A OLUP BİTENLER Sovyet Rusya İ Anlaşınanın bedeli ( K remlindeki tasfiye, geçen hafta da dünya politikasının en muhim hâdisesi olmak vasfını muhafaza e- | diyor ve tasfiyenin akisleri gün zeç- tikçe genişliyordu ı DÜNYAD i L İ r şey ılkbıharda Krutçef'in i Finlandiya seyahatinin dönüşünde 4 başlamıştı. Merkez Komitesinin bir ) toplantısında Krutçef ekalliyette bı- rakılmıştı. Molotof, Kaganovi İ lenkof, Pervukin fin teklifinin aleyhinde oy kullanmış- lar, Bulganin ile Voroşilof ise çekim- ser kalmayı tercih etmişlerdi. Sâdece Mikoyan, Suslov ve Kiricen nist Partisı Birinci ; teklemişlerdi. o Kom'l- Sekreterini des- r ki Rusyada Partinin 1 en yüksek orgumndı çoğunluğa sa- 'ei D l hıp olmak. her istenileni yapmaya * x o < & » - £ n $ - 4x ö v E a < g 3 T Komitesi acele tnplımyor ve “pa aleyhtarı grubu malüm şekilde tas fiye ediyor ve böylece Krutcef müca- deleden muzaffer çıkıyordu. Çekoslovakyada asfiyenin hemen Aakabinde Krut- çef, Çekoslovakyanın yolunu tutu- © yordu. Stalincileri temizlediğini iddia eden Parti Birinci Sekreterinin bol votkılı konuşmalarında artık kanat- A Ma4 B alarını öğrenince yanıldıklarını an- A!ş&&, 20 TEMMUZ 1967 ladılar. Nikita amca gene siyasi fal- cıları faşırtm'stı. Krutçefin kartını oynayan Tito, tıpkı Eisenhower gibi, votkalı nutuk- lardan hissesine düşeni almıştı! Niki- ta amca, Yugoslavların medarı ifti- harı olan İşçi Konseylerinden istilıza i!e bahsetmekten ü t. İşçi Konseyleri hoştu, âAlâ idi amı Amerika'dan buğday ve et al- mak şartıyla şin dahası da vardı. Kremlinli li- der Yugoslavyanın Macaristan hâdi- seleri sırasında takındığı tavrı da bir türlü unutamıyordu. Tito, Mollet'ler ve Etsenhower'ler gibi. konuşmuş, “burjuvalar”ın takdirini toplamıştı. Madem ki kapitalistler tarafından meıhedilıyordu şu hılde Tito hakgız- Perde gerisi mantığına göre bıundan daha sağlam bir delil getirmek tmkaânsızdı! *'B ve K”" nm Prag'da karşılanışları Bir diktatör doğuyor Yugoslav gaveîecılenmn önünde bu tthamları sıralarken Nikita amca- nın gayet babacan bir halj vardı. Üzünden tebessüm eksik olmuyor- du. Esasen bütün bunları Tito'nun yü- züne karşı söyliyecekti; şu halde her- kesin içinde de bahsetmesinde her hangi bir mahzur yoktu. konuşması sı- rasını Tito'dan daha talihli degildı Vakıa Nikita amcı İke'a karşı beslediği hürmeti gizle- miyordu. İke, iyiniyetli. sulh isteyen, mükemmel bir adamdı. Fakat temiz veya pıs bomba gibi “budalaca” bir tefrik yapıyordu. Bombanın pisi veya temizi olamazdı: bomba, adı üstünde. amaha Fakat Amerikalılar Londıada.kl Sllâhsızlan- ma konuşmalarında birdenbire tor- nistan etmişlerdi. Atom — bomuaları- ten bir anlaşmaya yollamıştı. Londradaki hakikaten iyimter bir devam edip gidiyordu. Ama Strauss Temiz bomba i- hp Beyaz Saraya götürm ha beş senelik bir müddet için bom- ba imâli fikrini kabul ediyor, böyle- ce silâhsızlarına konuşmaları aşılan ehemmiyetli merhalelere rağmer bir . Âlimler bu beş yıl zarfırda yüzde yüz temiz bomba yapacaklardı. (FEN sayfamı- za bak. Şimdi Amerika, durumu kurtar- mak için Rusların kabul etmiyeceği- ni önceden bildiği bazı tekliflerle or- taya çıkıyordu. Kurt gazeteci James rikanın atom bo: Ike bile, “Ümit ederim Ruslar da te- miz bomba yapmasını öğrenecekler- dir” diyordu. Anlaşılan Silâhsızlanma artık yerini temiz bomba imaline bı- rtakıyordu... İşte Krutçef'in hazmedemediği A- merikanın bu tornistan manevrasıydı. Votkanın da yardımıyla İke'i, “buda- laca”" konuştuğu için tenkit ediyordu. pek nazik diplomatlar bile yavaş ya- vaş alışmaya başlamışlardı. Nikita amcanın sert azarlamalarına artık pek kızılmıyordu. Mühim olan elde irticalt nutuklar Stıl!nciler işbaşından uzaklaştırılmış- ardı. Tarizlere rağmen, Tito mem- nundu. Gomulkacılar sevinc içindeydi- ler. Batılılara gelince, sadece karşı taraftan hüsnüniyetini ispat etmesini bekledikler; takdirde. Doğu-Batı mü- nasebetlerinde bir değisiklik olmıya- caktı. Molotof ve Kaganoviç'in tas- fiyesi Doğu-Batı anlaşmasını kolay- laştırıyordu. Fakat Batılılar da anlaş- mak için icap eden fiatı ödemek z0o- rundaydılar. Türkiye ve Rusya M olotof sahneden cekıllr çekılmez İVİ Rusya, Türkiyeye kar sulh taarruzuna girişti. Boğa ıı.ra. Kırsa ve Ardahana göz diken adam yet işten uzaklaştırılmıştı. Rusyım ın Türk topraklarında katiyen gözü yoktu. A — SO