Birinci kademedeki plütonyum pat- lamasıyla yarım megaton, ikinci ka- demedeki birleşme reıksıyonlarıyla 2 megaton ve üçltüncü kademede U- 2388 in bölünmesiyle 17,5 meıutonluk enerji açığa çıkabilir. Görülüyor ki bir standart hidrojen bombasının e- nerjisinin hemen yü: doksanı U- 238 in bölünmesinden elde edilmekte- dir. Diğer taraftan atom bombalarının rodyoıktmığtm doğu- rar da plütonyum 'J- 235 veya U- 238 çekirdeklerinin bölünmesidir. Yalnız ikinci kademedeki hafif çekirdekler arasındaki reak“iyonlar ehemmiyetli bir rady saktiflik doğurmaz. Bu reak- siyonlarda çıkan nötronların havada- ki veya yerdeki maddelere çarpma- siyle doğan radyoaktiflik, hidrojen bombasının toplam radyoaktifliğinin yüzde bir kaçından ibarettir. bilgi yardımıyla Amerikan ilim adamlarının açıklamaları şöyle yorumlanabilir: Demek ki artık bir hidrojen bombasında üçüncü kademe olarak U- 238 yerine gene hafif çe- kırdekler kullanmak mümkün ola- caktır. Bu takdirde de bombanın bü- tün rıdyonklımgi ilk ateşlemede kullanılan atom bombasının radyoak- tmığındcn ibaret kalacaktır. Tahrip &ü r m bombasınınkinden yüzlerce defa büyüktl)r. Böyle bir hidrojen bombası oldukça temiz sa- vılabilir. Ayrıca dört, beş 80- nunda tertemiz bir hidrojen bombı.sı yapılabıleceğmden de bahsedilmiştir. Bu. anc eşleme vasıtası olarak lanılırsa mümkün olabilir. Böyle bir bomba, baştan sona kadar birleşme -filzyon- reaksiyonları ile çalışacağı için kontrol edilen termo - nükleer reaksiyonlarla enerfji istihsali yolunda mühim bir adım teşkil edecektir. FİLM YILDIZLARI SERİSİ : 2 GRACE KELLY JAMES STEWART ELEANOR PARKER JEFF CHANDLER PIER ANGELİ Beş fevkalâde resim 175 kuruşt ÖDEMELİ OLARAK İSTEYİNİZ Not: Posta veya damga pulu da kabul edilir HAYRİ CANER P.K. 1103 Sirkeci - İstanbul AKİS, 20 TEMMUZ 1957 el T”i P( . Acd 7 NCİ GÜN (Orhan Hançerlloğlunun roma- nı, Yarlık Yayınları Cep Kitapları Serisi 168, Basımevi. İstan- bul - 1957. 80 sayfa. 100 kurus). ((V Ömer, Müsteşarın *ıuratını üç yumrukla darmadağın etti”. Şa- yet Tevrat'ın Tekvin bölümünün ilk sayfalarından alınmış beş altı satır- liık bir sözü nazarı dikkate almazsa- nız Orhan Hançerlioğlunun yedinci ronlanına bu cümle ile girersiniz. Or- han “Buançerlioslu,, edebiyat dünya- nunzda son yıllarda birbirinden alâka çekici romanlar yayınlıyarak şöhret kazanan bir romancı.. Pek yüklü bir memuriyet hayatı içinde kendisine i- kinci bir iş olarak edebiyatı 8eçen x Hançerlioğlu daha zıyade kllçülk boy-. da, azami 100-150 sayfalık eserler dar hacimli eserler cek, okuyucunun önüne yeni ufuklar açabilecek çapta Ve değerde kitaplar oluyor. Bir de hikâye kitabı yayınla- gını gözönünde — bulundurursak, Hançerlioğlu için de “velüt” bir ya- zar demek mlilmklindür. Bugilne ka- dar. hepsi Varlık yavınları arasında çıkan yedi roman ve bir hikâye kita- bında müşterek bir vasıf göze çar- : Hancerlioğlu bir mevzu Üze- rinde derinlemesine durmaktan hoş- lammıyor. Daldan dala atlıyor. Çabuk tesir altında kalıyor. Dünya edebiya- tını hele modern yazarları iyi biliyor. Hemen her eserinde bir yabancı ya- zarın havasını aksettirmekten zevk alıyor. Ama, körükörilne de bir tak- litçi değil. Tesiri altında kaldığı ya- bir anlatış husııqivetı ile yeni ba işliyor. Gerek elimizdeki son kitabı o- lan “T nci Gün” de, gerek diğer ro- manlarında senaryo havası seziliyor. Plândan plâna, mevzilidan — mevzua atlıyor. Ama eserde “görünmez bir zincire benziyen bütünlüğü hiç kav- betmiyor. Okuyucu hafızası, daima uyanık kalıyor. Yahut uyanık kal- mağa Zzorlanıyor. roman kahraman- larının her hareketi rahatca ve bir- birine karıştırılmadan takip edilebi- Hyor. Tabit eserlerin umumiyetle k:- sa oluşu da. bu uyanıklıkta mühim bir rol oynuyor. Hançerlioğlunun e- aerlerini cekici ve sevimli kılan yön- lerden birt de, şüphe vyok ki, Türk- çenin çok tıstaca, şairaneliğe ve züp- peliğe düşmeden Hançerlioğlunun — romanlarını ken roman içinde lüzumsuz bir tek tasvire veya JAf ebe- . Her ölçülüp — biçilmış. . yedi günlük bir ha- i. 80 sayfalık kitap ye- ragraf. Bu paragrafl ! Fe, dÜnyanın oluşu ve insanların mey- dana gelişinin hikâyesini anlatıyor. Hançerlioğlu Tevratın Tekvin bölü- mündeki bu hikâyeyi, kendine göre ve günümüzün şartlarına getirerek yeni baştan kaleme almış. “Ve Ö- mer, Mülgteşarın suratını Üç yumruk- la darmadağın etti” cümlesiyle baş- ayan roman, 24 yıl bir saat intizamı ile çalışıp umum müdürlüğe kadar yükselen 43 yaşında, genç bir mı mu- run günün birinde bir saat yelkova- nından farksız hayatına isyanının hi- kâyesidir. Ömer, orta “alli bir! aile- nin çocuğu olarak büyünmüştür. O- kul sıralarında türm maceralar ge- şik olmuş, yıllarca onunla evlenmeyi hayal etmiştir. Ama Üsiversiteyi bi- tirip de yedek subay olarak Anadolu- ya gittiğinde kttasında alhay olan Orhan Hançerlioğlu Daldan dala kumandanın kızı ile evlenmiştir. Ter- hisinden sonra da o sıralarda Gene- ral olan kayınbabasının yardımiyle bakanlıklardan birine şube rü olarak girmiş ve Ankaraya vyerleşe- rek İstanbulu tamamen unutmuştur. Ömer çalışkan. yumuşak huylu bir memur olarak kendi kadrosunda kı- sa zamanda kselir. umum müdür olur. Aile hayatında daima dürüst bir buba, çalışma hayatında iyi bir â- mir olarak isim y 24 yıl yataktan a küçük memurlan , 21 kalkan odacıları, e —