y KİTAPLAR selâmlamak, mutad evrakı imzala- mak, artık her köşesini ezberlediği o- dasında oturup karşıki duvarları sey- retmek ona mlülthiş bir azap gibi gel- , meğe başlamıştır. memurla- rın tabasbusu, büyüklerin belirli bir çerçeve nda konusacak bir lâf bu- lamamaları, evdeki bitmez tükenmez layat, her şeye rağmen genç ve zinde kalmış Ömer üzerinde dayanılmaz bir tesir uyandırmakta- dir. Gene bir sabah makamına gitti- ğginde Müsteşarın kendisini çağırdı- ğını söylerler. Kalkar gider. Müste- şar bakanlığa yeni gelmis, aksi bir da önce hafiften bir münakaşa çıkar. Müsteşar bir aralık işi tahkire ka- müsteşarın çenesi budur deyip atar yumruğu. Sonra, hiç bir şev olmamış gibi odasına döner ve masasının göz- lerindeki esvanlarını toplar, çıkar gi- der. Hayattan öylesine bezmiştir. ki intihar etmekten başka bir şey dü- şünmemektedir. Daıreden kendisini öldürmek kararı ile çıkar. Ama bu işi nasıl ve nerede yapacağını bilme- mektedir. Bir otomobile atlar ve ha- va alanına gider. İstanbula giden ilk uçak için bir bilet alır. Üzerinde mlit- hiş bır yorgunluk vardır. İstanbula indiğinde Sirkecinin en külüstür otel- lerinden birine gider ve bir oda tu- i yni karıncalanmıştır. Soyunmayı bile düşünmeden kendisi- ' WHERİSO LİRAYA lık uıfh WUMARASI V. ni yatağın Üzerine atar, öylece uyur İkinci günü otelde tek başına dü- şülinceler .çinde geçirir. İkide bir ce- bindeki tabancayı çıkarmakta ve namluyu alnına dayamaktallır. Aamt böylesine bir ölüm, ona öyle kolay gelmektedir. ki, bir türlü karar verip tetiği çekemez. Derken aklına cebin- deki banka cüzdanı gelir. Memuriye- tin en Üst kademelerine çıktığı halde bütün tasarrufu topu topu 780 lıra- dır. Kendi kendine şu parayı da şöy- le gönliüimce viyeyim de ondan sonra öleyim der. Ama parayı almak için Üçüncü günün sabahında gittiği ban- ada karşılaştığı eski sevgilisi Gö- nül, ona her şeyi unutturur. Bir defa daha knrarsız bır duruma düşmüş- tür. na yüz vermemiştir ve Üstelik Önmrın itsıü başı perişandır. Gönülle bir defa konuşmadan hiç bir şey yapmak istemez. Kalkar Gönüle telefon eder. Gönül yüzüne telefonu kapar. Dördüncü güniün akşamı Te- pebaşında bir oda kiralar. Orada ın- tihar edecektir. Pansiyonu — işleten kadın Ömerin durumundan şüphele- pusula yazıp Gönüle gönderir. Bu pu- sulada seni görmeden ölmek istemi- yorum demektedir. Zaten bu arada da Ankarada bir Umum Müdürün birden bire kayıplara karıştığını ga- zeteler yazmıştır. Ömer kendisine a- it haberi hayretle okur. Derken erte- 9i günü Gönül gelir. Ama Ömerin o- na anlatacağı hiç bir şey yoktur. Gö- nülün evlenmediğini öğrenir. Eski sevgilisi ona pek vyüz vermek, ama kırmaz da. Annesiyle beraber, otur- duğu evlerine davet eder. Altıncı gün Ömer binbir heyecan içinde Gönülle- re gider. Ev Fatih civarındadır ve in bütün çocukluğunun geçtiği yerdir. Bütün gün sokaklar- da çocukluğunun hatıraları içinde yaşayan Ömer gece Gönüllerde misa- fir kalır. Gönülün annesi ona ertesi tiyle Ömer gibi amirlerine kızmış ve Fatihte bir ar- zuhalci dükkânı açarak hayatını ka- zannıış, sultana kul olmamıştır. Ö- mer babasının çalışma tarzına öze- nir. Tutar oralarda bir boş dükkân bulup bir daktilo makinesi, bir ma- sa, bir iki sandalye uydurur, işi ar- zuhalciliğe döker. Tevrat orduları böylece tamamlanmış oldu. Ve Allah yaptığı işi yedinci günde hi- tirdi. Ve Allah yedinci günü müba- rek kıldı ve o gün dinlenmeye çekil- di.” Umum Mildürlük makamını bı- rakan Ömer de, yedi gün süren bir fırtınadan ve didinmeden sonra ba- şınm rahatça dinliyebileceği, kimseye kul olmıyacağı bir iş sahibi'” olmuş, ilk sevgilisi Gönüle kavuşmuş, rahat ve sakin, dükkânının kepenklerini er- kenden indirmiş dinlenmeğe çekilmiş- tir. ; t a ,, K Ash a:rı'ııırsa, bu mevzu içinde ak- la ve mantığa aykırı, hayata uyma- yan pek çok şey bulmak mümkündür. Orhan Hançerlioğlu, romanını yazar- ken kendisini merin hâkimiyetine öylesine kaptırmıştır ki pek çok yer- de hüyattan uzaklaşıyor ve bir hayal denizinde yüzüyor. İnsan kitabı bi- tirdiğinde birden bire kesiliveren bir film sahnesi karşısında kalmış gibi oluyor. Ve ancak roman bittikten sonradır ki okuyucu baştan beri sü- rüklenip gittiği mevzuun hayattan ne kadar uzak olduğunu görüyor ve dilinde bir burukluk kalıyor. Doğrusu hayat, Hançerlioğlunun anlattığı ka- dar kolay kurtulunuveren bir çark değil. Nüfüs kâğıtsız, hüviyetsiz, ge- ride bir karı ve iki çocuk, büyükç bir makam bırakarak yeni baştan i- simsiz, gürültüsüz bir hayata başla- mak imkânsız. Nedense romancı bu noktaları Üstü k eçimeyi ve ro- manını Anıeıtkan mıııleıinde olduğu gibi bir. “heppy end" tırmeyı tercih etmiş. Bu da “7 nci Gün” ün zayıf tarafını teşkil edi okunurken devam yicilik vasfı, roman bitirildiği zaman ir sabun köpüğü gibi sönüveriyor ve okuyucu ister istemez vakanın gerçek olup olamıyacağı ilzerinde du- ruyor. Umulur ki Hançerlioğlu bun- dan sonra daha hacimli eserler yazar ve sürükleyicilik vasfının yanında i- nandırıcılık vasfı da kuvvetli dürt başı mamur romanlar verir. EMNİYEY SANDIĞI 195? Vıb - ) Tosarruf Hasağlar İzramiyelori Çittekerurlar da &PARTMAN BAİRELERİ Bahçelieeler de KA $ALAM Zengir PARA İKRAMİYELERİ | kiziye 120.000 Ciwralek AYLIK GELİR İkramıyesi ? ÖĞRENCİ Heosaplarına 35.000: Urakb : PVAHSH İkcamiyeleri olarat ea a8 500.000 ,.... Z Ayras 2 Milyon Lirei ; Mesnen Edmesne W adilesi 8 VÜOL — Geore Kat s | N e ŞSAL Y E M AKİB, #0.1EMMUZ 1951