2 .—— —— —— —© -a .—. ÇALIŞMA eai Üa ve sigortalardan faydalanabilmek için bazı şartların hafifletilmesinden yeti, Ücretler, asgari üÜcrel- | tahkim meselesi, kollektif 1ş akdi, işçi meskenleri, sendikalar kanunu- nun değiştirilmesi, yıllık ücretli izin, Bunların halli için de tasarılar hazır- lanmış ve bazıları Meclise sevkedil- mişti. Greve gelince Bakan bundan hiç bahsetmemeği daha uygun bul- muştu. Vakıa bunun da bir tasarızsı vârdı. ama yıldan beri bir türlü Meclise sevkedılememlqtı Yeni bir “Teşkilât Kanunu" ve Mesken- leri Kurumu" Kan . grev dışında- ki bütün işçi meselelerini halledecek- ti. O halde bugüne kadar başarıldığı Bakan tarafından ifade olunan işle- rin sadece sigo nda uf tefek bazı detlşıklıklerden ileri git- mediği anlaşılıyordu. Fakat bütün lan bir Belediye Meclısı ülyesinin ifa- desine göre - “en yüksek refahı” te- mine kalmıştı ve o da yakında - her halde yeni seçimlerden sonra - ger- çekleşecekti. Çalışma Bakanı cemiyet lçlndekl kuvvetleri “bileşik kaplar'a benze terek işçilerin daha randımunlı ça- lişmalarını tstemiş ve bu suretle iş- yerlerinin sağlıyacakları — kârlardan işçilerin de faydalanacağını belirtmiş- ti. Sendikalizme gelince Çalışma Ba- kanı kendisinin ve hükümetinin Türk sendikacılığının gelişmesini arzuladı- ğını ve bunun için de .-elhak- çalıştı- ğını ve yardımda bulunduğunu beyan ediyordu. Bu yardımları Çalışma Ba- kanı şöylece sıralamıştı: Devlet sek- töründeki işyerleri, ışcllerlnin sendl- ka aidatlarını ücretleri toptan olarak sendlkıya bir külfete katlanıyorlar. fakat se dikaya hizmet etmiş oluyorlardı. İ- kinci bir yardım, bilhassa devlet sek- töründeki işçi sendikalarına Çalış- ma Bakanlığının yaptığı mal! yardım- lardı. urdı mların bucün sendika- Jara yapılm. Bakanlığın görüşlerini deatekleyicl Lelgrı.nı.r Ççe- ken sendikalara yapıldığını sözlerine lluve etmeyi Çalışma Bakanı unut- muştu. Calışma Bakanı, bu kongrede es- ki vaadleri yeni müjdeler olarak işci- lere bildiriyordu. İşçi Meskenleri Ku- rumu Kanunu, inşaat malzemesinin sağlanmasında çekilen sıkıntıyı gide- recek ve bu işi “hususi bir teknik” ile mutavassıt tüccarın elinden Kuruma aktaracaktı. Bu suretle de işçilerin daha ucuz ve kolay inşaat malzeme- paraların çeşitli Bankalara yatırılması ve bundan fa- iz alınması yerine işçiye daha fay- - dalı bir şekilde kullanılması saağlana- caktı. Tabiatiyle bu da bir tasarıydı ve ne zaman kanımlaşacağı meçhul- dü. İşçiler bu bankanın kurulmasını sabırsızlıkla bekliyorlardı. Çünkü İş- çi Sigortaları Kurumunun elindek! paraları işçilere hastahane, dispan - ser açmak için kullanacağı yerde Be- lediyenin istimlâk işlerini kolaylaş- tırmak için meselâ Atatüirk Bulva- rında Belediyenin pek pahalıya inşa ettirdiği blok apartmanları maliyet- lerinden ço r bedele satın almakta kullandığını biliyorlardı. Kısaca söylemek lâzım gelirse D. nin 7 yıllık ve bakanın 18 aylık lküdnrları sırasında işçiler lehine ya- pılan yegâne değişiklik, ihtiyarlık si- ınin ayda 33 liradan 60 liraya cıkarılmasıydı Diğer ışcl istekleri- nin &a grev olmak Üzere hep as- kıda kalmış veya tasarı halınde uyu- muştu. Bu, Bakanın uzun konuşma- sından açıkça anlaşılıyordu. Buna rağmen Çalışma Bakanı konuşma- sında kendisinin ve hükümetin işçi hareketine kırşı set çekmedığm.l ıık- Nj anlatmak et t görünen köy kılavuz istemezdi. Ç Bakam "kılbını lşcllerın kalplerıne bsgl ya ve “memnu niyetlerini gbılennden okuyarak” ko- nuşmasını bitirmiş ve dinleyiciler a- rasına katılmak Üzere kürsilden ay- rılmıştı. Sral yağmuru T abiatiyle guetecileıâerhıl Baka- nn yanına sokulup sendika, birlik ve federasyonlarının ve n olarak İstanbul Gazeteciler Sendikasının ka- patılması, kollektif iş akdi, Cenevre- de olup bitenler ve bilhasaa grev hak- kında bakanı sual yağmuruna tut- mak için daha iyi bir fırsat bulamaz- lardı. Gazetecilerle Çalışma Bakanı, lik ve federasyo yaptığı konuşmada sını hukuki birer mesele olarak kabul ettiğini söyledi. Adliyenin bağımsız- lığına hürmeten de kanunların mah- kemeler tarafından kendi anlayışla- rına göre tatbikini tefsir etmek i&ste- miyordu. Fakat Bakanın asıl alâka çeken sözleri grev hakkındaydı. Grev için gerekli sartlar henüz memleketi- mizde yoktu. Sendikalar malt bakım- an zayıf olduklarından grev aleyh- lerine olurdu. Sonra köylerden şehir- lere olan akın dolayısile grev yapan iş- çilerin yerine işverenler bu işsizleri alabilirlerdi. Bu da işçilerin alevyhine olurdu. Esasen grev en son başvuru- facak bir çareydi. Birçok memleket- ler mecburt tahkim etmişlerdi. Hattâ, Çalışma Bakanının ifadesine göre Danimarka grevi ya- sak edip mecburi tahkim sistemini kabul etmişti. Amerikada bile Taft- Hartley Kanunu, grevi icabında im- kânsız kılabiliyordu. Çalışma Baka- nının D.P. programında grev mev- zuunda herhangi bir değişiklik ol- madığını ve aslında greve taraftar bulunduğunu beyan etmesine rağmen, sistemini kabul ileri Batı memleketlerinden verdltl pek hayra alâmet takım şartların tahakkuku Bunlar sendikaların mali bakımdan kuvvetlenmesi, kalifiye işçinin çoğal- ması, köylerden şehirlere akının dur- lara bağlı şartlardı. Bu şembenin gelişi çırşambadan belll o« luyordu. İşçiler Hürbilek dâvaları Kurban Bayramının yaklaştığı gün- lerde hapishane duvarları arasın- da yatan işçi ve sendikacı adedi öyle Razetelere aksettiği gibi yalnızca bir tane değildi. Bursa Fırın İşçileri Sen- dikası Başkanı Ahmet Çakırdan Baş- ka, Eskişehirde de dört sendika ida- recisi Üzlüntü içinde Eskişehir ha- pisghanesinin avlusunda “volta vuru- destekleyen Hilirbilek adlı i«ri gaze- tesinin mensup ve mesulleri Abdül- kadir Gürol. Ahmet Aras ve diğer iki işçiydi. 25 Haziran günü gazetenin sahibi Ahmet Gürol ile sabık Sakar- ya Federasyonu Genel Sekreteri Ah- ras ve iki sendikacı dahıı tev- kif edilmişlerdi. Böylece, 80 larda hapishanelerdeki gazeteciler ve politikacılar yanıbaşlarında sendika- cıların da yer aldığını görmeğe ladılar. Neyse. bayrama bir iki gün kala Eskişehirdeki sendikacılar da tahliye ediliyor ve bir çok aile bayra- mı yas içinde geçirmekten kurtulu- yordu. 15 haftadan beri tllrlü bıskılara rağmen çıkartılmağa muvw olu- nan Hürbilek aleyhinde tam 6 davı ıçılmışt Bu dAValardan bugüne ka- ancak nesi neticelenmişti. Hürbllek in sı.hlbl Abdülkadir Gürol Razetesinde yayınladığı "Kampanya” adlı giirde suç unsuru bulunmadığını isbat etmiş ve beraat etmişti. Ama geride daha 5 dâva vardı ve bu da- valardan iki tanesinde savcı sanıkla- ak İsmail patılan Sakaryı Sekreteri Ahmot Aras tarafından yn- Zılan “İzinli grev istemiyoruz” ve ne gazetenin sahibi Abdillkadir Gürol tsrafından yazılan “Birlikler Kapa- nirken” başlıklı manzüme dolayısiyle savcı sanıkların tecziyesini talep e- diyordu. İsmail Arasın yazısı halkın devlete olan emniyetini sarsıcı ma- hiyette görülmüştü. Diğer iki vuıda ma Bakanı Mü: arhal iği nü Eskişehir Toplu Basın Mahkeme- sinde yapacaklardı AKİS, 20 TEMMUZ 1957