a Fransa “Godot” dünya turunda 953 yılının 3 Ocak gecesi zamanı- Fransızca kaleme aldığı bir piyesinin ilk temsili verilmişti. Yazarın adı Sa- muel Backett, piyesinin ismi ise “En Attendant Godot - Godot'yu Bekler- ken" idi. Üç sene eseri sahneye koya- bilmek için bir tiyatro arayıp durmuş lerin sonunda mali bakımdan en sıkıntılı günlerini yaşı- yordu. tronun . Ser- rea.u Beckett'in piyesini tiyatmsun kaz uyo Fal tendant Godot” yu suhneye koymak- la hiç degılse o zamana kadar modern n Tiyatrosu hiç değilse modern tiyatroya hizmet- (e son rolünü oynamış olacaktı. İşte İrıandalı Backett'in ©Godot'yı isimli piyesi bu düşuncemn neticesi olarak 3 Ocak 1953 tarihinde Roger Blin tarafından Babylon'da sahneye konuldu. Kritik- lere göre de, seyircilere göre de tem- silin sonu ya fiyasko, ya zafer ola- bilirdi. Netice zaferle bitti. Esere şid- etle aleyhtar bulunanlara - hat,tâ & 1 sene müddetle oynandığı halde hâ- JA temsilin sonunu bekleyemeyip sa- lonu terkeden bazı geyircilere rağ- men . “Godot” önce arka arkaya 30 Gefa temsil edildi. Sonra — yüzüncü, Bonra ÜÇ ci ve dörtyüzüncü billerini idrak etti. Oyunda rol nlan Banatkâarlar durmadan değişiyor,Pa- rıs'in-tanınmış pek çok aktörlü eser- deki rollerden herhangi birinin peşın- den bıkmadan usanmadan koşup du- ruyor ve Beckett'in kahramanları mütemadiyen sahip - değiştiriyordu. Kira bu ezici rollerden herhangi biri- ni bir aktörün bir aydan fazla oynıya- bilmesi imkânsızdı. İki sene zarfında piyesteki beş rol 16 defa sahip değiz- tırdi. Babylon Tıya.trosunda nıhayıt ramp, ışıkları kavuştuğı beri iki yıl gecmesıne ve bu ikı yıl Zzar- fında eser 4800 Üncü temisiline ulaş- masına rığmen Beckett daha bağarı- sırın başlangıcında bulunuyordu. “Ço- dot'yu Beklerken" Fransa dışmda Fransadakinden -çok -daha fazla - şarı kazandı. . Sğ » Samuel Backett “Godot” nun peşinde Eser Almanyada, 1953 Berlin Fes- tivalinde temsil edildi. Aynı gece 12 şehirde birden sahneye kontuldu. 1953 yılı zarfında Beckett'in piyesi bıroi- rinden farklı 30 mizansenle temsi dilmiş oluyordu. Harpten beri hiçbır yabancı yazar bu kadar büyük bir başarıya erişmemişti. Bu esnada Sa- muel Beckett'in pivesi birçok dillere de tercülme edilmiş ve İtalya, İaviçre, Finlandiya, Narveç, İsveç, Danimar- ka, Türkiye, Brezilya, Arjantin ve Japonyada da temsil edilmişti. Eser her yerde Kkalahalık bir Bevirci top- luluğunun alkışlarını topluyortu. “Godot'yu Bekleıken" İngiltereye 1955 yılında gerti. y müddetle 200 bin Londralı (*rıterıon Theatre'- da Beckett'in eserini seyrettiler. Ni- hayet İrlanda,tıpkt James Joyce gibi Samuel Beckett'in 'de e3erlerinin satı- şını memleketinde yasak etmiş olan İrlanda Duhlinde “Godot” yu bâğrı- na basmakta 'gecikmedi. İlk temsilin- den tamı 3 yiıl sonra da, 3 Ocak 1956 Becesi eser“Broadway'da New York- Jufarın karşısına çıktı. 1956.yılından beri Frransa Beckett- in piyesini başta rtot Tiyatrosu Üzere yeniden sahnelerinde temsile başlamıştı. Hemen bütün kri- tikler ağız birliği ile “Godot'yu Bek- lerken” için: “Son yirmi yıl zırfmdn ra ışıklarına çıkan en m ser” diyorlardı. Yukarda da bahsettiğimiz gibi ar- tık dilnyaca tanınan bu mühim tiyat- To eseri 1955 yılında bizde de İstan- bulun Kücük Sahnesinde temsil edil- mişti. Eseri dilimize Muhsı çevirmiş ve piy! ki bütün haklarını da kendisinde mu- hafaza etmişti. Ne yazık ki piyesi an- cak bir hafta. yahut onbeş gln İstaiı- bulun talihli bir kısım seyircisi göre- bildi ve eser sebebini pekâlâ bildiği- miz fakat asla tasvip etmediğimiz bir düşünceden dolayı afişten kaldırıldı. O günden bu yana artık Beckett de unutulmuştur, eseri de.. Halbuki biz- deki tiyatro faaliyeti, bilhassa mo- dern piyesler bakımından hiç bir za- n “Godot" nun memleketimize ge- lişindeki kadar isabetli bir çabukluk . Bu iş bir defa oldu; ne çare ki tuttuğumuz fareyi çabuk boğazlayıp bir yere gömüverdik. “Oyunun Sonu” arisliler Beckett'in son ve yeni bir piyesini - “Fin de Partie” - daha artık yadırgamadıkları bir hayran- likla seyrederlerken bizim burada Beckett'in “ruhuna fatiha" okümamız tiyatromuz adırta elbette acınacak bir olaydır. "“Godot seyircisinden esirgense de bundan hayıflanacak o- lan elbet ve ancak Kgene bizleriz. Bi- zim tiyatromuz ve bizim seyircimiz.. Zira gercekte Beckett ilk piyesinde olduğu gibi ikinci piyesinde, "Fin de Partie” nin temsilinde 'de seyircileri- ni aynı coğkunlukla kendine bağla- makta devu.m etmektedir. Tıpkı "Go- dot” da o gibi şüphesiz “Fin de Partje” de bir muddet sonra Fransa hudutlarını aşacak. Japonyaya, Brezilyaya. hattâ aforoz edildiği ken- di memleketi İrlandaya kadar uzana- caktır. Zira ilk şaşkınlık anı geçtik- ten sonra Beckett'in eserlerinde ele aldığı tem artık aşikâr olmuş ve bun- da korkulacak, çekinilecek hiç bir yön bulunmamıştır. "Godot'yır -Bek- Terken” deki fikir şu idi: İnsan yer- yüzüne bir şeyi veya bir kimseyi bek- lemek için gelmiştir. &odot günün bı- ırmde mutlak gelecektır Piyesteki bu 'bir sembol şeklinde göaııırilen "dodot'- yu beklemekle geçirirler. Fakat Go- dot gelmeden piyes biter. Yahut piyes biter. fakat Godot hâlâ gelmez. Beckett'in ikinci piyosı "Fın 'Ue Partie” de artık Gpç mez şekilde gelmîyeceg'ı bellıdir h" piyeste Godot Ümidi ifade eder “Go- dot'yu Beklerken” in kahra_m’arîlırı ümitle yaşarlar. “Fin de Partie” kahramanları ise artık sadece, blumîl beklemektedirler 'Tıpkı bir satı;a.ıiç oyunundıı olduğu gbı parti 'e oyün mıştır. Vi erecektir. Oyunda dört kahramıı*n. dördü de sakat ve sefil, neden olduğu- nu bilmeksizin parça parca, yvavaş yavaş ölürler. Bu. onların doğruşların- dan beri devam eden bir haldir. Tıpkı Godot'da olduğu gibi bu ikinci piye- sinde de Samuel Beckett yışımı_nm bir felsefesini yapar, yahut ölü Bü vermiş olmasıdır. ,Şayet ,Beckg;ı yeslerine komik nsur, fa AKİS, 20 rîîıîvî?%