışverişe yol açtı Aynı şekilde sınemacı yetıştırılmesı meselesi de cak son manlarda bir Sinema Enstıtusu açılması ile ye- ni yeni hal yoluna girmiştir. Hint si- nemacılığının en zayıf noktalarından biri de teknik bakımdan hayli geri oluşudur. Rejisörlerden pek — azının şahsi bir üslübu vardır. Filmlerden pek azı, evvelden hazırlanmış bir se- naryoya göre çevrilir. belirtiler ütün bu "kaos" arasında bir avuç Hint sinemacısının milletlerarası sinemacılık alanında dikkati çeken e- serler vermesi sırf kendi şahsi gay- retleri, istidatları sayesinde mümkün olabılmıştır Şimdilik Hint sinemacılı- İyi ğının en ümit verici gelişmesi, do- kümanter ve yarı dokümanter hu- susiyet taşıyan filmlerdedir. Hint si- nemacılığının asıl merkesi de Bom- bşy yahut Kalküta gibi şehirler de- ğil, bu dokümanter filmleri besliyen Bengal'dir. Hint sinemacılığım — ya- bancı memleketlere tanıtan başlıca sinemacılar da Bengal'de yetişmiştir. Bunlar arasında "İki Karışlık Oop- rak" fılmının rejisörü Bimal — Roy, "Dh Ke Lal - Topragın Çocuk- ları", Munna' ve "Rahi" nın rejisörü K. Ahmet Al bas, "Panchali Baba" i- le "Yenilmez"in rejisörü Satyajıt Ray bulunmaktadır Bimal Roy'un' "İki Karışlık Top- rak"ı, ellerindeki küçük tarlayı ka- çırmamak için mücadele eden bir ka- rı kocanın hikâyesini anlatır. Bütün çalışmalarına rağmen borçtan kurtu- lamıyan karı koca tarlalarından atılır. İster istemez şehrin yolunu tutarlar. Fakat tanımadıkları, — alışmadıkları şehir onlar için daha büyük tehlike- ler taşır. Film, sonlarına doğru bir- AKİS, 28 EYLÜL 1957