sizlere iş bulacak durumda değildi. urumun İstanbul Şubesinde madeni iş kolundaki işcilerle meşgul olan ve işçilikten yetışme memurun işine son verilmiş ve ne kimin getirildiği bir türlü ogrenılememıştı Halbuki İs- tanbulda bu iş kolunda en az bin işyeri yardı. Fakat Kurum bu i yerlerinden pek azı ile Bu bakımdan ham madde yokluğu yüzünden — bir ışyerınden teklif ettigj işbirliğini Kurum reddet- mişti. HÜRRİYE kemeyi bağlamayacağını yazısına ilâve etmekte bir mahzur görmü- yordu! Ayrıca Adana Sorgu Hâ- kimliğinin Güney İşçi Sendika- ları Federasyonunun — kapatılma- sı hakkındaki kararını - hâkime kolaylık olmak üzere - yazısına ekliyordu Hatta ve atta "bir sendika veya birliğin kanunit du- rumunun her zaman adli maka- matın tetkikine tabit olacağı ve ka- nunsuz görüldüğü — takdirde kapa- tılması cihetine — gidilmesinde bir mani olmamak lâzım geldiği" yo- lunda ibarelerle rehberliğe kalkışı- yor, Anayasanın adliyenin istiklâ- li hakkındaki hükmünü zedeliyor- du Cemiyetlerin olduğu —gibi, sen- dika ve birliklerinin e uru- luş formalitelerinin noksanlığı, bunların kapatılmaları için hiç bir zaman kanunı bir sebep teşkil ede- mez. Cemıyetler Kanunu- nun 55 inci maddesi "şahsiyet İkti- sap etmesi kanunen mümkün ol- mayan yahut henüz şahsiyet ikti- sap etmemiş bulunan bir cemiyet, âdi şirket hükmündedir" demekte- dir, Bu hâle göre şahısların bir a- raya gelmek hususunda iradelerini izhar etmeleri cemiyetlerin ve bu arada — sendikaların birliklerin meydana gelmesi içn kâfi sebeb o- lup bunların Cemiyetler Kânunu dı- şındaki kanunlara göre yerine getir- mek zorunda oldukları formalitele- rin noksanlığı kapatılmaları için kâfi bir sebeb teşkil edemez dikalar ve sendika birlikleri ve ancak Cemiyetler 5018 sayılı İşci ve İşveren Sendika ve Birlikleri hakkındaki kanunda yazılı hallerde — kapatılabilir. Bu haller de cemiyet veya sendikala- rın kanana, ahlâka ve âdaba aykı- rı hareketleri, sendikaların siya- setle meşgul olmaları, işçileri gre- ve teşvik etmeler gibi fiillerdir, İşçi sendika ve birliklerinin ku- ruluşlarında formalite noksanlıkla- rı bulunduğu da aradan 10 yıl geç- AKİS, 4 MAYIS 1957 Kurum ne yapıyor ? ş ve İşçi Bulma Kurumunun İstan- bul Müdürü Dr. Ekmel Zadil, 19 Nisan Cuma günü Beykoz Deri ve Kundura Sanayii Müessesesinde ve- receği "Muhtelif Memleketlerde İşsiz- lik Sigortası Tekniğine ait Mesele- ler" mevzulu konferansa gelmiyecegi “çarşambanın gelişinden" — belliydi. Fakat ilgilileri hayrette bırakan bu olmamıştı. Sayın doktor bu tarihte Amerika Birleşik Devletlerinde "tet- kiklerde bulunmak" üzere yola çık- mıştı. Bu seyahat dolayısiyle akla iki ihtimal geliyordu. Dr. Ekmel Zadil'ın TI tikten sonra dermeyan edilemezdi. Çünkü sendikalar, hakkındaki 5018 saydı Kanunun 11 inci ' maddesine göre bunların tüzükleri — Cemiyet- ler Kanununun 4 Üncü maddesine uyularak — kuruldukları — İlin Valisi tarafından Çalışma — Bakanlığına gönderilmektedir. Bundan da mak- sat, Bakanlığın tüzüğe karşı bir itirazı varsa bunu bildirmesini ve tüzüğün değiştirilmesini temin et- mektir. Bu sebeble Çalışma Bakan- lığının Eskişehir Asliye Hukuk Mahkemesine gönderdiği 2.3.1957 günlü yazının sonunda Sakarya Bölgesi İşçi Sendikaları Federas- yonuna alt kuruluş evrakının ma- halltf idare — mercilerinde — bulundu- ğunun bildirilmesi, Bakanlığın ha- berdar —olmadığının bir — delili ve kendisini temize — çıkarmasının bir sebebi olamaz. Kaldı ki, aynı 5018 saydı kanunun uygulama şeklini gös- teren talimatın 20 inci maddesi. Ça- lışma Bakanlığına İşçi Sendikaları ve birliklerini ne şekilde — muraka- be edeceğini açıkça göstermiştir. Bi- naenaleyh Bakanlığın kapatılması- nı istediği birlik ve federasyonlara ait kuruluş Pevrakındaki — noksan- lıkları bilmemesine imkân yoktur. Yok eğer Bakanlık Şunları bildiği halde bu işçi teşekkülleriyle temas etmiş, kendilerine maddit yardımda bulunmuş ise yalnız kendisi değil, fakat 5018 Sayılı kanunu yürüt- mekle vazifeli Bakanlar Kurulu da 10 yıl bu kanunu yanlış tatbik etmiş olmaktan dolayı hiç olmazsa M. ve Türk Milleti karşısında siyast bakımdan sorum- lu sayılabileceklerdir. Çalışma Bakanlığının — Eskişehir Asliye Hukuk — Mahkemesine gön- derdiği yazıda 5018 sayılı kanunun 8 inci maddesinin Encümende mü- zakeresi sırasında sözcünün sar- fettiği süsleri (Bk. AKİS Sene 3, , Sayı 142) dercetmekteri çekinmesi de manidardır. Çalışma Bakanlığı tarafından güdülen mak- sadın İşçi hareketlerini sistemli bir şekilde baltalamak — olduğu bu su- retle açıkça anlaşılmaktadır. ÇALIŞMA vereceği konferansın mevzuu "“muh- telif memleketlerde işsizlik sigortası tekniğine ait meseleler" den ibaretti. Onun için akla gelen ilk ihtimal, ken- disinin bu meseleler hakkındaki bil- gisini yabancı memleketlerde yapaca- ğı yeni tetkik seyahati ile arttırmak ârzusuydu. Seyahate, konferans yer- dikten sonra da çıkmak mümkündü. Tetkik seyahatine çıkmada bu kadar acele edilmesi, belki de işsiz kalan A- merikan (firmalarına Türkiyede ne gibi yeni iş sahaları bulunduğunu bir an evvel anlatmak kaygusundan ileri geliyordu. Adil AŞÇIOOĞLU Diğer taraftan her fırsatta Batı- li ve Avrupalı sayılmamızı öde- yip aksi kanaatte olanlara kızar- ken, Batılı olmanın birine! şartı olan sendika hürriyetini boğmakla aleyhimizdeki kanaat ve hükümle- ri takviye etmekten yapmadığımızı İş, Hür Dünya Sendikaları Konfe- derasyonuna girmek için yıllarca uğraşmış, Bakanlar — Kurulundan bir türlü müsaade almamıştı. Böy- lece Türk İşçileri, Hür Dünya Sen- dikaları Konfederasyonunda — mem- leketin sesini duyuramamıştı. Hal- buki bu konfederasyonda Yunan ve Kıbrıs İşçi Sendikaları üye idi. Hür Dünya İşçi Sendikaları Konfederas- yonunun son genel kurul toplantda- rından birinde Orta Doğu memle- ketleri işçilerini temsilen de Kıb- rıslı bir Rum işçi bulunmuştu. Alâ- kasızlığımız yüzünden bu — konfe- derasyonun muntazam yayınların- da Türk işçilerinden "Osmanlı" iş- çileri diye bahsediliyordu. Türk - Iş'in 1952 yılı Ağusto- sundan beri Konfederasyona katıl- mak hususundaki müracaatına Hü- kümet henüz ap ermemiştir. 7 Mayıs 1956 da bu konfederasyonu temsilen Milletlerarası Madenciler Federasyonu Genel Sekreteri Sir William Lawther Çalışma Bakanına ziyaretle Türk - İşin müracaatına henüz bir cevap verilmemiş sima- sından Hür Dünya İşçi Sendikala- rının duyduğu çığa vurmuştu. buna cevaben Hükümetin esas. iti- barile bu katılmaya muhalif olma- dığını, "Tür karışıklıgından doğan basit kanun tekniğinin hükümetin kararını ge- ciktirdiğin" —Kemali iftiharla be- yân ediyordu. Bü beyanatla Türki-- yede sendika hürriyetinin durumu arasındaki farkın Hür çileri ile halk efkârında timle hakkında ne ğjbi tesirler ya- pacağının takdirini Çalışma Baka- nına bırakmak daha İyi olacaktir. mevzuatının 13