28 Eylül 1957 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 14

28 Eylül 1957 tarihli Akis Dergisi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Roma Apollon ve Anzio kızı ilâdın 37 nci yılmda Antium'da bir erkek gocuk Bugün Anzio adiyle anılan bu küçük kasaba, Romanın 50 kilometre — cenubunda bir sayfiye idi. Çocuğun — doğduğu villâ, kasabanın en zarif binası sayı- lıyordu. Villanın — bahçesinde erkek ve kadın güzelliklerini temsil eden karşılıklı iki heykel vardı. Bu me mer vücutlardan biri Apollon'un ve diğeri Anzio kızı denilen bir dilberin idi. Her iki heykel de, ilk çağlar sa- natının şaheserlerindendi. Vatikan kurulduktan ve dünyanın en kıymet- li mücevher ve sanat hazinelerini toplamağa başladıktan sonra lon ile Anzio kızı buraya nakledile- cekler ve hususi olarak ayrılan bir yerleştirileceklerdi. ocuk, iklimi birçok noktalardan bizim Söke'yi andıran bu sıcak mın- takada büyüdü. Sevimli yüzü ve ter- biyeli hali, gorenlerın hoşuna gidi- yordu. Ata niyor ve hocasının an- lattıgı derslerı dinler gözükmesini biliyordu. İbadeti 1hmal etmekle be- raber, muhite kendisini iyiliksever bir kişizade olarak tanıtabilmişti. Küçük yaşlarından itibaren, bahçe- deki heykellere derin bir alâka gös- terdiği dikkatten kaçmıyordu. Bü- tün hayatı boyunca, sanata ve gü- zelliğe zaafı olacaktı. Apollon'a bes- lediği hayranlık her vesile ile tesiri- ni hissettirecek ve sarayına Anzio kızı'nı hatırlatan birçok tipler girip çıkacaktı İkbal yıldızı ocuğun babası, bir devlet memu- idi. Nüfuzunu ve — mevkiim karısına borçlu idi. Servet ve arazi- sini ise, memuriyet nüfuzuna daya- narak ve elini kana bulaştırmaktan çekinmiyerek kazanmıştı. — Latifim koylulerınden bazıları onun himaye- sine sıgınmagı selâmet sayar, di- ğerleri ise şeytan — görmüş, gibi on- dan korkar]ardı Çocuğ anası, eski ve asil bir ailedendı Ren boylarında valilik e- den bir generalin kın idi. Ailenin kütüğü, Jules Cesar'a kadar dayanı- yordu. Kadı nın adı, — Agrippine idi. Agrippine güzel ve zeki idi. En- trıkacılıkta büyük maharete sahip- ti. Babası Germanıcus zehirlenmek suretiyle öldürülmüştü. Uç kocasın- dan ikisi de aynı akıbete uğramış- lardı. Agrippine'in yıldızı, kardeşi Ca- ligula imparator olduktan sonra en parlak devresine girdi. Bu ailenin başlıca iki hususiyeti atlara olan sevgileri ve — ehliyetli memurlara karşı duydukları — nefretti. Caligula saltanatının en mühim hadiselerin- den biri, imparatorun atına Konsül- lük payesi vermesi ve ruhban mecli- sine aza yapmasıdır. 14 H dece bir imparator kardeşi o0- Agrippine'in ihtirasını tatmin edemezdi. , kendi öz am- casını baştan çıkardı ve kardeşını öldürttü. Caligula'nın yerın torluga seçılen Claude'un yanmda, resmi zevcesi sıfatıyle taç gıydı de'un dal evvelki bir izdi- vacından, Brıtannıcus adınd bir oğ- lu vardı. Normal olarak, imparatora varislik sıfatının Britannicus'e ait sayılması gerekirdi. Fakat TİOpi- ne, kocasını kandırmağa ve endi oğlu "Neron Claudius Cesar"ı varis yapmağa muvaffak oldu. Yaşasın Cesar Neron veliahd mevkiine geçtikten , Agrippine ihtiyar amca ve kocasının hesabım görmekte gecik- medi. Claude da zehirlenerek hayata veda etti. Devrin — meşhur filozofu Senegue ve muhafız alay kumanda- Neron Halefleri, selefi geçti!. nı Burrus'ün yardımları sayesinde, Neron tahta çıktı. Filozof Senegue ve kumandan Burrus, Romalılar tarafından sevi- len şahsıyetlerdı Tahtını bu iki kuv- vetlı şahsiyetin itibarı üzerine ku- an Neron, başlangıçta çok iyi bir tesır uyandırd Nazik, sevimli ve uy- olması, Seneque in tav- sıyelerınden dışarı çıkmaması, yok- sullara yardım etmesi ve bir gün bir ölüm cezası kararı önüne getirilince "Böyle bir hüküm imzalamaktansa. hükümdar olmamayı tercih ederim.." de mesı, Romalıları kalbim ka mağa kafı gelmıştı de Roma demokrasi ile idare edilse idi, Ne n'un ilk tahta çıktıgı yıllar toplıyacağı reyler, diğer partilerin asla erişemiyecekleri bır rekor teşkil edebilirdi. k onun zulümden nefret et- hoşlanmadığını, şiir okumaktan ve saz çalmaktan hoşlandığım, resim ve — heykelleri takdir ettiğini, g"zl nutuk söyledi- ğini ve fakirlere yardım ettiğini bir- birine anlatıyordu. Skandallar defilesi enç vi vimli hükümdarın "si- retını ılk anlayan, annes ol- am Ner bir gu İ: "Gelecek nesiller seni o kadar nefretle anacaklar ki, zalimle- rin en korkuncu dahi senin adınla hitap edilmeği bir insafsızlık ve hakaret sayacaktır'" Agrippine'in müşahedesi gayet doğru idi. Çünkü mevkiinin kuvvet- lendiğini görür görmez Neron haki- ki şahsiyet ve karakterini meydana çıkarmıştı. Kendini sefahate — ver- mişti. Arkadaşı Otho nun — karısını baştan çıkarmış, fakat ona da sadık kalmıyarak mütereddi bir hayat ya- şamağa başlamıştı Hıddetli veya heyecanlı olduğu gec yuya kıyafet değiştirip sokakları dolaşır ve en âdi insanların arasına karışır- dı. mada, Colysee denilen büyü ik amfi de gla dyator mücadeleleri ter- İ odromi ük zevki, alkışlan- şlarda, — konserlerde ve- ya hıtabet kürsüsünde ıken halkın içten gelen alkışlarım hiçbir zaman kâfi bulmazdı. Ayr ca Romada, İm- paratoru ışaret üzerine alkışlamak- la vazifeli 6000 kişilik maaşlı bir partizan kadrosu ihdas olunmuştu. Istıbdad partılerının liderleri gibi Ner da, insanların mecburi yet altında kendısını alkışlamaları— nı daha büyük bir has ile karşılardı. Olimpiyad zaferi eron, gemi azıya aldıktan sonra, tahta çıkmasına yardım zıletlı şahsıyetlerın yanında daha u- n kalmalarına imkân yok- tu Kumandan Burrus öldükten ana- ra, Filozof Senegue de çekildi. Onu birçok ehliyetli memurlar takıp et- ti. Tanınmış kumandanlar isa, cep- imparator huzurunda eğilmeğe mec- bur edıl ordu. Ner kumandanların şan — ve şohretıne tahammül edemıy rdu A- ne çare ki onun Bri ada- larında veya Anadolu nehırlerı kıyı- sında hakiki bir Cesar gibi meydan muharebeleri kazanmasına mikan oktu. Neron, uzun zaman düşün- diikten sonra bu hale bir çare bul- duğun! nnetti. Harpler gibi, spor hareketlerınııı de halkta alâka top— ladığını ve sporcuların da kuman danlar kadar alkışlandıgım gö b nünde tutarak Olimpiyad oyunları- na gıttı. Musahakaları kendı fante- zisine göre kaidelere tabı tuttu. Hem musabık ve hem de hakem sıfatıle katıldığı oyunlardan yüzlerce çelenk AKİS, 28 EYLÜL 1957

Bu sayıdan diğer sayfalar: