s P Futbol Fenerbahçe şampiyon Profesyonel lig şampiyonunu tâyin edecek Fenerbahçe - Galatasaray maçı, bu haftanın başında Salı günü, üçüncü tehirinde —oynanıyor, fakat her zamanki muhteşem havasını mu- hafaza ediyordu. Yarım asrın hatı- raları canlanıyor, gazeteler bu hatı- raların heyecanıyla dolup taşıyordu. Bu, doğrusu senenin maçıydı. Gerçi Galatasaray rakibinden iki puan iler- deydi. Fakat, Fenerbahçe düzgün jı ile galıbıyet halinde şampi- kavuşuyordu. — Takımların kampları, fırtınadan önceki sessizlik içinde, taraftarlar ümitli, alâkalılar üç İtalyan hakeminden emindiler. Son geceye kadar normal seyrini ta- kip eden hâdiselere, Pazartesi aksa- rnı vukua gelen bir tatsızlık eklenme- siydi, maça. mülayim bir hava içinde girmek kabil olacaktı. Fakat söylen- ti mühimdi: Galatasaray antrenörü Gündüz Kılıcın "sakat oyuncular" meselesıyle alâkalı olarak istifa etti- ği rıvayet olunuyordu. Galatasaray Klubü, bu gibi hadıseler karşısında son derece ketumdu . Hele maça 12 saat kala çıkan tehlikeli bir hava katiyen tefsir edilemezdi. Ancak, ge- ce yarısından sonra durmadan işleyen başın telefonları neticeye "şimdilik" vasıl oluyorlar ve antrenör hakkında çıkan haberin bir " dedikodu" dan iba- ret olduğunu öğreniyorlardı. Maç sa- bahı, havayı bozmak istemeyen ga- zeteciler habere — sayfalarında yer vermemekle senenin maçı arifesindeki tek sinirli hâdiseyi ciddiye almamış oluyorlar, sadece istihbaratlarım bu meseleyle alâkalı olarak "göz kulak olunuz" şeklinde harekete geçirerek maçın heyecanına katılıyorlardı. Senenin maçı Mithatpaşa Stadı tarihi günlerinden "Birini daha yaşıyordu. Her taraf Sarı-Lacivert ve Sarı-Kırmızı renkler le donanmış, arada bir uçurulan gü- vercinler boyunları ndaki kordelalar- la sahayı dolaşıyorlar, maçın heyeca- nına paralel olarak çırpınıyorlardı. er köşede Fenerbahçe-Galatasaray havası vardı. Yarım asırlık maziye girilmişti. 22 Nisanı, şerefli tarihle- rine yeni ve kardeşçe bir mücade- le olarak ekliyeceklerdi. Biri şam- piyon olacak, diğeri onu alkıslıya- caktı. İşte bu dostluk havası içinde hararetli bir 90 dakika çarçabuk uç- tu, gitti. Fenerbahçe daha iyi oyna- mış, lig lideri yorgun — görünmüştü. Artık yerler değişiyordu. Sarı Laci- vertliler kaydetmeğe — muvaffak ol- dukları üç golün mükâfatını almış- lardı: 1957 istanbul Profesyonel Fut- bol Şampiyonlugu Bu, Fenerbahçenin S0 nci yılında kazanabılecegı en şe- and Galatasaraylılar da kardeşlerını candan alkışlıyorlardı. AKİS 4 MAYIS 1957 O R Basketbol Türkiye - İran Dişe göre lokma Devler geldi Geçen hafta Spor ve Sergi Sara- yında yapılan Dünya Ordulara- rası Basketbol —Şampiyonası başla- madan önce basketbol muhitlerini heyecanlandıran haber hayli entere- sandı: Amerika Ordu Basketbol ta- kımı da turnuvaya kuvvetli bir kad- Amerikalılar antrenmanda Devler eğleniyor ro ile katılıyordu. Harlem gibi — Bas- ketbol cambazlığından İleri gidemi- yen bir gösteri takımının, Amerika Basketbolünün temsilcisi olarak al- kışlayan meraklılar, Dünya Ordu- lararası Şampiyonası — başlamadan, hakiki Amerikan Basketbolünü sey- redebılmek için heyecanlı bir yarık- a Spor Sarayına koşup, gecenin et- ken saatlerinde yerlerim alıyorlar, merakla — bekleşiyorlardı. — Amerika Basketbolüydü bu. Şakaya gelmezdi. Olimpiyaddâ Ruslarla alay edıyor dünyanın dört köşesine "Öğretm gayesi ile temsılcıler gönderiyor, Chı— öorge Mikan'ı, Bili ussel'ı, Mıltort Cemberlain'ı ile, yediden yetmişe bütün meraklıların rüyalarına giri- yordu. Spor Sarayına gelmeden önce, gazetecılerle samimi bir hasbihalde bulunan Amerika takım — kaptanı Frank Selvin: "Biz Türklerin küçük yaştan güreşe başladıklarım bilirliz. A- merikalılar da küçük yaşta Basket- bola başlarlar. Siz güreşte nasıl kuv- vetliyseniz biz de Basketbolda kuv- - vetliyiz" demişti. İşte, Spor Sarayı, yeni parkesı heyecanlı seyircileri ile “kuvvetli" — Amerikalıları — görmeğe hazırdı. Türk Ordu Takımının İranı rahat yendiği ilk müsabakadan sok- ra akşamın ikinci, fakat turnuvanın büyük maçı baglıyacaktı Amerika, Antoin'lı, Stiurla'lı, Owen'n, Buffier'- li, Garnier'li Fransa ile karşılaşıyor- du. Fransada, Olimpiyaddâ Rusyayi yenebilen kuvvetlı bir basketboldu ve Ordu takımı oyuncularının hemen hepsi Mili — elemanlardı. — Amerika takımının Coach'u, gündüz yapılan toplantıda, "oyuncularının ancak ya- rım saatte" ısınabileeeklerini söyle- miş ve haklı isteğini kolay kabul et- tirmişti. İşte, cazip beyaz eşofmanla- rı ile salona fırlayan 12 "U.S.A." as- keri, alkışlar ve hayret dolu bakışlar altında ısınmağa bağladıkları zaman, Birleşik. Devletlerin basketboldeki üstünlüğünü bütün gözler kolayca görmüştü. Amerikalı basketbolcular, en zor hareketleri gayet rahat yapı yorlar, zarif fakat — kuvvetli vücut yapıları ile şaşılacak kadar yüksek- lere zıplayabiliyorlar, hepsi topu el- leri ile sepetin içine kolaylıkla geçi- rebiliyorlardı. Diğer Potada ısınan Fransızlar çok küçük kalmışlardı. Avrupanın şöhretli Fransası, Ameri- ka Ordu Takımının yanında kaybol- muştu. Oyun, görülmemiş bir tempo- da başlamıştı. Hem görülmemiş bir taktik ile... Amerikalılar turnu- vanın, iki numarah takımı Fransa- ya tam saha ' press yapıyorlar, mü- dafaa ve hücum "ribaunflarını ko- layca elde ederek sayı üstüne sayı ka- zanıyorlardı Bütün gayretler, Anto- in'ın top çalmaları, Buffier'nih sey- yal stili Sturla'nın zekâsı basketbo- lün hakiki üstadları tarafından yutu- luyordu. Bu, İstanbul'u dört gün sa- ran bir basketbol fırtınasıydı. çok şey öğreten, hayran, bıraktıran, unutulmıvacak bir fırtınaydı. Dev Beş, hakiki basketbolü gösteriyordu. Ziyaret ve ticaret rdulararası Dünya — Basketbol şampiyonasını kolay kazanan 33