Gökay, uzun süren valiliği sıra- sında İs*mnbul halkının, basının ve yüksek tahsi! gençliğinin büyük sev- gisini kazanmagğa muvaffak olmuş- tu. Her İstanbullu valiyi kendinden saymaya, onu kendine yakın bulma- a alışmıştı. Bu sebeple Gökayın ar- tık valilik koltuğunda oturmadığı Ü- zUntüyle ve sık sık farkediliyordu. Aslına bakılırsa vekili Kemal Hadımlı, Gökayın bu şekilde hatır- lanması için elinden geleni esirgemi- adımlı, ilk icraagt o- larak gazetecilerin vilâyet binasına girip çıkmalarını yasak etmişti Bası- hadise cerevyan ederse vali bunu bız- zat bildirecekti. Bu, Türkiyenin en bilyük gazete- lerlyle aynı senıtıe nturan bır vali i- mal Hadımlının dikkate degğer ikinci icraatı da Türk Milli Talebe Federasyonu temsilcilerini randevu verdiği halde ve iki saat beklettikten nra kabul etmeden geri çevirmesi oldu. Talebe Federasvonu temsilcileri, vali tarafından kabul edilmeyi bek- lerken Gökayın yakında İstanbula doneceğmı öğrendiler. Talebeler sev- karşılama yeni vali vekih tarafından kendilerine reva görülen muamele- nin bir nevi protestosu olmak gibi İ- kinci bir mâna da taşıyacaktı. Türk Milli Talebe Federasyonu temsilcile- ri bir taşla iki kuş vurmak istiyor- lardı ve bu yolda birçok İstanbullu tarafından da deateklenecekleri muüu- hakkaktı. Kısa bir ayrılık “mini mini vali” nin İstanbulda ne kadar çok se- vıldiğini göstermişti. C LNM Başkanlık yarışı uran Veyzioğlunun, kendi tabı- riyle, C.H.P. saflarına bir nefer o- larak katılmnsmın ilk günlerindeydi. İstanbul teşkilâtı bu genç ilim ada- aralarında görmek istemiş ve yapılmakta olan ilçe kongrelerine da- vet etmişti. Kadınlar kolu da bu fır- satı kaçırmamış ve Divan Otelinde bir kokteyl parti tertiplemişti. Kok- teyl parti samimiyet içinde devam e- diyor ve Turhan Feyzioğlu âdeta pay- taşılamıyordu. Genç ilim adamı masada yeni tanıştığı partili arka- Muhlis Sırmalı beyin masasına teşrif buyurmaz mısınız, kendisi bundan çok memnun kalacaklardır” dedi. Son derece nazik olan Turhan Feyzıoğlu bu d ti memnuniyetle kabul etti üddet de Muhlis Sırmalı ve ırkadaşlarımn masasında oturdu. BAY ERİM, İŞİN İÇ YÜZÜ eçimlerin xıkla.şmıa hulundııım şu sırada Nihad Erim kendisine plat- fıırııı olarak “poler seçimiş görünüyor. Bedil Faik'in devlet adam vasfı taşıyan olguün wlltlkacılnr için anı r-ak blr tatlı tebessilm vesilesi ola- fıkrası eski Başbakan muavinine Basın Kanımıı yoluyla fi- kırlerinl görüşlerini ve bilhassa lddlalnrıııı sütun sütun Dünya e neşrettirmek hnııl.ını verdi. h trim böylece 1954'den bur va- nn cereyan etmiş iselerin kendi zaviyesinden açıklamasını ve izahını yaptı. Bu hâdlsoler eski Başbakan muavininin İktidarla teması hâdiseleridir. Son senelerde başka platformlarla Üç başarısız seçim gecirmiş olan Nihad EFrinün bu defa bir yen ü denemesine klmsenin kurışınak hakkı ,bulunraamak gerekir, Ancak Dünya gazetesinde savcılık kanalıyla “İşin İç Yüzü” başlığı altında neşrettirilen yazıda hadiselerin hakikatte olduklarmıadan değişik şekilde gösterilmesi ve “Bay Bedil” diye baslayan satırların başka -hele İsmet İnönü gibi Nihad Erimi elbette ki karşısına alıp münakaşâ etmiyecek- şahsiyetleri karıştırması — verimli bir taktik yerine geçemez, Nihad Erim İsmet İnönüyle bir polemiğe — girişmekten şahsi ve hattâ, belki, menfaatlarını hararetle koruduğu zilinre namına fayda mülAhaza ” edebilir. Ama eğer İsnmet İnönüyü oturup kendisiyle böyle zavallı bir “dedim-dedi” tartışmasına girişecek sunıyorsa ve diseleri sırf C.H.P. ) Başkanını düzeltme yapmaya mecbur etmek gayesiyle değiştiriyorsa kendi tâbiriyle “memleketin nadir yetiştirdiği kıymetli devlet adamlarından biri” ni maalesef hiç tanımamış demektir. Bu, yazısındaki “kendisinden her gen 1 siyasi hayatımda çok İis#- tifade ettim” cümlesini de blr boş üvünnıp haline getirir. 954 hâdisnelerinin baş anı olan Nihad Erim o hâdiselerin dediği gibi cereyan etmodlğlnl pek Alâ bilir. Şaşılacak noktla. eski Baş bakan Mmuavininin nasıl olup da onları “gözün İçine baka baka” mhrıf ettiğidir. Ama madem ki hafızasında bir boşluk vuku bulmuştlur, boşluğu biz en s#elâhiyetli kaynaklardan aldığımız hakikatlerle dolduralım. Zira, gene Lendi tâbiriyle “tahrifler karqınında biısbütün sBusmak bir takım yanlış tikirlerin yerleşmesine sebep ol NiİHAD ERİMİN GAYESİ KENDİNİ KURTARMAKTI hait Hrim İktidarla temasını, 1954 seçimlerinden sonra C.HP. içinde yönm btr. muhalefet usulünün üzerinde durulması — sebebine — bağlıyor. Ğ içinde endişeye kuapılan- ve bulmuşlardır. Anla- şiliyor Ki Nihad Er İsmet İnönü C.H. X etmemiştir. Temasta bulunanlardan arzu ettikleri kudar malümat vereli- leri de olmuştur. Fakat İsmet İnönit şimdiye kadar hiç kimseyi ne te- masa sevketmiştir. ne husust münasebetlerine karışmıştır. Nihad Eri- min bauhsettiği “1954 Haziran temasları” için söylenebilecek olan bundan ibarettir. d Nihad Erimin “1954 Sonbahar temasları”. kat'i surette. dâvalardan kendisini ve arkadaşlarını kurtarmak gayreti ile olmuş ve İsmet İnönü tarafından “tabii bir hâdise” şeklinde karşılanmıştır. Kurtuluş temuaslua- rının safahatından Nihad Erim İsmet İnönüye malümat vermiştir. İsmet İnönü Nihad Erimin kurtulmasını memnun olarak takip etmiştlir. Halk- çı sahibi, C.H.P. Genel Başkaunına kendisinin ve gazetesindeki urkudaş- rının başına gelehilecek olaunları günler ve haftalar eıı acıklı dille an- Iatnıışlır İsmet İnönüntün “ıııuıafakat ve tasvibi” Nihad Erimin kur- tulma gayretleri sarfınadır. 1 Başkanı bunu asla Purti ile alâ- kalı bir mesele olarak görmemiş; kendl—ılndı— bu niyet ve gayretlere matl olmuk hak! Iu ni da bulmamıştır. Nihad nin hafızasında boşluk olmu- lerde lhnıet lndnhnün kmıdlxlıı.ı yaptığı tavsiyeyi bugün ha- E ku a gayretinde çok dikkatli ol- reden ulamıyacağını hatırlıtmııtır “1954 sonbahar teıııa—lıırı" nn şahsen Nİ- hnd Erimin kendisini ve arkadaşlarını kurtarma gayretinden başka hiç gayesi, mânuı olınn.mışî.ır Nihad l'.rlııılıı temasları bir tek gün C.H.P. yi veya l.ımet nü'yü İlzam etmemiştir. TEMASLARA FİKİR HAREKETİ ŞEKLİ VERİLİNCE akat Nihad Erim, sonra İsmet İnöniinün mazur gördüğü ve beşeri saydığı bu ıztırari temaslara bir fikir huüreketi şeklini vermiştir. Bu fikir hareketini parti içinde yazılariyle yürütmeye çalışmıştır. Partili- ler kendisinden şikâyet etmişlerdir. Nihad Erim Haysiyet Divanına veril- miştir. Haysiyet Divanında İsmet İnönü —kendisini müdafaa etmiştlir. “Dâvalar yüzünden ıztırari olarak bu vaziyete düşmüştür., İnsaf ile hü- küm vermek lâzımdır” demiştir. AKİS, 20 TEMMUZ 1957 * y #vea &İ & ü v İ lli a? v