YURTTA OLUP BİTENLER Ama Ademhana karşı yapılan mua- mele de diğer gazetecilere yapılan- dan farklı olmadı. Ceza Muhakemele- ri Usulü Kanununun ınfaz hakkında- ki hükümlerinin gazetecilere tatbi- kinde yeni bir anlayış tarzının cari olduğu açıkça anlaşılıyordu. Adi suç- lardan hüküm gıyenlerde esirgen- miyen ihbarname — gönderme usulü, gazeteciler için tatbik kabılıyetıne sahip değildi! İhtimal gazetecılerın mahk mıyet kararını öğrenir öğren- ırra kadem basacaklarından endışe ediliyordu. İşte Ademhan, emniyet memurla- rı matbaadan içeri girip te kendisi- ne bizimle beraber geleceksiniz de- dikleri zaman, bu "beraberce" gidi- lecek yerin Cebecideki Merkez Ceza i olduğunu, kendisinin cezaevinin ıçınde polıslerın ise dışında kalaca- ğını ve hürriyetine ancak 8 ay geç- tıkten kavuşabılecegını pek iyi biliyordu. Buna rağmen ne şaşır- ne de sarsıldı.. Polisler kendisine butun hazırlıklarını tamamlayıp ken- dileriyle gelmesi için 5 dakika müsa- ade ettiler. Ademhan bu son 5 hür- riyet dakikasının butun lezzetıni çı- kardı: Bir [arkadaşına telefon etti. Yeğe ne kendisi merak etmeme- si ve asla uzulmemesı için iki üç satırlık bir pusula yazdı ve o sı- rada matbaada bulunan bir arka- daşına evinin anahtarını vererek hapishanede okumak Üüzere hazır- ladığı kitapların yerini tarif etti ve onların kendisine getirilmesi rica- dakikalık — müdde- Ade handan çok polis- leri — sabırsızlandırıyordu. Nihayet Şinasi Nahit Berker Başa örülen çorap! Ademhan arkadaşlarıyla vedalaştı ve üç sivil memurla beraber jeep'e binerek çok sevdiği mecmuasından muvakkat bir zaman için ayrıldı. Adliyede infaza —müteallik forma- Titelerin tamamlanmasından Yusuf Ziya Ademhan da beraber Merkez Cezaevi Müdürlüğü- ne getirilip teslim edildi ve demir kapılar bir gazetecinin daha üstüne ağır ağır kapandı, Mahküm olan gazeteciler Tam bu sırada Ankara Toplu Ba- sın mahkemesinde bir basın da vası daha karara bağlanıyor ve iki genç gazeteciye daha hapishane yo- lu gözüküyordu. Bu dâvada sanık mevkiinde, oturan gazeteciler Ulus- un fıkra yazarı Şinasi Nahit Berker ile yazı işleri müdürü Nihat Subaşı idi. Dâva Şinasi Nahitin Ulus'ta çı- kan "Çorap ör başlıklı fıkra- a dnan — Menderi katı müdafaasında tâbirinin çok kullanılan bir halk de- yimi olduğunu ve hatta bizzat Baş- bakanın bu tâbiri Meclisteki konuş- malarında kullandığım Zabıt Ceride- leri ibraz ederek belirtti. Fakat mü- dafaa avukatının iddiaları şayanı ka- bul görülmedi. Ankara Toplu Basın Mahkemesince o gün alenen tefhim edilen ve mucip sebebleri bilâhare bildirilecek olan kararına göre fıkra yazarı Sinasi Nahit Berker ile Ya- zı işleri müdürü Nihat Subaşı seki- zer ay hapis ve 1333'er lira ağır pa- ra cezasına mahküm oldular. Gaze- tenin sahibi, C.H.P. Genel Sekrete- ri Kasım Gülek de 6834 sayılı kanu- nun hükümlerine göre 13 bin 333 lira para cezasına mahküm edildi. Kara- rın temyizi kabildi gazetecilerin bu yola baş vuracakları tabii idi. _DUNYAl*IIN GÖZÜ asın Kanun! hapisteki gazetec edeki bir partinin, doğmasına sebe bütün gözlerin basına çevrik olmasından daha tabii bir şey olamazdı. Yabancı basın da Türk basınıyla alâkalı haber etin Tokerin tevkifinden bu yana günler geçmiş, fakat bu hadisenin gerek dahilde, gerek hariçte uyandırdığı akislerin arkası kesilmemiştir. Gösterilen alâkanın sebeblerinin Metin çok Türkiy basın bahsiyle ılgılı olduğu şuphesızdır Tokerın şahsiyetinden v re jimi ve basın hürriyeti unda yapılan son tadilât, gazeteciler ve aleyhinde açılan davaların gibi geçtıkçe artması ciler bu vamlı kılan sebeplerdi. Bir " ispat hakkı" tasarısının alâkayı körükleyen ve de- hem de süratle gelişen, kuvvetli n bir memlekette ve hâdiseleri dikkatle takip ediyordu. Meselâ Türki- yeden epeyce uşak, kutuplara çok yakın bir mem- leket olan Isveçın en çok okunan gazetesi Stockholm- Tındıngen de, AKİS — Sarol dâvasının safhaları ve Metin Tokerin tevkifi hadısesı genış bir şekilde nak- ledılıyordu Stockholm - Tindingen, AKİS-Sarol'dan bahseden sayısında kapagında Met ın Tokerın resmi bulunan AKİIS'in bir klişesini de neşretm Basınımızın durumunu dikkatle takip eden sa- dece nüfusu az, fakat halkı uyanık ve demokrat İs- veçten ibaret değildir. 10 AKİS, 4 MAYIS 1957